Görücüye çıkartılan umutlu yeni kızlar, oğlanlar;
Balık burcundakiler ve balıklar ve serçeler! Evet, evet
Hepsi yayılırlar,yayık ayranı gibi, ağzı köpürten
Zehirli mantarı gibi, ölüme götüren, insanı sonunda;
(Kuduz başaklar gibi alacahöyüğünde güneş kızartanın
Ve Nemrut’larda, Hamlet’lerde binlerle nesil surat büktüren)
Ellerin tavşanlaştırdığı (hayır, tavşanlar bile korkmaz ya)
Ürkek misinalardır şerefsiz taçlardan döşenen mayınlar;
Ki büyüyecektir zaman, vaktin gözünde durdukça
Bir yelkovan, soran yok şimdi, hakikidir yarına doğuran!
Bazen hakikidir ertesi güne doğaçlanan, olmadıkça yalan.
SONUÇ ALIŞ
Ateş yaktık:
Dört bir yan, boştu;
Ufuklara kadar, ama o uzak’lar:
(O çizgi, belirlenemezlik ahengi-bekleyişi)
Temkin iyidir:
Gözümü kırpmıştım daha, ama!
50’ye yakın Octovill, bizzat kendileri, Whiscorpio’lar değil,
Onlar gelmişti. Karşımda belirdiler onlar:
(Sevgilim! Sevgilim: Rap’ndrell kayboldu birden!
Nerde ve askerlerim ve adamlarım ve ahbaplarım! ...)
300.000 kol, can almaya niyetli:Dil düştü ağzımda!
Fişekliğimden alelacele çıkardığım kurşunlar saçıldı toprağa:
Rampaya fırlamıştım, kurşunlar daha birleşmeden yer ile:
Athoxm rampası’na; onları vurdum kendi gölgeleriyle.
SESSİZLİĞE GİRİŞ
Müziği arkalayan insanlar vardı, dağdan inen; kadınlı erkekli-
Sırtlarına gölge vuran: Onların yüzleri apaydınlık;
Onlar yürüdükçe hoş kokular veren müzik nağmesi de ilerledi.
Her bir adam ya da kadın, sırtında taşıdığı yükü,
Bir ağaç seçerek onun kökü dibine yığdı, sonra istifledi.
Ve Aman! Ağaçlar kıpırdıyor! ! ! Olacak şey mi?
En yakınındaki türdaşıyla el ele veriyor,
Bu ormanda, her bir ağaç, garip bir karmaşa düzen doğaçladı:
İnsan beyni nöronları gibi,
Düşündükçe, kendinden tetiklenip üretilen bir orman.
Bir bebek evren gibi, annesince göbek bağı kesilen,
Yeni bir kabarcık olması için, bu sonsuz boşlukta.
Ağaçların oluşturduğu o garip örgüde bir yapı oluştu.
Yukarı çıktım ordan,
Bayağı yol almıştım daldan dala, ki aşağı baktığımda
Artık ne bu ağaç yapıya filiz vermiş insanlar gözüküyordu
Ne orman, ne yukarısı için bir gökyüzü.
Ama ağaçlara yine sıkıca dokunma ihtiyacı hissettim.
Kavradım: Evet, bu gerçekti.
Gökyüzüyle ve yeryüzüyle bağım kopmuş halde,
Sislerin ortasında, ama o eşsiz müzik hala kulaklardaydı
Ve o hoş koku, aşağıya baktım: O beyaz saçlı kız;
Daha önce de görmüştüm, gözleriyle ağaç köklerini besleyen.
Bana bakıyordu, içi gülüyordu bu sefer onun gözlerinin,
Ama bir sır da yansıtıyordu, sanki sese gittiğimi biliyordu.
Kayıt Tarihi : 24.5.2004 01:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Akın Akça](https://www.antoloji.com/i/siir/2004/05/24/aca-69-syk-2c-devinimden-sonuc-alis-ses-vermeyenine.jpg)
TÜM YORUMLAR (1)