Açılan gönüller, sana sunulur.
Rahmet et, sevinsin kulun Allah’ım.
Senin dergâhında çokça bulunur.
Gönder, hastalara şifa Allah’ım.
Yakarıştır sana, açılan eller.
Sohbet güzeldi,
Muhabbet hoş,
Dostluk,
Kardeşlik ön planda.
Yolun açık,
Yolun aydınlık olsun,
Sana kurşun sıkanlara bu sözüm
Kırılsın,kopası elleri oğul.
Canın feda ettin,istikbal için
Konuşmasın,tutulası dilleri oğul.
Genç yaşında,göz yummadın zulüme
Burası Saraykapı’ dır.
Burası mahpushane.
Burada hüzün doludur bayram.
Tatlı ikram edilmez.
Şafak çizgileri de yoktur duvarda.
Çünkü, burada zaman geçmeyi bilmez.
Anlaşılan tutmadı, bu sevdaya dikişler.
Neleri yok etmedi o manalı gülüşler.
Benim yalnızlığıma, eklendi senin yüzün.
Çabamız yetişmedi kayboldu masum düşler.
Bir sevda bestesine, hüzünlü söz ekleyen.
Avuç açıp, ram olduk senin saltanatına.
Günahlarla bin pişman, düştük senin bahtına.
Sahibimizsin bizim, akıbet dönüş sana.
Huzuruna kabulde, rengim sarartma Rabbim.
Mabudum illa sensin, dilim zikreder seni.
Af dilemek zordur, ölüme benzer.
Yürek hatırına susarsın, geçer.
Özür borcun varsa, hemen ulaştır.
Üç günlük dünyadır, bakarsın geçer.
İçten gülüşünle, yürek yakışın.
İftira, huzurlu yaşamı derinden sarsan, en olmadık sonuçlara varabilen bir karalama veya öç alma girişimi olarak bilinir.
Bazen bir genci intihara sürükler, bazen bir insanı katil eder, bir başkasını mezara götürür. Bazen, aileyi yıkar bazen yuvayı bozar, ama çoğunlukla uzun yıllar zihinlerden çıkmaz ve bedel ödeyenleri, yakınlarını ömür boyu yakar, kavurur.
Bu vesileyle, iftira etmeyi kendine huy edinen, iftiradan medet uman veya kendi egolarını tatmin etmek için bu eylemi yapanlara, çaresiz ve mazlum gönüllerden koparak gelen sözlerin alt alta dizilmesidir konumuz.
Dicle ile Fırat aynı sokağın çocuklarıdır, aileleri yıllarca komşuluk yapmış ve sevinçlerini, üzüntülerini bölüşmüşlerdir. Gençler evlilik yaşına geldiğinde ise, herkes tarafından birbirlerine yakıştırılır. Zaten ailelerin düşüncesi de farklı değildir, söz ve nişan yapılıp Fırat askerliğini yaptıktan sonra evlendireceklerdir.
Günler geçmek bilmiyor, sevda yelleri narin bedenlerde kasırgaya dönüşür. Hasret mektupları bir o yana bir bu yana uçuşurken, Dicle’ yi beğenen kendi duygularının yaktığı zalim ruhuna yenik düşen biri vardır. Arka sokakta oturan ve Dicle’ nin kuzeni olan Bedo’ dur. Kıskançlığı aman vermez, elde etmek için çeşitli plânlar yapar.
Geldim kapına, af dilemeye.
Lütfen bağışla, beni demeye.
Söyle birlikte, hadi ölmeye.
Gönül koyarsam, adam değilim.
Hatıralar var mazide, dünde.
Siyahlar ülkesinde,
Sarı altın toplayan, beyaz adam.
Sen,
Nargile ateşini yenileyip,
Keyif içinde.
Yudumlarken içkini.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!