kar kadar sessizim
kar kadar donuk bu gece...
damlalar sıkıştırıyorum göz bebeklerime.
bir abre bin damla abre daha
yazmaya takatim yok ama...neyse...
bu sıralar mabedimin sunağında
zamanın akreplerini kurban ediyorum.
yel/kovana gelmeyen arı günleri bekliyorum
yırtmak istiyorum çoğu zaman
kanatsız fanusuna dar gelen ruhumu
alnımın siyahi kalebendinde
gözümden döke döke, özümden söke söke
tozu kızıl toprak arındırıyor, suyu kızıl benliğimi
bir kenti anlıyorum da
yine de bin kent ölüyor sessiz peronlarımda...
damlalar sıkıştırıyorum göz bebeklerime
bir abre bin damla abre daha...
kar kadar beyazım, kar kadar ölümlü bu gece...
gider yanı kalmadı ya hayatın... neyse...
bazen işte böyle öfkemin suretine
dilimin sözü geçmiyor...
göçebeyim obası dünya çadırında...
ve yokluyorum kör bastonuyla hayatı
konmuyor kar kuşları kar yanığı dağlara...
ince çığlıklarsa gelemiyor ak kubbeli çığlara.
bağrımı deşe deşe, döşümden düşe düşe
vurdukça ciğerlerimde ejderhalar öldürüyorum.
bir âhı anlıyorum da
yine de bin âh ölüyor sessiz peronlarımda...
damlalar sıkıştırıyorum göz bebeklerime
bir abre bin damla abre daha...
kar kadar ağırım, kar kadar yorgunum bu gece...
bu kafayı ezmek var ama …neyse...
gün hışımla kara sürmesini çekerken üzerime
efkarım dağları devirecek kadar
içimde dağlardan daha büyük dağlar var...
biriktirmedim ama bilirim kararını
gözlerimde akan su bir şehri yutacak kadar…
dokunmayın efkarıma...
efkarımın esrarına!
belki acizliğim, belki sefaletim
bilmiyorum işte ne bileyim...
kılcal damarlarımdan inceydi kahrolası yüreğim
karanlıkta koşa koşa, duvarlardan aşa aşa
bozgunlardan gazi çıkıp madalyonlar alıyorum...
bir şefkati anlıyorum da
yine de bin şefkat ölüyor sessiz peronlarımda...
damlalar sıkıştırıyorum göz bebeklerime
bir abre bin damla abre daha...
kar kadar soğuk, kar kadar lapayım bu gece...
bir şey diyecektim ama boş ver… neyse...
çilenin kara saplı çekiçleriyle ezile ezile
hayatın örsünde şekillensem de
ben olmasam da o eski ben
kahrı doğrayacak kadar keskinleşti bileğim
mahzun anılarımda kızılca kıyametler kopsa da
şimdilerde isim arıyorum yaşını bilmediğim günlere
geçmişten söne söne, bu güne yana yana
ellerimle dokunmadan bir nesil gömüyorum
bir günü anlıyorum da
yine de bin gün ölüyor sessiz peronlarımda...
değmeyin, dokunmayın efkarımın esrarına.
kar kadar gerçek, kar kadar yalnızım bu gece.
damlalar sıkıştırıyorum göz bebeklerime
bir abre bir abre bin damla abre daha...
Abre / Göz yaşı
Esra KayaKayıt Tarihi : 1.3.2007 01:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
BAKIŞIYLA,
YAKIŞIYLA
GÜZEL SERBESTİNİZİ.
BAŞARILARINIZIN DEVAMI DİLEĞİYLE
bir şey diyecektim ama boş ver… neyse...
çilenin kara saplı çekiçleriyle ezile ezile
hayatın örsünde şekillensem de
ben olmasam da o eski ben
kahrı doğrayacak kadar keskinleşti bileğim
mahzun anılarımda kızılca kıyametler kopsa da
şimdilerde isim arıyorum yaşını bilmediğim günlere
geçmişten söne söne, bu güne yana yana
ellerimle dokunmadan bir nesil gömüyorum
bir günü anlıyorum da
yine de bin gün ölüyor sessiz peronlarımda...
değmeyin, dokunmayın efkarımın esrarına.
kar kadar gerçek, kar kadar yalnızım bu gece.
damlalar sıkıştırıyorum göz bebeklerime
bir abre bir abre bin damla abre daha...
Yüreğinize sağlık .Güzel bir şiir okudum.
TÜM YORUMLAR (53)