sen gelmez oldun
Bir yaz akşamıydı hava kararmış, yaz olmasına rağmen yağmurla gelen bir serinlik başlamıştı,
Ahh Safiye yağmur yağsa da seyretsem demiştin. Hasta yatağından kalktın, balkona çıktık, rüzgâr üşütüyordu ellerimizi. Gözlerin donuk, bedenin halsizdi.
Yağmur oluk gibi yağarken, aklına gelenleri düşününce, yağan yağmurun sesi beni boğuyordu.
Gitmeye hazırlanan otobüse binmek için, gizli bir güç, seni sürükler gibiydi. Sanki, sanki gitmek istiyordun.
Bahar için planlar yapmıştık, bana unutturma diyordun. Bahar planların beni mutlu ediyor, bahara kadar beni bırakmaz diyordum..
Ama ısrar ediyordu yorgun bedenin gitmek için.
Yalvarıyordum Rabbime almasın onu diye.
Sen zamanın geldiğini anlamış, kaderine razı olmuş, benim mücadeleme anlam veremiyordun.
Tabi veremezdin, giden sendin, kalan ben, bitiren sendin, biten ben....
Aslında yaşayan sendin, ölen ben...
Ve gittin...
Günlerce gelecek dedim, gelecek, perde oynasa, kedim sabit bir yere baksa, geldi diyordum.
Yatağımda uyur numarası yapıp, yanağımı okşamanı bekledim gecelerce.
Bütün yaz baharda gelecek dedim, sözümüz vardı. Ahhh,,, ablam,, minik öpücüklerle uyandırıp, güneşin doğuşunu gösterecektim sana.
Çiçeklerin, denizin, kumsalın, güneşin tadına, birlikte varacak, o illete İnat yaşayacaktık hayati doyasıya...
Yalan değil ablam, sana İhanet ettiğim oldu. Yokluğunda sana benzeyen her şeyi sevdim ben. Sana benzeyen her şeyde senden izler vardı.
Hiç biri sen değildin, olamazdın ki.
Olmadık anlarda aklıma düştün, zamansız yaralandım be ablam....
4 yaşıma kadar seni anne bilmişim. Gidişinle, hem ana, hem bacı acısını yükledin bu aciz bedenime.
Geldiğini hissediyorum, en aciz zamanlarda, yanımda olduğunu biliyorum.
Ama,,, dokunmak, görmek, koklamak, sana sarılmak istiyorum, sonsuza kadar beni bırakma diye. Kendimi paramparça hissediyorum.
Hala geleceksin diye bekliyorum ablam, hep bekledim.
Zamanla alıştım acılara, alıştım sevdiklerimin yokluğuna, ama sensizliğe alışamadım, hasretine alışamadım. Hep dönmeni bekledim, olmadı be ablam. Daha yolun başındaydık, seninle paylaşacağımız çok şeyler olacaktı. Bahar gelmeden ayrıldık.
Şimdi artan yalnızlığım, büyüyen yokluğun var, duvarda gözlerinin izi, kapı kollarında parmak izlerin saklı. tuvaletimi bile seviyorum, oradaki sohbetlerimizi...
Mevsimler döndü, sen dönmedin...
Acılarım yüreğime çökmezdi gecenin siyahında...
Özlemlerim hiç bu kadar acıtmamıştı canımı..
Hasret o kadar büyük olmamıştı..
Sensizliğim, acılarım ve ben....
Saçlarının İlk döküldüğü gün, gözlerindeki korkuyu hatırladıkça, acizliğim geliyor aklıma.
Elime makası alıp kendi saçlarımı keserken nasılda sarılmıştın ellerime.
Yapma, yapma diye haykırıyordun..
Kınalar yakmıştım saçların çıkınca. O kadar güzeldin ki.
Bir gün seni aldılar vücudunu yıkıyorlardı.
Aldım ellerinden seni okşarcasına yıkadık, evlatlarınla beraber. En son ellerine kına koydular..
Bırakın koymayın, bakın,, ben yaktım kınasını, ben hazırladım kınalı kuzumu Rabbime diye haykırdım, haykırdım..
Bittik ablam, yokluğun yaktı içimizi...
Varlığın nerede ablam nerede.....
safİye özgöç
Kayıt Tarihi : 6.9.2009 20:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
onunla geçirdiğim 32 yıl için Rabbime şükrediyorum
Sağlıkla,mutlulukla,esenlikle kalın
Duygular hisler ve anlatımlar su gibi.
Kutluyorum ve
başarılarınızın devamını diliyorum.
Selam ve saygılarımla.
TÜM YORUMLAR (12)