ABDULLAH
I
Şeytani bedenine beyazlar sarmış;
Bir eşkıya başının emriyle,
Abdullah’lar kurşuna dizildi!
Tora Bora dağları delik deşik edildi!
İnsan ırkının zenginliği tüketiliyor!
İnsanlık fakirleşiyor!
Şer’ri hayra yoruyorlar…
Hayrı zer’ de arıyorlar…
Zer için öldürüyorlar…
Dünyayı bozuyorlar…
Umarsızca…
Böbürlenerek…
Bilmem hangi uranyumla,
Milanyumun zinasından peydah olan:
Nükleer isimli veledi zina,
Yüzlerce,
Binlerce,
Yüzbinlerce insanın canına mal oluyor…
Nagazaki yanıyor…
Hiroşima yanıyor…
Toprak ölüyor…
Toprak öldükçe dünya ölüyor…
Hayaller asi bir rüzgarın ensesinde uçtu…
Güllere rahmet…
Gönüllere rahmet…
Barış öldü… öldürüldü…
Helvası dağıtıldı…
Gözler kan çanağına döndü,
Bedenler ölüm sarısının donukluğunda,
Soğukluğunda…
Bedenler bir karış toprak altında,
Cellatlar gurur turunda,
Frengili sözlerde ki zafer nidası…
HURRA! ! !
Patlatılan şampanyalar!
Çınçınlanan kadehler!
Şerefli ölüm!
Şerefsizce öldürülmenin sancısını çekiyor! ! !
İnsanlık kaf dağının arkasına atılmış;
Barış teorileri dilden dile dolaşıyor,
Barış pratiği kör kuyuda saklanmış…
Zulmün nahoş nefesi mazlumun ensesinde:
Mazlum öz vatanında, ülkesinde…
Biz neredeyiz?
Biz kiminleyiz?
Biz ……………………
Bir türkü dolanmış dilimize:
SAVAŞA HAYIR!
Ya da ikinci türkü:
Giden gelmiyor bu ne puştluktur?
Irzına geçilen kadim barış,
Savaş adına başlatılan yarış! ...
Yaşasın gamsızlığımız! ! !
II
Bir Abdullah gördüm…
Cehennemim diyenin cehennemi,
Tükürüğüyle söndürüyordu!
Ateşe layık olanları yakıyordu …
Biri Abdullah’a dost,
On biri düşman oluyordu…
Abdullah susuyordu (?)
Abdullah kızıyordu (?)
Abdullah ağlıyordu (?)
Biri Abdullah’ın nefes almasını engelliyor!
Biri Abdullah’ı değirmen taşında öğütüyor!
Biri Abdullah’ı öldürüyordu! ! !
Abdullah ölürken gülüyordu! ? !
Biz izliyorduk!
Hiçbir şey olmamış gibi….
III
Üzerimize beddualar düşüyor:
Dokuz, on yaşlarında şehit düşen!
On, onbir yaşlarında kötü yola düşürülen!
Onbeşinde makinaya dönüştürülen!
Yirmisinde öldürülen!
Otuzunda namuslu kadınların kerhen
Doğurmak ve bırakmak zorunda kaldıkları
Habersiz çocukların! ! !
Kırkında yüzüne tükürülen!
Ellisinde zindana düşürülen!
Altmışında sakalları kesilen!
Mazlumların bedduaları üzerimize düşüyor! ...
………………………………………………
Bizse sabırlı (!) olduğumuzdan;
Üstümüze taşların yağmasını bekliyoruz! ! !
Lokman HAMİTOĞLU
Lokman HamitoğluKayıt Tarihi : 15.3.2008 10:59:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!