İlk nefesini çekti insan
Zamanda yolculuğa başlamak için beklerken
Son saniyeleri kaldı günün
Doğmasını istemediği günü beklerken
-Bilmiyorum neyi bilmediğimi yada neyi bildiğimi… Düşünüyorum saatlerce günlerce ama hala neden var olduğumu bilmiyorum. Yapmam gerekenleri yapmıyorum. Başım ağrıyor bu boşlukta… Yapayalnız hissediyorum kendimi Belki etrafımda insanlar var ama onların içinde yok oluyorum belki yalnızlığa kendim gittim onunla olmak istedim ama bilmiyorum nerde olmalıyım şu an bu satırları niye yazdığımı bilmiyorum sadece yazıyorum belki de…
- Ağlardım eskiden annem neden ağladığımı sorunca bilmiyorum derdim O inanmazdı bana bir derdim olduğunu düşünürdü bilmiyorum bir derdim var mıydı bilmiyorum niye ağladığımı ama ağlayınca rahatlıyordum ağlayınca yalnızlığımla mutlu oluyordum… Artık ağlayamıyorum anne! ! Hıçkıra hıçkıra ağlamak istiyorum İnsan öyle bir noktaya gelince yani şey gibi… bir bebek... Sorumluluklardan kaçmak her şeyi ağlayarak anlatmak gibi. Olduğum yer istediğim yer değil ama olduğum yer olmam gereken yer. Bunu değiştiremem!
-Penceremden dışarı bakıyorum çocukların gülerek oynadığını görüyorum ve yine ağlamak istiyorum çünkü ben hiçbir zaman bu kadar içten gülemedim gülmek istiyorum ve gülemediğim için ağlamak ağlayamadığım için başım ağrıyor başım ağrıdığı için ağlıyorum ama ben bunun için ağlamak istemiyorum.
- Ölmek isterdim… Ama bazen korkunca o korkudan kurtulmak için elimden geleni yapardım. Eğer ölmekse kendini korkulara bırakmaktır. Kendimi hiçin ötesinde yokluğun yokluğunda görüyorum. Ben yokum hiç doğmadım hiç büyümedim ve olamadığım şeylerin içinde ölmekten korkuyorum. Bunları kimsenin bilmesine gerek yok çünkü bunları hiç kimse okumasa ve dinlemese de buna ihtiyacım var.
-Beni nerede görmek isterseniz ben oradayım siz rüzgar ben gemiyim ama bu gemi oldukça yıllanmış ve hareket edebileceğini sanmıyorum. Şuna bir bakın her yeri pas tutmuş sanki rüzgar onunla oyun oynuyor bir sağa bir sola döndürüyor hiç bir şey yapamıyor yada yapmak istemiyor ya da ne yapması gerektiğini bilmiyor ağlamak istiyor ve belki de ağlıyordur kim bilir. Kim fark edebilir ki ağladığını? Eğer ağlıyorsa gözyaşlarını alıp uzaklara götüren bir okyanus var etrafında. Gözyaşları bile uzaklaşıyor ondan… Niye ağlasın ki o gemi niye gülsün ki neye kime neden Her şeyin ona ihanet ettiğini düşünüyor ama belki de kendine ihanet ediyor ve bunun farkında değildir Belki kendini kandırıyor kendine gülüyor ve kendini ağlatıyordur ve Belki de kim bilir kimsenin bilmediği bir şey vardır.
Güneş yine batıyor
Tepenin ardından
Her gün olduğu gibi
Ama her günden farklı
Bugün acı veriyor her şey bana
Karanlığın içine gömülüyor hatıralarım
Hepsini unutuyorum teker teker
Yalnız sen kalıyorsun; görüyorum
O da içimden geçip gider…
Kaldırabilir miyim elimi bu mısralardan
Gözlerimi ayırabilir miyim gözlerinden
Dudaklarımı çekebilir miyim resimlerden
Bir busede sen kondur şu yaralı yüreğime
Belki duygularım kapandı
Dünyaya karşı
Belki sendin duygularım
Ve sen gittin!
Hiçbir şeyin anlamı kalmadı
Gözyaşlarım dökülüyor mısralara
Mürekkep akıyor ağlarcasına
Korkuyorum aşkımızın yok olacağına
Bu mısralar gibi akacağına
’’ ’’’’’ ’’’’’’’’’ ’’’’’’’ ’’’’’’’’’ ’’’’’’
Uzaklardasın şimdi
İstemediğim yerlerde
Senin için hiç bir yeri istemiyorum ki
Yanımdan başka...
Her zaman yanında olmak
Artık herşeyin anlamı bittiyse
Nefes almak acı vermeye başladıysa
Mutluluk bile gözyaşı döküyorsa
İşte o zaman ölümü beklemez mi insan
Tüm tenimde hissediyorum seni
Yıllar eskitemez bu bedeni
Verdim bir kere içimdeki beni
Yüreğimde duyuyorum aşkın sesini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!