KARMAŞAYA GİRİŞ
Adımları kararsızdı, ayaklarına baktı, görünmüyorlardı
Sislerin içinde gökyüzü doğrulttu onu, dağıldığında sisler:
… Köşelerinde çalgıların uçuşturduğu tık nefesler gibi,
Geniş odaların, koşuşturan onların içerisinde,
Melodi ve güfte,işte ahenk ve verse ile yazılan uyak
Evden çıktım, bir kaldırım, bir sokak, etraf karanlık;
Yukardan inen lambalar, sarkık, ağaçlar gibi:
Bekliyorlar, şafağı, ama şimdi: Sessizliği,
Bunlar sanki yılmazlık bekçileri.Yürüyorum,
Kimse yok:Aman! Bir yüz!
Bir ses konuştu:
İlerledi,
Bir köprü üzerindeydi, sisler hepten dağılmış,
Şekiller belirginleşmiş, çevresindeki kayalar gözden kaybolmuştu.
Her şey çok garipti, bir anlam verememem doğaldı bu sese,
Birden! Birden: Sis geldi, çöreklendi! Bir bütün halinde!
Yoğun, çok yoğun, boğulmamak için! ..
…
Yoğun …
Ve kapandı bütün yanlar, üstüm,
Altım,
Ne varsa:
Zifiri! ...
‘Kımıldayan-bir var olan’! !
Orda! ! ! …
.
Ağzı kapatılmış bir çanak, tutul’muş kendi’sine:
Bu ışık ona tutulmuş, karanlıkta parlayan bu
Bandaj boğazına olmuş onun düğüm, bakışlar kuru
Sislerin lordu: Bir vampir, sarı gözlü, dişileşmiş,
Bandajdan anlıyorum beyazı, etraf karanlık;
Son nefesine yok son söz hakkı; gözler, şer bakan!
Sislere karşı anlamlı bir cesaret sergileyen bu mu?
Kolay değildir ya, bu yolculuk:
Karıştır harcı, karıştır! Bakın ne halde!
Saran bandaj onun ağzını: Onu açıyorum, ağzı yok!
Ama dişler, o dişlerle saldırdı: ‘Tanrım! ! ”
Diyor
“Lizaifer adım”! ! ! …
‘Hayır’ diyorum ben de: ‘Öyle idin, evvelde’
Devam ediyor yaşını almış tecrübeli bir bunak gibi:
(“Samara’nın efendisi, Lucifer-oğlu”)
Diyorum: ‘Evet! ’, ‘Seni ben yazdım.’
Şok!
Kendimi buldum bir koridorda
Zifiri, zifiri, yine zifiri, kahrolası zifiri! …
Katrana bulayacağım seni zifiri, zifte bulayacağım,
Katrana buladığım zifte doyuracağım seni zifiri! ! ! ! ...
Kan,
İlaç yok,
Kan:
İçki, uyuştur!
Uzakta,
Uzakta,
Ben,
Ben nælde?
KARMAŞADAN SIYRILIŞ (“HUZUR YANILTI’SI”) *
O! Gel, gel! Sadece kavuşmak adına: Gel! ! ! *
Yavaşça Lizaifer’e bakarak yürüdüm arkama -
Kapıya yöneldim arkamdaki- birden saldıracak.. gibi.
Bir kapıyı tuttum ve şiddetle çevirdim kulbu.
Daha kötüsü olamazdı. Kendimi attım o karanlıktan dışarı
Gözükmüyordu gökyüzü engin dalgalarında güneşin, her yönde aynı
O kuvvetli ışık, duvarlar gibi bir şeyler vardı, sağımda, solumda, vesaire:
Anlayamadım neydi bunlar, ışık o denli güçlüydü, sis nisbeten azalmıştı!
Şöyle ki, girinti ve çıkıntılardan ve düz kenarlardan bir ışıktan
Kütle geliyordu, aşağıya, bana doğru incelen,siyah duvarları yaran –
Yüreğin titreştiği hissiyatın apansız nağmeleriyle eni konu oynayan,
Beyin gibi kıvrımlardan oluşan bir orman-halüsinasyonu üzerinde.
Orda iki ağaç vardı, ‘önümdeki-sağım’da ve solumda
Onları yaşatana- bu ışığı yutuyorlardı -hürmet sunan en güzel bir tavırla.
‘Avalon burası olmalı’,’o ada olmalı burası’,’nerede Arthur peki? ‘
Kaynakların girift-kararlı özü burası sanki
‘Demir döğen nalbantın iç çekişleriyle var edilen-alın kıvrımlarındaki
Ter birikintisinin, sarf edilen emeklerle güzelleştiği! ..’
