Abdullah bin Cahş (RA)

(Uhud Şehitlerinden, Can Şehidlerim: 5)

Abdullah bin Cahş (RA)

Ebû Bekir davetiyle Müslüman oldu,
O, ilk iman edenlerle birlikte oldu,
Rasûlullah’ın halasının öz oğluydu,
Zeyneb Binti Cahş’ın kardeşi Abdullah’ım.

O’nun annesi Ümeyme babası Cahş’tır,
Allah’ın aslanı Hamza da dayısıdır,
İslâmiyeti heyecanla yaşayandır,
Resûlün halasının oğlu Abdullah’ım.

İslâmiyeti kabul edince çok çekti,
Müşrikler O’na pek çok eziyetler etti,
O İslâm’ın verdiği kuvvetle direndi,
Resûl övgüsüne mazhardır Abdullah’ım.

Habeşistan’a iki kere hicret eder,
Medine hicretine ailesiyle gider,
Asım bin Sâbit, Abdullah’a kardeşim der,
Hz. Hamza’nın yeğenidir Hz. Abdullah’ım.

Resûl; “Açlığa-susuzluğa dayandı” der,
Resûl’den şehitlik mertebesini dinler,
Katıldığı savaşlarda en önde gider,
Şahadet aşkıyla yanandır Abdullah’ım.

Hicretin ikinci yılında görev aldı,
Kervanları gözetmesi için yollandı,
O İslâm’da ilk emir tayin olunandı,
İlk “Emir-ül-Mü’min” sıfatlı Abdullah’ım.

Resûl dedi; “Sabah yanıma gel, silahlan,
Şu seçtiğim kişilere sensin kumandan,”
Sabah hazır oldu Abdullah muntazaman,
Allah yolunun fedaisi Abdullah’ım.

O’na “Bu mektubu al, iki gece yol git,
Rukiye kuyusuna varınca orada oku,
Mektupta yazılana göre hareket et,”
İslâm’da ilk tayin olunan emirdir Cahş’ım.

Abdullah bin Cahş, Nahle seferine gider,
Melel mevkiinde mektubu merak eder,
Açarken mektubu Eûzu besmele çeker,
İlk Müslümanlardan olandır Abdullah’ım.

Mektupta, Rasûlullah O’na yol gösterir,
Dostlarını zorlamamsını bildirir,
“Allah adını dilinden hiç düşürme” der,
Resûl övgüsüne mazhardır Abdullah’ım.

Resûl: “Olanları bize bildir” der O’na,
Öpüp başına koyar okuduktan sonra,
“İşittim ve itaat ettim” der açıkça,
Allah yolunun fedaisi Abdullah’ım.

Abdullah emrindeki askere dönerek,
“Yok mu benimle şehid olmak isteyecek,
Zorlama yok, isteyen geri dönecek,
Hz. Hamza’nın yeğenidir Hz. Abdullah’ım.

“Eğer içinizden gelmez ise dövüşmek,
Bana farz olmuştur emre itaat etmek,
Siz gelmeseniz de niyetim yalnız gitmek,”
Şahadet aşkıyla yanandır Abdullah’ım.

Askerler der: “İşittik, itaat ederiz,
Sen nereye gidersen bizde geleceğiz,
Allah ve Resûlü için dönmeyeceğiz,”
Resûle çok bağlı olandır Abdullah’ım.

Onlar Kureyş kafilesini beklediler,
Kervandakileri hakka davet ettiler,
Kervandan ganimet ve esir getirdiler,
“El-Mücâhidü Fillah” denen Abdullah’ım.

Müslümanları aldığı ilk ganimetti,
Ganimetten Mü’minlere pay verildi,
İslâm’da ilk esir Nahle Seferindendi,
Resûl övgüsüne mazhardır Abdullah’ım.

Bedir Gazası’nda Abdullah coşmaktadır,
Müşrikler O’nun kılıcından kaçmaktadır,
O her harbi Allah aşkıyla yapmaktadır,
Şahadet aşkıyla yanandır Abdullah’ım.

