Ben kalbimde yanan ateşle ciğerimi pişirdim,
Zehirli dumanını içimde biriktirdim,
Bedenimi sardı pür cemalin pür sevda oldum
Ve sen bir gün selam bile vermeden çekip gittin
Firakınla titredim bilmeden
Zaman ahir zaman, kalplerde güman vardır,
Kurtarılmayı bekleyen binlerce iman vardır.
Çalış, çabala; Nur tohumlarını saçala;
Onların da açacağı bir zaman vardır.
******************************
Kalplerde elemler ve hicran vardır
Ey şefkat meleği, ey aşkın bahri,
Ey benim efendim, ey alemlerin fahri,
Ey ruh ikliminin sultanı, ey mi’racın nehri,
Sensiz neyleyelim bu dünyayı bu ruhsuz şehri.
Ey gülistanda açan güllerin en güzeli,
Neyleyim ben başka gülü başka güller yansın artık
Susuz gönlüm kara yüzüm bir nazarla kansın artık.
İsyan ile dolu defter, merhamet yıkansın artık
Gönlümün tahtında bir tek o gül kalsın artık
Merhamet nur deryasından bir katre içre dalsın artık,
Körlükten kurudur gözüm, yaş ile ıslansın artık
Şimdi bak Allah'ın rahmet eserlerine,
Nasıl hayat veriyor ölmüş yeryüzüne,
Her bahar her zi şuurun özüne,
Müjde verir merhamet var merhamet.
Yeryüzü beşik insana atmosfer tavan,
Bir hayat ki sonu cehennem sefasından ne çıkar?
Bir bal ki içi zehirdir şifasından ne çıkar?
Bir hayat ki sonu Cennet’tir cefasından ne çıkar?
Bir diken ki kokusu güldür ezasından ne çıkar?
Ezelde söz vermiştin Rabbine,
Karşı duracaktın hani nefsine,
Allah'ı arayan vicdanına kalbine
Yüz çevirdin çağrısına Rahman’ın neden?
Yoklukta kalmadın vücuda çıktın,
Bir düşman tanıyorum, sinsi ve hain,
En büyük yoldaşı şeytan-ı lain.
Bir düşman tanıyorum tembel mi tembel,
Yapacağım her hayırlı işte engel.
Ey kendini ebedi zanneden nefsim!
Bak şu toprağa ki onda nişan vardır;
Kendini ebedi zannedip mağrurlanan,
Toprak olmuş nice sultan vardır.
Hayalinle onların mezarlarını bir kaz;
Bir gül goncasına sığan kâinat sana sığmaz mı?
Bir gülü baharla dirilten sana acımaz mı?
Bir Gül’ün nurundan kâinatı çıkaran,
Bir gül misali seni topraktan çıkarmaz mı?
Rahmet-i İlahiyye’yi ittiham etme;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!