Yüreğim yüreğine ağyâr mı senin,
Gönlünde aşkın odu tütmez mi güzel?
Sen bana, ben de sana yâd mıyız hâlâ,
Bu ayrılık gayrılık yetmez mi güzel?
Mevlâ, men etmemiş kitabında aşkı,
Çok şeyler söylenmiş sevdaya dair,
Kerem Aslı’yı ben seni sevmişim.
Aşklar yozlaşıp değişse de devir,
Leylâ tadında ben seni sevmişim.
Kimi endâm der, kimi kirpik sayar,
Kâğıt… Cefakâr kâğıt…
Yine çizip acıtıyorum cildini…
Bir acayip derde düştüm,
Sana diyebilirim ancak derdimi…
Krallar ferman yazardı sana,
Aylar var ki; inci diziyordum aşk ipliğine…
Dahası, aşkı gönül ipliğinde inci eyliyordum.
İncilere hiç bakmadı mağrur yâr,
Aldı kopardı ipliği…
Yürek sarsıldı bu kopuştan
Ve ayrılığın hüznüyle gönlün ateşi bir olup
Hicran, zindan, müebbet, acı
Nedir bilmezdik gönül…
Sevgiyi bilirdik de, aşkı tatmamıştık hiç…
Yaşardık kendi halimizde muzipçe
Gülerdik, güldürürdük; gezerdik keyfimizce…
Aşk, meşk kitapları sıkardı bizi,
Mevsim hazân olunca,
Tabiat sarıya döner;
Ben seni düşünürüm...
Mevsim hazân olunca,
Ağaç, yaprağa ağlar;
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!