Hicri üçüncü yılda Uhud Harbi oldu,
Cahş ki; orada yiğitliğin sembolüydü,
Resûl etrafında pervane oluyordu,
Resûle çok bağlı olandır Abdullah’ım.

Hz. Abdullah bin Cahş, Ebû Vakkas’a gelmiş,
“Sen dua et, ben de amin diyeyim” demiş,
“Ben dua edeyim, sen de amin de” demiş,
Hz. Hamza’nın yeğenidir Hz. Abdullah’ım.

Ebû Vakkas’ın duasına o “amin” der,
Kendisi de duasında şehidlik ister,
Orda helalleşip düşman üstüne gider,
Şahadet aşkıyla yanandır Abdullah’ım.

Uhud Harbi’nde bahadır yüreklidir O,
Düşmanın saflarını tarumar eder O,
Şehitlik için şevkle hücuma geçer O,
Selam olsun sana Hz. Abdullah bin Cahş’ım.

O, “Allah, Allah” deyip saldırır düşmana,
Çelikten kılıç kırılıverir o anda,
Resûl, hurma dalından sopa verir O’na,
Resûl övgüsüne mazhardır Abdullah’ım.

Resûlullah emriyle sallamaya başlar,
Hurmadan sopa kılıç olup birden parlar,
Müşrikler bu durum karşısında bocalar,
Resûle çok bağlı olandır Abdullah’ım.

Ebûl Hakem ismindeki müşrik ok atmış,
Hz. Abdullah bin Cahş isabet alıp yanmış,
Diğer okla şehidlik makamına varmış,
“El-Mücâhidü Fillah” denen Abdullah’ım.

Müşrikler O’nun cesedine saldırdılar,
Burnunu, kulaklarını kesip aldılar,
Etrafı Abdullah kanıyla boyadılar,
Selam olsun sana Hz. Abdullah bin Cahş’ım.

Dayısı Hamza’yla aynı mezara kondu,
Hz. Abdullah ki; emeline nail oldu,
O güzellerin yolu böyle güzel yoldu,
Allah yolunun fedaisi Abdullah’ım.

Hz. Abdullah, orta boylu, yakışıklıydı,
Ashap O’nu; “El Mücâhidü Fillah” andı,
“Allah yolunun fedaisi” anlamındaydı,
Şahadet aşkıyla yanandır Abdullah’ım.

O şehid olduğunda kırk yaşında denir,
Hz. Rasûlullah O’nu pek de çok sevmiştir,
Cahş ki; yiğitliğin sembolü seçilmiştir,
Selam olsun sana Hz. Abdullah bin Cahş’ım.

Zeyneb Binti Cahş’ın kardeşi Abdullah’ım.
Resûlün halasının oğlu Abdullah’ım.
Resûl övgüsüne mazhardır Abdullah’ım.
Şahadet aşkıyla yanandır Abdullah’ım.
Resûle çok bağlı olandır Abdullah’ım.
Hz. Hamza’nın yeğenidir Hz. Abdullah’ım.
İlk Müslümanlardan olandır Abdullah’ım.
“El-Mücâhidü Fillah” denen Abdullah’ım.
Allah yolunun fedaisi Abdullah’ım.
İlk “Emir-ül-Mü’min” sıfatlı Abdullah’ım.
İslâm’da ilk tayin olunan emirdir Cahş’ım.
Selam olsun sana Hz. Abdullah bin Cahş’ım.

İKİ HADİS:
1- “Sakın şehitler için ölü demeyiniz.”
2- Rasûlullah der ki; “ Allah’ın Resûlü de şahittir ki; siz kıyamet günü Allah’ın huzurunda şehit olarak haşrolunacaksınız.” Sonra yanındakilere dönerek: “ Bunları (şehitleri) ziyaret ediniz. Kendilerine selam veriniz. Allah’a yemin ederim ki; kim bu dünyada selam verirse, kıyamette bu aziz şehitler kendilerine mukabil selam vereceklerdir...” buyurmaktadır.

Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan.