7 Nisan 1932 - 7 Haziran 2012
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Devamını Oku
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
7 Nisan 1932 tarihinde Kahramanmaraş ili, Elbistan ilçesine bağlı Ekinözü (Cela) köyünde dünyaya geldi. Küçük yaşlarda şiire merak sardı. Bu, aileden gelme bir merak diyebiliriz. Çünkü dedesi, babası ve kardeşleri de şairdirler.
İlk yazdığı şiirleri 2 kitap oIacak hacimde iken beğenmeyip yaktı ve 1958 yılından itibaren yazdıklarını 'Hasan'a Mektuplar' ismi altında 1964 yılında 10.000 adet bastırdı. FEDAİ yayınları arasında çıkan bu eser kısa zamanda tükendi ve 2. baskısını yine 10.000 ...
Büyük Ozana,
Bir kuş gördüm yaralanmış uçamıyor.
KIrık kanatların açamıyor,
Zalım avcılardan kaçamıyor.
Vurmayı, avcılar onu vurmayın.
İğde ağacının çiçeği sarı,
Şairler, ozanlar severler yari,
Bilemedim, bu yıl kışı, baharı,
Sormayı nedenin bana sormayın.
Lambanın titreyen alevi söndü,
Ulu aşıkların ölümü dündü.
Mihriban'a kavuşmanın yolu göründü,
Durmayın yoluna, onun durmayın.
Ecel gelip kapısına dyanmış,
Ulu Allah'ına dua edip yaarmış,
Ne güzel deyişler söyler, yazarmış.
Nurlarla olasın, ey Büyük Ozan.
Hemşehrim büyük ozan'ın ölümünü üzüntü ile duydum.Tüm antoloji ailesi ile beraber ozanın sevenlerine baş sağlığı diler,Allah'ın rahmetine kavuşmasını gönülden arzu ederim...
HEMŞEHRİSİ:ZİYA ARİFOĞLU(ZİYAİ)
Üstadım Abdurrahim Karakoç'a
Ellerinden öpüyorum evvelâ
Bu millet canından bıktı Üstadım!
San ki bizi buldu her gelen bela
Değirmenin cılkı çıktı Üstadım!
Çıkar için dostla açtık arayı
Kaç yıl geçti saramadık yarayı
Yaradan’dan çok sevmişiz parayı
Akıllar nereye baktı Üstadım!
Kör gidermiş şu dünyaya kör gelen
Yıllarca düşündüm nedir zor gelen
Şimdi diyeceğim vallah her gelen
Başımıza çivi çaktı Üstadım!
Bol keseden attı kara sıpalar
Bugün bile bak ağlıyor tepeler
Oğlanların kulağında küpeler
Devir oyun bozan vakti Üstadım!
Çare sandık bir hıyarın tekini
Uzak derken göremedik yakını
‘’Hasan’’ bile alamadı hakkını
‘’Emine’’ kafaya taktı Üstadım!
Şeytan kovalıyor melek kaçıyor
Dünkü çocuk ağzımıza s.. yor
Torpil, rüşvet her kapıyı açıyor
Bu nasıl adalet haktı Üstadım!
Karga gibi bir kılavuz tutmuşlar
Umut derken bataklığa batmışlar
Memleketi parselleyip satmışlar
Bebeler uykudan kalktı Üstadım!
Vatan baştan başa başlar ağıda
Hasret kaldık Fatih gibi yiğide
Her gün şehit verir iken doğuda
Hükümet canımı sıktı Üstadım!
Değişmez bu düzen kuru laf ile
Senelerdir kandırıldık saf ile
Yapmayın etmeyin dedik nafile
Her gelen burnunu soktu Üstadım!
Düşman hangi safta, dost hangi safta?
Anamız dinimiz ağlar her hafta
Bin yıllık türkümüz dururken rafta
Popa karşı gelen yoktu Üstadım!
Aklı yoktur cahilleri övenin
Vatan sever yiğitlere güvenin
Günden güne ünü arttı devenin
Gözünü gözüme dikti Üstadım!
Çığ gibi yükselir angutu-toy’u
Dedim bu millete, bırak uykuyu
Kuzu gibi besliyoruz Apo’yu
Sakarya’da şafak söktü Üstadım!
