Adıyaman’ın Kahta ilçesinde dünyaya gelen Abdulkadir Aktaş, beş kardeşiyle birlikte sıcak ve kalabalık bir aile ortamında büyüdü. Babası emekli, annesi ise evin temel direği olan bir ev hanımıydı. İlkokul eğitimini Kahta İlkokulu’nda tamamlayan Aktaş, daha çocukluk yıllarında yazıya olan ilgisini keşfetti. Yazmak, onun için iç dünyasını dışa vurmanın bir yolu ve zamanla vazgeçilmez bir tutku haline geldi.
Edebiyata olan bu ilgisini üniversite yıllarında da sürdüren Aktaş, Atatürk Üniversitesi Adalet Bölümü’nden ön lisans diplomasını aldı. Üniversite eğitimi sırasında yalnızca hukuku değil, kelimelerin gücünü ve insan ruhuna dokunmadaki etkisini de derinlemesine anlamaya başladı.
Bugün Abdulkadir Aktaş, yazdığı eserlerle edebiyat dünyasında kendi izini bırakmış bir yazar. “Gitme,” “Seher’e Veda” ve “Karanlığın Kıyısında Bir Adam” isimli kitapları, hayatının farklı dönemlerinde yaşadığı duyguları, düşünceleri ve hayallerini okuyucularına taşıyor. Eserlerinde kimi zaman ayrılığın hüzünlü yüzünü, kimi zaman ise yeni başlangıçların umut dolu hikâyelerini işliyor.
Yazmayı bir ifade biçiminden öte, bir varoluş sebebi olarak gören Aktaş, satırlarıyla okuyucularının kalplerine dokunmayı ve duygularına tercüman olmayı hedefliyor. Ona göre her insanın bir hikâyesi var; kendi hikâyesi ise kelimelerin arasında yaşamaya devam ediyor.
Eserleri
-Seher'e veda
-Gitme
-karanlığın kıyısında bir adam
-şiir,makale,deneme, öykü türlerinde eserleri bulunmaktadır
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!