Sırtlan gibi
Sürüyken aslana kafa tutan
Yalnızken korkan
Artıklardan beslenen
Herşeyi sindiren
Şebek gibi
Cahilliği bilgelik sanmadan
Pisliğini bulaştırmadan
Hak ettiğini
Bildiğin gibi yaşa derim de
Bulaşır pisliğin cahilliğinden
Ne cahilliğin farkındasın
Ne sesi istedim
Ne sessizliği
Ne kalabalığı
Ne de yalnızlığı
Hedefler koyup
Hedefin köleliğini de
Ne güneşin gücü
Ne de ayın güzelliği
Uzak olsun
İstemedim
Basit bir kandil olup
Kendi ışığımı saçmak
Kafamdaki gürültü..
Dinmeyen
Anlamsız
Kötü olan
Herkesin duyması değil
Kimsenin duymaması
Ve açtı kardelen çiçeği
Beklediğim zamanda
Umduğum şekilde
Yavaş yavaş attı
Üstünde ölü toprağını andıran soğuk katılaştıran örtüyü.
Olması gerektiği gibi
Ben hiç kimseyi kaybetmedim
Tutundum bulduklarıma
Yaşamak istedim
Yaşamadıklarımı
Anın önemini anladım.
Korktum yaşamın kısalığından
Bilirmisin göz yaşının insanın içine akabileceğini
Gülerken aslında ağlandığını
İçinde ki öfke yanardağ misali iken
Öfkenin neşeye dönüşmesini
Düşmek için yaprağı oynatan yel yeterken
Bir çınar gibi toprağa sımsıkı tutunup ayakta kalmayı
Birine elvada diyebilmek
Vazgeçmek
İçinden çıkarmak
Mümkün değildir derler ya
Mümkündür
Yüreğinden silmek
Hani konuşamazsın
Kelimeler soluğunu keser
Çıkmak için yırtınır
Boğazında düğümlenir
Yine de susarsın.
Düşünceler fırtına koparır
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!