Hayat iki sonsuz arasında bir kibrit şulesidir.
Gördüm ama
Baktım da farkedemedim
gözlerindeki güzelliği
manalıymış meğer
Rengini bu manalı bakıştan alırmış
Yağmur damlası değil
Diyorlar ki; İstanbul'da bir boğaz var,
İki denizi birbirine bağlar.
İki kıtayı da öyle
Üzerinde gerdanlık gibi duran iki köprü
Nideyim bilmem ki
İstanbul Bensiz,Ben çaresiz.
Söyle ey gönül,
Hangi şarkıdan dem vurursun.
Sevgiden bahseden mi
Gururdan bahseden mi
Korkudan bahseden mi
Söyle ey gönül,
Gene yapraklarına kene yapışmış
Bu ben miyim acaba.
Ruhumun derinliklerine işleyen güneşin
Ilık ıpılık ediyor içimi
Bu sen misin acaba
Bir baharlık olma papatyam,
Küllerin içinde aradım seni
Sönmüş mü,Sönmemiş mi bilinmez.
Korların içinde aradım seni
Alev mi,Lav mı görünmez.
Uzatırım ellerimi ateşine
Neredeyim bilmem ki
Eğrilerin doğrusun da mı?
Bir orada,bir burada
Ya çok uzakta,Ya da yakında
Kiminleyim bilmem ki
İstanbulda bir akşam
Arabada giderken,
Bilirsiniz tıkanmış yolları.
İlahi Taktir,
Ya simit satarlar,Ya kağıt helva
Aç olduğumuz için mi?
Ben eski bendim
Ruhu genç,
Bedenimi de genç görürdüm
Ben eski bendim.
Zaman bu bedende
Bahar olunca,
Pencereden baktığımda
Tomurcuklarını patlatmış çiçekler,
Yaşama dört elle sarılırken
Sabahları zor kalkarım.
Bu sene gelincik çok,
Kış çok olacak.
Kırmızıyla beyaz birleşmiş,
Senin yılın olacak.
Bu sene gelincik çok,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!