Abdulhaluk Gücdüvani Hz.

Abdulhaluk Gücdüvani evliyanın önderidir
O İslam dünyasındaki âlimlerin lideridir.

Babası Malatya’lıydı, İmamı Malik neslinden
Tertemizdi onun aslı, paktı batını aslından

Hızır aleyhisselamla buluşur sohbet ederdi
O manevi bir işaretle o diyar diyar giderdi

Bir gün ona Hızır dedi: “Salih evladın olacak! ”
Onun ismi Abdulhaluk olarak isim konacak

Kısa bir zaman sonra, Buhara’ya göçtü gitti
Abdulhaluk Buhara’da doğdu, yaşadı ve yetti

Öyle sualler sorardı, Abdulhaluk o genç yaşta
Hocası aciz kalırdı, şaşar kalırdı en başta

Bir gün Hızır geldi ona, Abdulhaluk zikre kona
Kavuştu bitti hasreti, arzusuyla vardı sona

Oldu devrin bir tanesi, tahsil ile terbiyede
Hiç onu geçen olmadı, bil manevi terfiyede

Kâbe-i Muazzama’da beş vakit namazı kılar
O Buhara’ya dönerdi, halini etmezdi ikrar

Herkese merhamet etti, kimseyi görmedi hakir
Her insanı helak eder, bilmezse gurur ve kibir

O dostuna mübarekti, düşmanına bin musibet
Onun duasını alanlar, şifalar bulurdu elbet

O suyu kesilmeyen bir nurdan pınar gibiydi
O şanlı İslam yolunun bilinen en garibiydi

Gel sen asla dil uzatma, hiçbir Allah dostuna
Yoksa derini yüzerler, saman basarlar postuna

Nice Allah dostu vardır, ölse de yaşar bedeni
Tutar elinden kurtarır, imdat diyerek gideni

…
KM–160506

(*)
Abdulhaluk Gücdüvani’nin babası Abdulcemil aslen Malatya’lı olup İmamı Malik neslinden alim, arif ve zarif bir zattı. Hızır (as) görüşürlerdi. Bir görüşmelerinde Hızır:

“Salih bir evladın olacak, adını Abdulhaluk koy! ” dedi.
Kısa bir süre sonra bir işaret üzerine Buhara’nın Gücdüvan Kasabasına göçtü. Orada Salih bir erkek evladı dünyaya geldi. Adını Abdulhaluk koydu.

Beş yaşında Buhara’da Hace Sadreddin Hazretlerinde Kuran ve Tefsir derslerine başladı. Zaman zaman derste Abdulhaluk’un kalp ver sır’la alakalı soruları karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Hocası: “Bir gün aradığını bulacaksın” diyor ve zaman geçiyordu.

Abdulhaluk 12 yaşında Hızır (as) la tanıştı ondan zikretmenin yollarını öğrendi ve onu Yusuf Hamadani Hz.’den ders ve feyz almaya başladı. Nakşibendiliğin usul ve prensiplerini koydu. Devrinin en fazıl ve en büyük âlimi oldu. Duası makbul biriydi. 1180’de Buhara’da vefat etti. Bu günde bile türbesi en çok ziyaret edilen yerler arasındadır.