Sana bakınca
Tanrı'nın "En Küçük Mükemmel" olduğu fikrine kapılıyorum.
çünkü gözlerinin en küçük hücresinde
"O" olsa gerek !
Ne ara geçsem Cami önünden
Bir yolcuyu uğurlama var
Meğer ne çok sevenleri var gidenlerin
Misafirken tanıyamadıklarından
Bitti
Sen de entrikalaştın
Müzemin başyapıtlarından
Sondakileri aştın
Bakalım konuşmalarımda
Müzemin elemanı sayılacak mısın?
Sen de attıklarımdansın
Eskimiş değer kazanmayı bekleyen
Yetmişli yılların entrikalarındansın
Buruşmuş yüzün tozlaşmış üstün
Hep ayı tarz duruşunla
Kamburlaşmış sırtın
Seni deliyken sevdim
Akıllı olmayacağını düşünerek
Nedendir bu çaba
Akıllı olmak isteği de ne?
Sensizliğin dördüncü yılı bu gün
Kokunu, çiselen yağmurunu özledim
Sokaklara yürürken
Küçük çocukların küfürleşmelerini
Annelerin ‘’eybe kuro’’ deyişlerini özledim
Aynı yolları kullanıp
Yine başka birinin avuçları var avuçlarımda
Ve onun da gözlerine bakamıyorum
O da seni hatırlatıyor bana
Son günümdeyim dostlar dinleyin beni
Bir isteğim var sizden evveli
Bir gün göçüp gidersem fani dünyadan
O zaman beni kınayın sevenler dostlar
Zaman durmak bilmeden geçiyor ani
İnsan zora girerken anlar ki fani
Her yağmur yağdığında
Yürümek isterim
Kendisini yağmurun oluşturduğunu sandığım denize doğru..
Seni içimden atmak istediğim an
Dilime yapışan çirkin bir yara oldun
Ve her aynayla konuştuğumda
Çirkinliğini görüyorum…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!