1966 yılı,
Zemheri üç...
Doğmuşum..
Bir başına anadan..
Kardaş bacısız..
Baba ha var ha yok..
Baba var olmakla baba olmuyormuş
Sonra anlıyor insan..
Çocukluğumdan anımsadığım
Kendi oyuncağımızı kendimiz yapardık,
Babalar ya bilmezdi oyuncak almayı
Ya da alamazdı ellaham..
Ve yalın ayaktık çoğumuz..
Belki sadece bendim yalın ayak
77 yılı ilkokul biter
Ve şehre göç olunur..
4 sene çeşitli işlerde çıraklık..
Köye ırak..
Yeniden bir heves okul mokul derken
87 senesinde lis ...
Zalim felek bırakmadı yakamı
El içinde kaldım arasattayım
Yel savurdu attı beni çöllere
Nice bir zamandır harabattayım
Nice olur yarim hallerim sensiz
Günler geçer iken kör kuyularda
Güzellerin şahı sundu el bana
Çekip de çıkardı derin diplerden
Gülümsedi güldü gonca gül bana
Bin asırdır yokluğunla uğundum
Bekledim bekledim vermedin haber
Düşkün mü ellerin dağlar maralı
Doldurdun içimi üzüntü keder
Küskün mü dillerin dağlar maralı
Yol mu bulamadın çıkmazda mısın
Bana deli diyen güzel
Saçlarının delisiyim
Kıvrık kıvrık zülüfünün
Uçlarının delisiyim
Suna ceren gibi koşan
Edo vurma beni..
Karadağ’da edem,Karadağ’da palıt ağaçları.. Üveyikler yuva yapar gizlisine dalın, yani almasın diye yavrusunu çapar yılan..Palıdın dalları hışırdar, dalları esen yellerde, seherde, Yelli Gedik, Kerkez geçesinde.. Karadağ’da boz yılanlar,saklanır göremezsin, çapardır.. Merzimenden su getirir gagasında kuş yuvaya..Kuşlar beni ötüşür şimdi edem.. Merzimen’de su değirmenleri.. Merzimen Fırat’a akar.. Yeller beni fısıldar dallara. Dallar beni hışırdar celfin üveyiklere.. Fırat Umman’a karışır ..
Elleri kirliydi, ayakları kirliydi.. Suçum değil; saf olması yüreğimin.. Yani kaşımın gözümün.. Güzel olması yüzümün suçum değil.. Dur..Yürekleri kirliydi, elleri güçlü.. Zayıfım, naifim bilirsin.. Şimdi ne güzel hışırdar yel estikçe palıt dalları.. Yavruları besler üveyikler yuvada..Dağda. Ağaçta..Tuzaktadır yılanlar , çapar çapar taş altlarında. Gündüzü bekler, sıcağı..Bir kartal olmanı isterdim edo..Pençe salan bir kartal çapar yılana.. Sendeydi umudum..Sendin güvencim..
Edo vurma beni..
Gecikti işte.. Gecikti , gecikti mısır bekçisi.. Birinin düğününden sonraya kavil kurmuştuk, güzün.. Uzaklara gidecektik .. Bizi beklerdi bilinmez iller, yitip kaybolacaktık belki de uzaklarda..Beklerken bu umutla, beklerken tuzakla meşgulmuş bir başkası..Sevmez mi insan insanı edem, insan insanı diyorum..Neden öldürür bir insan insanı..Öyle işte...Ağaca tırmanıyor yılan , yaklaşıyor yuvaya sinsi ve usul, aldı yavruyu..Yuva feryat figan , yuva boş viran.. Celfinim.. Bir kartal olmanı isterdim , o çapar yılana pençe salan.. Ne çok isterdim .. Sendeydi umudum..
Edo vurma beni
Gül yüzlüm sevdiğim ala cerenim
Sabah yelleriyle es de gel bana
Kurumuş çöllere hayat verenim
Bitmişe geçmişe küs de gel bana
Yad ile yabana verme selamı
Sevgilim efendim canım cananım
Eğleşme yollarda kaç da gel bana
Hasretinle öldüm gurbet ellerde
Gecikme ellerde uç da gel bana
Kuvvetim tükendi kalmadı gücüm
Baharın ortası yayla zamanı
Açıp kollarını koş da gel bana
Yollarına kurban olam sevdiğim
İçip aşk meyini coş da gel bana
Yandı gönül şu güzelin derdine
Elmalanmış gül yanakta gamzeler
Sevdiğimin keman kaşı yay gibi
Güzelimin cennet misali yüzü
Şavkıyor gecemde dolun ay gibi
Aşığım gülümün suna boyuna
Mahmur
Seslendim sunama kuşluk zamanı
Yorgun gelir sesi sözleri mahmur
Hasretin gölünde yüzüp yorulmuş
Duruşundan belli yüzleri mahmur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!