Aça-69 (Syk-1) açıklama ve sözlükçe

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Aça-69 (Syk-1) açıklama ve sözlükçe

açıklamalar
-

Geriş:Kıyıya kaçarak saklanan uskumrular

Fışkırık:Fıskiye

Mors:Yunanistanda ‘ölüm’

Genius:Roma Mitolojisi’nde yalnız her bireyde değil,aynı zamanda her yer’de,her manevi şahısta (toplum,kolej,site v.s.) immanent olarak bulunan ve onun spirituel mevcudiyetini simgeleyen varlıklar.Genius,giderek Mana’larla özdeşleştirildi ve insanın içinde var olan ölümsüz bir unsur olarak görülür oldu.

Myrddin:Merlin

Gvenevere:Kral Arthur'u Lancelot'la aldatan Arthur'un eşi ve bir anlamda İngiltere'nin parçalanmasına yol açan şövalye

Göllerin Hanımı:Arthur'a Excalibur Kılıcı'nı veren Merlin'e kılıcı ileten şahıs ve Arthur Avalon'a doğru yolculuğa çıktığında Arthur'un kılıcı göle atmasına ya da attırmasına şahit oluruz.Göllerin Hanımı kılıcı göle düşmeden tutar ve göle çeker.Ayrıca Göllerin Hanımının,kötü kraliçe Mab'le de akrabalığı vardır.Ama onun aksine,Göllerin Hanımı Arthur'un safındadır.Fakat sessiz kalmayı seçmiştir...(Sonuç olarak Arthur'u kendi oğlu öldürür,Arthur'da yaralandıktan sonra onu öldürmek zorunda kalır.Sonrasında iki pelerinli dişi varlık bir kayıkla gelip Arthur'u Avalon Adası'na doğru yola çıkarırlar sisler arasından)

--

Bölümler hk. Açıklamalar:

UZ. & V.E:

Boşluk enerjisi yada ''karmaşık alan frekansları havuzu'' denen alansal enerjiye ait her dalganın kendi frekansıyla orantılı olan belirli bir enerji kuantumu vardır. Ve örneğin boş uzayda elektromanyetik alanı alırsanız, mevcut bir enerji oladığını düşündüğünüz bir vakum düzeyinde bile her dalga altına inemeyeceği sıfır nokta enerjisi denen bir enerjiye sahiptir. Yani boşluk denen şey tıka- basa enerji alanlarıyla doludur.(Bilinmelidir ki zaten ''boşluk'' kendi başına bir şey değildir. Boşluk, elektromanyetik bir güç hacminin görüntüsünden başka bir şey değildir.) Boş uzayın herhangi bir bölgesindeki dalgaları biriktirseydiniz, onların sozsuz bir enerji miktarına sahip olduğunu bulurdunuz. Çünkü sonsuz sayıda dalga olasıdır.Ancak, şimdi enerjinin sonsuz olamayacağını, belki de her birisi enerjiye katkıda bulunan, giderek daha kısa dalgaları eklemeyi sürdüremeyeceğinizi düşünmek için sebebleriniz olabilir.

VAKUM:

Vakum nedir?

Boşluk, havasızlık anlamında kullanılan 'vakum' terimi çoğu kez yanlış anlaşılır. Normal şartlarda, deniz seviyesinde, vücudumuzun her santimetrekaresi üzerinde l kilogram hava basıncı vardır. Parmağınıza l kilogramlık bir yük taksanız zor taşırsınız ama parmağınızın minik bir bozuk para büyüklüğünde olan kısmı üzerinde her zaman bu ağırlık vardır. Bir de bütün vücudun üzerinde olanı düşünün.
Üzerimizdeki atmosfer tabakasının ağırlığının yarattığı bu hayli yüksek basınç altında ezilmeyiz hatta hissetmeyiz bile. Vücudumuz buna göre ayarlanmıştır. Bu basınç biraz artarsa (denize daldığımızda) veya biraz azalırsa (uçakta veya yüksek dağlara çıkıldığı zaman) vücudumuz, kulaklarımız başta olmak üzere bunu hemen algılar.
İşte basıncın, santimetrekareye l kilogram (l 000 gram) olan atmosfer basıncının altına düşmesine vakum denilir. Örneğin santimetrekarede 0,8 kilogramlık (800 gram) bir basınç pratikte atmosfer basıncının ne kadar altında ise o kadar yani l 000-800= 200 milibar vakum olarak ifade edilir.
Vakumda, yani hava basıncı atmosfer basıncından daha düşük olduğunda üzerimizdeki basınç da azalmış yükümüz hafiflemiş olduğuna göre vücudumuz da daha rahat etmez mi? Hayır, tersine. Vücudumuzun iç basıncı atmosfer basıncına göre ayarlıdır. Dışımızdaki basınç düşerse, denge bozulacağından ve iç basıncımız fazla geleceğinden başta damarlarımız olmak üzere tüm organlarımız zarar görebilir, devam etmesi durumunda ise insanı ölüme götürebilir.
Hakiki veya mutlak vakum tam sıfır hava basıncına ulaşmaktır ki, bu pratikte mümkün değildir. Uzayda bile hakiki vakum yoktur. Bir ortamın hakiki yani mutlak vakumda olması için içinde molekül, atom, elektron, ve atomun diğer küçük parçacıklarından hiçbirinin olmaması gerekir. Uzayda 'neutrinus' denilen partiküller vardır, bu nedenle uzayda bile hakiki vakum vardır diyemiyoruz. Ancak uzay o kadar büyük, parçacıklar da o kadar küçüktürler ki yüzde 99,9999.... vakumdur diyebiliriz.
Elinize bir şişe alıp havasını boşaltıp, ağzını da sızdırmaz şekilde kapatırsanız şişenin içinde vakum oluşmuştur diyebiliriz. Şişenin kapağında bir delik açarsanız dışarıdaki hava derhal içeri hücum eder, içerdeki vakumun yerini alır. O halde dünyamızı çevreleyen hava tabakası niçin uzayın boşluğuna, vakumlu ortamına kaçmıyor?
Örnekteki havanın, şişenin içine dalmasına sebep üzerindeki atmosferik basınçtır. Atmosferde 10 bin metreye çıkıldığında (yolcu uçaklarının normal uçuş yüksekliği) hava basıncı santimetrekarede 0,3 kilograma, 16 bin metrede 0,1 kilograma düşer.
Atmosferin üst katmanlarına gittikçe de hava basıncı sıfıra yaklaşır. Havanın vakumlu ortama kaçmasını yaratacak bir hava basıncı yoktur, bu nedenle uzayın boşluğu hava moleküllerini çekemez, atmosfer tabakamız da uzayın boşluğuna kaçıp gitmez. Tabii dünyanın çekim gücünü de unutmamak lazım

