Sevdiğim kız,
sadakatıyla ve edebiyle
beni bir ömür tavlayan kız,
efsunlu gözleri beni ulu orta avlayan kız,
küslüğe güç yetiremeyip gece boyu ağlayan kız,
nazıyla ellerimi kollarımı bağlayan kız,
Kilitler vuruldu
Bir yargıç girdi içeri
Elinde kalın kitap
Dilinde soğuk hitap
Sanık biçâre bitap
Bir yargıç girdi içeri
Sabır belaya edilir
Sabrı dilemek de nesi?
Belâyı dillendirir
Belâmı arıyorum en tatlısından
Günleri gecelere karıyorum.
Tahtlar payinde kurulu senin
Zülfün belinde örülü
Gönlüm tacına vurulu benim
Gözler kaftanına bürülü
Şehzadeler beşiğinde senin
Yine sensiz, yine sessiz, ıssız bir gece
Seni ve seni anlatır bin bir hece
Sensizliğin ıstırabı yaktı, kavurdu
Başı boş dikenler gibi çölde savurdu
Ey Sevgili!
Yürümekten usanmadığım
Yollari inci dizili!
Yüreği ince sızılı
Dudaklarının kızılı
Sabahın uyanmadığım
Seni mutlu etmek
Tuzlu tereyağı
Sıcak ekmek
Aynı tasdan su
Aynı memeden süt içmek
Seni mutlu etmek
Ne hırsızlıklar yaparım ben, senin için,
ne yüzsüzlükler ederim bir bilsen!
Takmam kimseleri, hem göremem ki,
gözlerime senden başka aksi vuran
bir şey daha var mı hem sanki?
Duymam ayıplamalari, kınamaları
Hüzün! Çalmıştı kapısını gönül hanemin
Güzün! Hiç beklenmedik bir vakitte
Yüzün! Sararmıştı gamzelerine vurulduğum
Sözün! Kazınmıştı dimağıma hafsalama veda ederken
Özün! Kavrulmuştu alevlerinde ateş-i aşkın
Közün! Savrulmuştu hasret rüzgarlarıyla uzaklara
Renklerin göz bebeklerinde seviştiğini bildin mi hiç?
üveyiklerin mabedinde öpüştüğünü
melîkelerin yollarından kaçıştığını
eflatunun en güzel sana yakıştığını
yakamozların pencerene bakıştığını
Serdarlarin senin namina savaştığını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!