Nemru’da dost olan nursuzlar çıktı
Hazineyi soyan hırsızlar çıktı
Sayamam dağ boyu arsızlar çıktı
Ne diyem, bağrımı yaktı Üstadım!
Türk’ün Türk’ten başka dostu yok dedik
En büyük darbeyi yine biz yedik
Biz devlet babadan huzur istedik
Ağrımız, sızımız çoktu Üstadım!
Daha çok bekleriz! Ey başını ey!
Allah (c.c) ’tan korkunda duyun bizi hey
Yüreğimi ta derinden yakan şey
Bayrağımız boyun büktü Üstadım!
28 / Haziran / 2009
Gökan Öztürk
Dua ile...
Merhaba Üstadım Abdurrahim ağabeyim
Ben sizn bir hayranınız nacizane şiir adına karalamalar yapmaktayım sizinle tanışmak ve benim karalamalarım hakkında yorumlarınızı almak arzusundayım sizin şiirlerinize gelince dünyayı aydınlatan bir güneş gibi parlamaktadır üflemekle sönmeyecek bir dehasınız ellerinizden öperim
Abdurrahim Karakoç ve ''Mihriban''
'Yâr' deyince, kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk, kağıda yazılmıyor Mihriban.
Şiir mi dediniz?
Şiiri kim yazar mı dediniz?
Her gün birileri birilerine türlü vesilelerle şiirler yazarlar öyle değil mi?
San ki dünya şiir üzerine kurulmuştur ve öylesine herkesin elinde ve dilinde şiirler gezinir..
Aslında bizlerin bildiği kadar, çok değildir şiirler.. Yazanı da yok değildir ama şiiri şiir gibi yazanı da tespihteki tane gibidir şu dünyada.
İşte öyle bir usta Abdurrahim Karakoç.
Herkesin yazdığı şiiri yazmayan!
O öyle bir şiir yazdı ki aşk kokan, hemde buram buram..
O lambadaki alevin titrerken üşüdüğünü hisseden ve onu kalemiyle, yüreğiyle delen, dile getiren bir insan, bir şair'dir o!
İşte!
KENDİ DİLİNDEN, KENDİ TARİFİ
'Ebedî kudretin tek sahibinden alınan emir üzerine 1932 yılında dünyaya gelmişim. Çocukluğum şöyle-böyle geçti.
Kıt imkânlara, kıtlık yıllarına rağmen hâlâ o günleri özlerim. Birçok kimseye o yılları anlatsam, 'Özlenecek neresi var? ' diyebilirler, amma ben hep çocukluk yıllarımı sevdim. Şiir yazmaya küçük yaşlarda başladım. Zaten bizim oralarda her genç şiir yazar. Bu tutku başka bir meşgalenin veya işin olmayışından kaynaklanıyor gibime geliyor. Ben de avareydim, boşluğumu şiirle doldurmaya çalıstım.
Benimle şiire başlayanlar yalnızlıktan, yardımsızlıktan dökülüp gittiler.
Bana gelince:
Sağolsunlar, iktidarların ve muhalefetin irikıyım politikacıları, ihtilal cuntacıları, 'bilimsel' cüppeliler, entellektüel züppeler, millî soyguncular, sosyete parazitleri, sermaye sülükleri, zulüm-işkence makineleri, adalet katleden hukukçular, dalkavuklar, üçkağıtçılar v.s. hep bana yardımcı oldular. Şiir malzememi veren onlar, öfkemi bileyen onlar oldular. Yardımlarını inkâr etmiyorum, fakat teşekkür de etmiyorum.
Dinsizlerin değil, din düşmanlarının, yani İslâm düşmanlarının da az yardımı olmadı. Bir bakıma dinî duygularımın kuvvetlenmesine vesile oldular.
En uygun zamanda yaşadığıma inanıyorum. Yardımcılarım (!) var oldukları sürece yazmaya devam edeceğim. Allah (cc) kısmet ederse...'
Evli ve 3 çocuk babasıdır. 1984 Ekim ayından bu yana Ankara'da ikamet ediyor. Şu anda hiç bir siyasi kuruluş, hiçbir mesleki dernek üyesi değildir. Hakkın yanında olanları sözleriyle desteklese de, şahısları övmek, beğenmeyince sövmek gibi basitliği kabul etmemektedir.
