Ağladıkça yağmurlar yağıyordu üzerimize
Ağladıkça ıslanıyordu yüreğimiz
Ağladıkça şehir sensizliğe boğuluyordu
Ağladıkça mektuplar yazardım gözyaşıyla
Ağladıkça içimde sevdan büyüyordu
Ellimde bir demet çiçek,
Dışarıda bardaktan boşanırcasına yağmur,
Sırılsıklam saçlarımla sana koşuyorum.
Damla damla avucumda biriken saygı,
Yüreğimi dağlayan özlem,
Geceleyin gittin ve bir daha dönmeyecek misin?
Odam sensiz, yatağım sensiz, gecelerim sensiz,
Ben uyuyamam ki sen olmadan,
Hayat bana zindan olmuş sen gittin gideli.
Ey gönül söyle bana neden gitti,
Geceleri sevişmelerimiz çığlık olurdu
Sevinç olurdu Balıkesir’in sessiz sokaklarına
Zaman dururdu, çalmazdı saat kulesinin can sesi
İki dudağımız bir aradayken susardı bu şehrin uğultusu.
Şair olurdu gecelerimiz
Hey zalim dünya şair oluyorum şair,
Kalemimle seni yermeye,
Mürekkebimle seni boyamaya,
Yüreğimle geliyorum, başım dik, alnım açık.
Hey hain dünya müzisyen oluyorum müzisyen,
Çayın yanına sıcak bir simit ile gelsem,
Kulağına sevda türküleri fısıldasam,
İki sinema biletiyle çıksam karşına,
Kalbini açar mısın bana.
Bahar geldi dağlarımıza,
Ey yoldaş sen nereye gidiyorsun,
Toprağımız, dağlarımız, mücadelemiz,
Bahar geldi filizlendi özgürlüğümüz.
Beni kaybettiğin gün
Islak kaldırımlarda düşe kalka yol alacaksın,
Yüreğin sızlayacak, dizlerin kanayacak
Ne olur uzat elini diyeceksin
İşte o gün ben yanından bir yabancı gibi geçeceğim....
Munis gözlerle süzüyordu göğüslerini,
İşkence görmüş bedenini,
Yaralarının izlerine dokunuyordu,
Pamuk gibi narin elleri ile.
Kendiyle konuşuyordu yanık sesiyle,
Azrail’e Yazılmış Mısralar
Bu gece içiyorum meyhanede,
Şerefine değil şerefsizliğine kaldırıyorum kadehimi,
Aşka değil hayata sarhoşum bu gece,
Doldur meyhaneci doldur içelim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!