Evet yükselme rampasındayım yine,
ama var bu sefer değişik bir gariplik
KARMAŞAYA GİRİŞ’E DÖNÜŞ
Adara, sol bacağını klozetin deliğinden daldırdı;
O an, kafası lavaboya sokuldu:
Uyanan şeytanın-dadısı’ydı, kaktüsün otu;
Şişmanladıkça Adara, havalanıyordu,
(Ve havalandıkça zayıfladı)
Musluğun içinden (Su akışı, sigaranın dumanı:
Olasılıksal) Yolculuğunda.
Uyanınca,
… Aklında tuttuğunu fark etti bazı şeyleri:
Onlar, bilinçaltının dışına gönderdiği hareketlerdi,
Sahip olunanları güvenceye almak adına:
Rüya içindeki rüya, bilinç altının dışına:
Ama, uyandığında başından kanlar akıyordu;
Yanında,’sinemadayken uyuya kalan çocuk’
Ölmüştü, açık gözlerinde onun, korku kalmıştı.
İlginç bir ifadesi vardı:
Her tarafı ilikliydi, ama sevişirken ölmüştü:
(Ve ben onun uyurken yanında) Her halinden belliydi:
Dokunmamıştı bana ‘cellat’, deliliğine!
Bir süre geçmiş, baktım aynaya:
Sağ yakası alnımın beş parmak ötelenmiş, kıpkırmızı;
Bu ‘kırmızı’ -ilginç yanı -kıpırdıyordu:
Bu hareket eden tepeleşmiş (sahte kum havuzu)
Kısım üzerinde, bir damar:
Kolayca seçiliyordu, daha o, hareketsizdi!
Samara ile Samara-medy’nin savaşında
Samara-medy koymalı yine Samara için son noktayı:
“Kötülüğün, yırtık beyaz elbiseli: Acınası, ama
Kuyu-kız çocuğu”.Athoxm’la şaşırtıldı önce!
(Gölge olarak, güneş olduklarını düşünenlerdi bunlar)
Çekim gücü destekli bu ışın topu, tetiklenir çelik silahtan
Ve / Ama örümcek ipi destekli Shadonake: Yılan-gölgesi,
Gölgeleri sokar bir bir, arı gibi, mitralyoz alevi sonrasında.
Önce Athoxm’la gözleri kör edilmez bu mendeburların,
Çünkü zaten onlardır mendebur, ama beklemezler ya bunu! ..
Hemen sonrasında makinelı ateşlenir, bunu hiç beklemezler.
Az önce kamaşmış gözleri Athoxm’la onların:
Tabi! .. Şimdi verilecek onlara kendileri!
Yılanın gölgesi Shadonake, Samara-medy olur da:
(Düşmanlarıdır, evet onun, Samara ve Lizaifer’in gözdeleri;
Whiscorpio’lar gelir Octovil’ler komutasında,
Altı bin kol ile, ki 36 bin kol daha çıkar, bunlar kesildiği
Yerde, her bir yanda)
‘medy’ eklenir, kötülerin vaftiz çocuğu, Samara’ya,
Kötülere karşı, daha kötü onlardan, olabilmek için:
Evet Shadonake’le fırlatılır bir büyük gölge
Örümcek ipi destekli, çelikten dayanıklı
Ve teflon yapısı da vardır bu öz’de, bu melezde:
Özüt vardır ya,öz’de:
Kir, pas tutmayan üzerinde; akıtıveren yağı, her şekilde.
“Horridor Ovası – Derince Düzlüğü”ne geçtiler;
Bu “şer-‘salgı veren’ vaha”ya;
Hem tam Güneş batıyordu “Faileouse Icnoweasle”da;
Gerçi güneş uzak biraz buraya:
(‘Gülyabani - Balo yurdu şatosu’na ulaştıkları vakit,
“Eryclea’ngeth’ dağında;
Geçerek “Abys’ole” deliğinden:
Fazla korkunçtu:
‘Ovanın ufkundaki bazı insan başı şakakları’ndan
Süzülüyordu kan.)
Gördüm ama! Evet, onlar buradalar,
Evet, evet Whiscorpio’lar, şu Octovill uşakları;
Onlar,önceleri insandı, sonra evrim geçirdiler.
Kötülüğün-ruh tasması, dil sarkıtan köpüren ağızlardan;
Bakın, bakın, bu halleriyle köpekten beterler.
…
Ama,çatlak da göremedik,
Fırtına öncesindeyiz, bunu anladık
Ve fırtınanın ruhunda, fırtına gelmeden bile daha:
Kan, akan; ’mat-gri-haki-kırması’ renkliydi:
Fazlasıyla,bunu gördük! (Fakat türkuvaz?)
…
açıklama:
Whiscorpio: Whistle-scorpion (Islık-akrep)
Octovill: Octopus-evil (Kötülük ahtapotu)
Yanıltı:Yanılgı anlamında değil, yalancı bir yansımanın doğru olması’ üzerine oluşturduğum bir kelime
Kayıt Tarihi : 24.5.2004 01:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!