E L V E D A D O S T U M
Hani dostluğumuz bir bardak cay tadında derdik ya dostum. Çayı, demli şekersiz ve acı içelim.bir daha dönmemek üzere bu dünyadan gidiyorum. Bilirsin hep sözümde dururum, sözümde dostluğum kadar kutsaldır. Gidiyorum bir daha başını belaya sokmayacağım. Artık benim yüzümden dayakta yemeyeceksin. Yaşam bana ağır geliyor kaldıramıyorum. Hayatımız bir tiyatro değil miydi zaten? Bizde oyuncularıydık! Her yaşadığımız anı, bir perdelik oyundu. Kimi zaman yuhalandık, kimi zaman ayakta alkışlandık. Hani sana anlatamadığım bir yürek sıkıntım vardı ya. Yüreğime yenik düştün. Hani sana hep bahsettiğim bir yağmur vardı. Yağmasını beklediğim sağanak bir yağmur! İşte o yağmur yağdı, yağdı, sel oldu ben boğuldum. uzun bir hasretten sonraydı
İki buçuk üç aydır görmemiştim. Özlemiştim, gözümde tütüyordu. Kendi kendime hayal kuruyordum. Bir gün gelecek otogara. karşılamaya gideceğim, kocaman bir demet çiçek götüreceğim. Kimi kırmızı gül olsun sevdiğini anlatır; kimi anlamını bilmede sarı olsun derdi. Bense karışık renklerde kocaman bir demet yapmayı düşlerdim. daha romantik olmazmıydı hem. Hayal, hayal, hep hayal ederdim.
ÖLÜM TEK KİŞİLİKTİ
GÖMÜLDÜGÜM YERDE
İrkildi
Korkuları irdeliyordu beynini
D E L İ D O K T O R U
_ŞARAPÇI: suskun ve sancılı bakışlarla doktorun odasına girer, alaycı, alaycı gülümser. Koynundan şarap şişesini çıkarır, etrafa bakar, ve şarabı kafaya diker.
_Doktor: şaşkın bakışlarla neler olduğuna henüz anlam verememiştir.
_DOKTOR: Hoşğeldin, şöyle otur bakalım
S e v g i l i m ö l ü r
başıboş köpekler çiğner kül siyahı gözlerimi
siyah saçları dalgalanır sevgilinin
her sokakta sürgün edilmiş cesetler yağmalanır
ve kendi sürgününü verir rüzgar
maviya
Maviliğin şiirime vokal
İnceden nem mayıştırır rakımı
İçsem zehir zemberek
Kendimi vururum
A D A M
Attığı voltanın sayısını unutmuş
Yorgun dizlerinin üzerine çömeldi
Söndürdüğü izmariti tekrar yaktı
Uzun düşüncelere daldı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!