Ağlamasına dayanamam dediğin,
Hastalığını bilip de üzülmesinden,
Çekindiğin babam;
Meğer sen üzülmeyesin diye,
Hastalığını bildiğini gizlemiş hepimizden.
Biliyor musun gidişine o kadar ağladı ki,
O dağ gibi görünen koca adam.
Dimdik durmaya çalışırken,
Gözyaşları boncuk, boncuktu,
Süzülerek dökülen aksakallarından.
Annemse bir gelip, bir gidiyordu.
Bazen vakurdu, teselli ediyordu etrafı
Bazen de kopuyordu ortamdan.
Anımsayınca da birden o titrek sesiyle,
İsmini ha bire sayıklıyordu.
Ah be Abla! Yaşamadan gidilir mi?
Hep başkaları için mi adanır ömür.
Tam huzura ereceğiz derken,
Nasıl biter, nasıl gidersin be abla,
Kısacıkmış şu ömür.
Sizlere, çocuklarıma doyamadım dedin ya,
Düğümlendi kelimeler boğazımda
İşte o anda konuşamadım ki abla,
Hiç birimizde doymadı ki sana, diyemedim.
Halen de yankılanıyor sesin kulaklarımda.
“Acı, sahibinin yüreğinde sızıdır” derler.
Ama biliyorum abla; her doğan ölür.
Yinede sensizliğe alışmak zordur be abla,
Çünkü yitirince sevenlerini yaşayan,
Aslın da ölen yaşayanın kendisi olur.
Defne; 16.06.2016
Hasan ÇekmecelioğluKayıt Tarihi : 17.6.2016 16:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (4)