KAR VE ÇİĞ HK.

Kar eridiğinde beyazlığı nereye gider?

Su donup kara dönüştüğünde, kristal dediğimiz ve herkesin kar tanesi diye bildiği özel bir biçime sahip olur. Bu kar taneciğinin beyazlığı, ışığın bu biçimden yansımasından kaynaklanmaktadır. Kar eridiğinde artık eski biçiminde değildir ve dolayısıyla ışık ta eskisi gibi kristalden yansıyamaz. Kar eridiğinde artık su olur.

Çiy yerden mi yükselir, yoksa yukarıdan mı yağar?

Çiy ne yükselir ne de yağar. Çiy, havada oluşmuş su buharının soğuk nesneler üzerinde yoğunlaşmasıdır. Toprak, birkaç metre üstündeki havadan daha fazla su içerdiğinden, otlar soğuduğunda, hemen yakınındaki toprağın nemi üzerinde yoğunlaşır. Nemli hava ne zaman soğuk bir yüzeyle karşılaşırsa yoğunlaşma olacaktır, yani böyle durumda her zaman çiy olacaktır.

Çiy ya da kırağı (don) , havanın suyla doygunlaştığı noktadan daha fazla soğuyan nesneler üzerinde oluşur. Yere yakın nesneler havanın kendisinden daha çabuk soğurlar. Hava yerden yükselen ısı enerjisine (yer radyasyonu) saydamdır. Dolayısıyla çiy ya da kırağı normalde sis öncesi olur.

Çiy ya da kırağı için gerekli su miktarı genelde havadaki sudan gelir. Havadaki fazla su ise topraktan ve hatta bitkilerin yapraklarından, özellikle de yağmurlu bir günün ardından oluşur. Topraktan suyun buharlaşması gece bile devam eder, ve bazen de yere yakın bir nemli ve sığ hava tabakası halinde otların ve nesnelerin üzerinde ıslak çiy olur.
Hortumun gözü neden durgun ve sakindir?

Hortumun gözü durgun ve sakindir saptaması teorik anlamda doğru bir ifadedir. Diyelim ki hortumun bir tarafındaki ölçülmüş hız saatte 100 mil olsun, karşı tarafındaki hız da karşıt yönde olmakla birlikte aynı olacaktır. O zaman belli bir noktada, merkeze yakın bir yerde, hızın sıfırlanması gerekecektir.

Gerçekte, böyle olmaz, çünkü hortumun bacası (huni biçimindeki bulut) büyüklük, hız, ve hareket yönü olarak sürekli değişiklik gösterir. Dolayısıyla bu sakinliği ölçmek son derece güçtür. Kasırganın da hortuma benzer deveranı vardır, ancak bu daha büyük ölçekte cereyan etmektedir. Kasırganın gözünün zaman zaman 10 ila 20 millik bir çapı olduğu, ve gözün içindeki rüzgarın hızı ise oldukça hafif hatta durguna yakın olduğu saptanmıştır.

NEM HK.

Nemlilik yer yüzünde canlı hayatının gelişmesinde ve devamında çok önemli bir unsurdur. Hava ve iklim şartları bakımından da çok önemlidir. Her şeyden önce yağışların kaynağı havadaki su buharıdır

YÜKSELEN HAVA

Yükselen hava, genişler ve soğur.

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 14.5.2004 05:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça