Abuzere mektup Şiiri - Veysel Taş

gel otur
kırk katır kır satır
yok sözümüz başlarken
ya sen konuş
ya ben içimi dökeyim
coğrafya tarih beni eğlesin
istersen sen sus
gel çök yanı başıma
bana insanlığı getirdiğini söyle
karabasanların çöktüğü gibi değil
şekilsizlerin diz çöktüğü gibide değil
bağdaş kurar gibi güneşin sofrasına...
diyordun ya
_türkü dilli
fırata sevdalı
pusulara kavgalı
bu sevda seni yer bitirir
tarih biter mi
coğrafya tükenir mi
kırk yerden kolan vursalarda fırata
dicle tersine döner mi
hasankeyfe kim gem vuracak
&
asuru düşün
babilde üzüm bahçeleri nar kızılı
nemrut güneşin sofrasında
ezidiler bağdaş kurmuş
keldaniler harman olmuş
gelmiş bu güne
katline ferman çıkmış
ermeninin süryaninin
turabdin ana kucağı
mor gabrielde bir ayağı
ninovada diğer bacağı
deyruszafaran dim dik ayakta
kara yağmura fırtına
ve top seslerine
kılıç şakırtılarının inadına
deyrulumura el sallar
ben burdayım ilk günki gibi
akhtamarda çan sesleri
ishak paşada ezan sesine karışmış
hepimiz kardeşiz
hep bir anadan doğar kelebekler
&
mezopotamya beşik
medeniyetleri sallamış
kimi uyumuş
kimi ihaneti yaşamış kendi içinde
boşunamı harranda ilk üniversite
demirci kava hep üstte
demire ayar vermiş örs altta
çekiç hep inmiş kalkmış
geceye karanlığa
gün olmuş feodal beyler
işbirlikçiler
din tacirleri haykırmış
ezan sesiyle çan sesi yan yana olmaz
niye olmaz
olursa erk gider
kudret biter
tacı tahtı yel alır
ne saltanat kalır
ne de çalışmadan yiyen hükümdar
yoksul ve saf,sütten çıkmış kaşık kadar
asil ve yirmidört ayar altın
inanmış kanmış
kendini neslini yakmış
tarih bir birini boğazlamış
birilerinin tacı tahtı uğruna
&
geldik bu güne işte
emperyaller bir ucunda
diğer ucunda din baronları
kaşıdı durdular yarayı
aralar bozuldu
enlemler dik boylamlar eyik
gözün üstünde kaşın var
başın üstünde ben olacağım
niye bu inat
niye bu kan sofraları
_niye ha niye anlıyormusun
tercihi bize mi ait dünyaya gelmenin
insan doğduk suç mu işledik
dağlı olduk
şehirli olduk
yoksul olduk
maraba olduk
çoban olduk
hata mı ettik
ağalık babadan oğula
çobanlık ta aynı oldu
hangi kitapta yazar bu saltanat
tanrı adalet dağıtırken
torpil mi yaptı
rüşvet mi aldı bazılarından
&
_ha söyle söyle
diyorumki işte
_üç gün misafir kaldığımız ömürde
kardeşce
herkesin dili kendine
dini kendine
rengi şekli kendine
bir ekmeği ikiye bölüpte yesek
bir bardak çayı yarı yarıya
acıya sancıya
sevince ve toyda ortak olsak diyorum
güvercinler büyütsek avuçlarımızda
kendi yağımızla kavrulsak
ona buna el avuç açmadan
yani diyorum ki anlıyacağın
demokrasi farlılıkların uyumudur
denir ya işte
barış barış sonra yine barış içinde
yüreğimiz bir karış atsın yeter
barış uğruna
anladın mı ha söyle anladın mı
çok şey mi istiyorum yoksa.
V. Kebanlı.