Yemini var, yazabildiği müddetçe yazacak. Kim bilir nereye ve ne zamana kadar... Demiş..
Yüreklerdeki aşkı, tek titreten adam, şair diyorum ben ona.. Ve bu arada, onun yaşadığı ve yaşayacağı heryere bitimsiz sevgilerimi ve saygılarımı yolluyorum hemi de meleklerle sağ yanına..
Bu çingene için de nasıl oldu da utanmadan sıkılmadan birde kelam etmiş, gem vurmuş, Abdurrahim Karakoç gibi bir şairin, yüreğinden, kaleminden çıkmış o şiirin, o ateşin kokusuna ve de ustaların hasına desinler..
Onun şiirleri, bu yalan durdukça, dillerdeki gönüllerdeki aşklara daima yarenlik edecek.. İşte bunun için diyorum ki şair mi dediniz?
İşte şair!
Mihriban(Aşk)
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışlar, çözülmüyor Mihriban.
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban.
'Yâr' deyince, kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor, aklım şaşıyor
Lâmbamda titreyen alev üşüyor
Aşk, kağıda yazılmıyor Mihriban.
Önce naz, sonra söz ve sonra hile...
Sevilen, seveni düşürür dile
Seneler, asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban.
Tabiplerde ilâç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut cizilmiyor Mihriban.
Boşa bağlanmamış bülbül, gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne...
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı...
Çözemedim... Çözülmüyor Mihriban.
Vur Emri(sh.80)
Abdurrahim Karakoç
Ve devam edip soruyorum!
Şiir mi dediniz?
İşte şiir!
''Melekler yüreğinizden öpsün''
Gönül notum:
Çok Sevgili Alev Meisel Hanımefendiden ''Lambada titreyen ALEV üşüyor! '' adlı yazısından,
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx? BlogNo=107384 aldığım o ruhla, Sayın Abdurrahim Karakoç ve yazdıkları
''Mihriban'' şiiri için, haddim olmaz dile gelişimdir..
Antoloji: http://www.antoloji.com/siir/siir/siir_SQL.asp? sair=18898&siir=946544&order=tarih
Saygılarımla efendim.
Sabiha Rana
O BÜYÜK ÜSTADI GÖRDÜM
24 EKİM 2007 GÜNÜNÜ, 50 SENE GEÇSE UNUTAMAM BELKİ ÖLENE KADAR UNUTAMAM
DÜNYA KURBAN OLSUN ÜSTADA
Abdürrahim Karakoç
Üstadıma hitaben....
Saygılarımla.....
Aşk tarifsiz tarif, adı Mihriban
Bu derde düşersen adın Gariban
Dünya düzenine, düzen kuruyor
Ümidin yaşlansa üzen kuruyor
Resmedip saklanır açık gözlerde
Rabbe duadır tüm kötü sözlerde
Akıl baştan gider, sen de senden
Hüküm giyer huzur, bol gelir enden
İmkan yok, kalp varsa, aşktan kaçarı
Menzil gözden gönle, düşten uçarı
Kendini bulursun derdin içinde
Aşk geldimi, dünya hiç mi hiçinde
Ruh baksa görmüyor, gölgede gölge
Aşığa hasreti buldurmaz bölge
Kanar göz damlamaz akarsa zaman
O zaman tutulur dökülür derman
Çözülüyor kör düğüm..................
Bu şiir asla bitmemeli....
Cihan Kaya
ABDURRAHİM KARAKOÇ HAYATIMIN ŞAİRİ, TÜRKİYENİN HALK ŞAİRİ, ONU ANLATMAYA KELİMELER YETMEZ, YAŞASIN ABDURRAHİM KARAKOÇ, ABDURRAHİM KARAKOÇA KURBAN OLSUNLAR... En büyük seveni: Gökan Öztürk
Artık şiirleri ölmez Abdurrahim Karakoç'un. Yazdığı şiirlerin, hepsini, yaşamıştır bence. Belki başarısı da buradan geliyordur. Çok seviyorum, çok...
Bir tek aşk şiiri vardır ki bu şüphesiz Mihriban şiiridir...
Aşkın tarifi olmaz. Üstadımda bunu yapmış...
Aşkın tarifsizliğinin tarifini....
Allah uzun ömürler versin.........