Abdülaziz Debbağ Hazretlerinden Sırlı Dua

Yusuf Tuna
16771

ŞİİR


122

TAKİPÇİ

Abdülaziz Debbağ Hazretlerinden Sırlı Dua

Abdülaziz Debbağ Hazretleri buyurdu ki,
Onun müridleri de bizlere duyurdu ki;

Tilmisan’ın saygıdeğer zevatından birkaç kişi bize geldiler,
Hak kelamı ile bilgi edinip,Şeyh Abdülaziz'den dua aldılar.

Beytullah’a haccedeki zatlardan bazıları ile ziyarete gittik,
Bir ara Şeyh İbrahim Düsûkî Hazretlerinin kabrini ziyaret ettik.

Kabirden bir ses duyduk bizlere selam verip bizimle sohbet etti,
Sonra da Şeyh İbrahim Hazretleri bize orada şu duayı öğretti:

Bismillâhil hâlikil ekberi ve hüve hirzün
mâniün mimmâ ehâfü minhü ve ahzeru..
Lâ kudrete limahlûkin mea kudretil halikı;
yulcimuhû bilücami kudretihî ahmâ hamîsen
etmâ tamîsen ve kânellahü kaviyyen aziyzâ..
Hâ-Mîm, Ayn-Sîn-Kaf hi*mayetünâ..
Kâf-Hâ-Ya-Ayn-Sad kifâyetünâ.
Feseyekfiykehümullahü ve
hüvessemiy’ul alîm ve lâ havle ve
lâ kuvvete illâ billâhil aliyyil azîm..

Türkçe anlamı:

“Çok büyük yaradanın adıyla..
Allah koruyucu (şer ve fe*nalıktan) men’edicidir;
korktuğum ve sakındığım şeylerden korur ve
(onları benden) men’eder.
Yaradanın kudreti yanında yaratılmışların
hiçbir güç ve kudretleri yoktur.
O, kudretinin gemiyle (her şey’i) gemler.
Ahma hamîsen, etma tamîsen..
Allah çok güçlü ve yegâne kudret sahibidir.
Hâ-Mîm, Ayn-Sîn-Kaf bizim himâyemizdir..
Kâf-Hâ-Yâ-Ayn-Sad kifayemizdir.
On*lara karşı Allah sana yetecektir.
O işitir ve bilir. Kötülük ve günahlardan
kaçınmaya hiçbir gücümüz,
iyilik ve ibâdet et*meye hiçbir kuvvetimiz yoktur,
ancak ve ancak Allah ile bu güç ve kuvvetimiz vardır..”

Seyyid İbrahim Düsûkî Hazretleri oradakilere şöyle buyurdu:
“Bu duâ ile duada bulun, hiçbir şeyden korkma”diye duyurdu.

Tilmisanlı Hacı Seyyid Abdurrahman dedi ki:Kardeşim Muhammed bin İbrahim,
Duadaki iki kelimeyi anlayamayınca dua okumaktan vazgeçti,sonu oldu vahim.

O iki kelime Ahmâ Hamîsen, Etmâ Tamîsen‘dir diye ben ısrar edince,
Dedi ki:bu iki kelimenin mânâsını bilmiyorum,öğreneceğim gidince.

Belki bunlarda hoşlanmayacağım bir husus olabilir deyince kafa yordum,
Ben de varıp bunu Şeyhim Abdülâziz Debbağ Hazretlerinden sordum.

Buyurdu ki: Bunların mânâsı açıktır ama bilmeyen insanların sıkılır canları,
Bu gün yeryüzünde bunları kullanan kimse yoktur,nereden öğrendin bunları?

Diye sordu, ben de meseleyi olduğu gibi naklettim,
Bunun üzerine kalkıp Tilmisanlıların yanına gittim.

Evet, Seyyid İbrahim din ulularından olup,özde Ak Sakallı ihtiyarlardandır,
Düsûkî Hazretleri sâlihlerin ulularından,fethe mazhar olan bahtiyarlardandır.

Ancak o ve dengi zatlar dünyada bu iki kelimeyle konuşurlar,
Bunlar Süryanice iki kelimedir,bunu bilmeyenler gelip danışırlar.

Ahmâ’nın mânâsı yâ Mâlik (ey mülkün sahibi) demektir,
İçinde kapalı olarak mevcut olan şu manayı benimsemektir.

Ey mülkün sahibi, ey çok büyük olan,her türlü tazime lâyık bulunan bir beyandır,
Ey hep diri olan, ey kendi varlığıyla kâim olup hiçbir şeye muhtaç bulunmayandır.

Hamîsen‘in mânâsı, ilâhî memlekete doğru harakettir,
Bu şu ölçü ve mertebede bir mânâ taşımaya işarettir.

Ey sırların sahibi! .
Ey nurların sahibi! .

Ey gece ve gündüzün sahibi! .
Ey baharın ve güzün sahibi! .

Ey güneş ve ay’ın sahibi! .
Ey suyla akan çayın sahibi!

Ey verme ve men’etme gücünün,kuvvetinin sahibi! ,
Ey aşağı indirme ve yükseltme kudretinin sahibi! .

Ey her dirinin sahibi! .
Ey her birinin sahibi! .

İşte bu isimde hayret dolu bir sır vardır ki kalem onu yazmaya takat getiremez, Yazılan kelimeler onun esas manasını söyleyip,ebediyen anlatıp tebliğ edemez.

Etmâ kelimesine gelince bu kelime Hakkın azameti ve ikramı muhasebesindedir,
Cenâb-ı Hakk’ı azamet,kibriyâ,izzet ve infirad ile vasfeden kimse mesabesindedir.

Ey her şeyi bilen,dünyayı yerinde tutan! .
Ey her şeyi yaratan,her şeye gücü yeten! .

Ey her şeyi kendi tedbiriyle evirip çeviren! .
Ey her şeyi iradesiyle murad edip deviren! .

Ey gücü ve dengi olmayan! .
Ey kendisine acizlik gelmeyen! .

O çok münezzehtir, O’ndan başka hakiki hiçbir ilâh yoktur onun gücü bitmez,
Bu isimde de hayret verici bir sır vardır ki kalem onu yazıp anlatmaya yetmez.

Yine Şeyhimden işittim:Şüphesiz ki Süryanice dil, dünya ötesi ruhların dilidir,
Divan ehlinden olan veliler de bu dil ile birbiriyle konuşur,bu lisan-ı dil halidir.

Sordum; Efendim dedim, bu hususta Süryanice gibi Arapça neden onu taşımaz?
Cevap verdi:Hayır, Kur’ân-ı Azîz’den başka hiçbir dil ona bu özellikte ulaşamaz.

Ancak Süryanice’de olan manalar Arapça kelimelerle toplanıp değer bulur dedi,
İkisi bir araya getirilince daha tatlı ve güzel oluyor, Allah daha iyisini bilir dedi.

Bu dilde büyük bir ilim vardır ki bu dil ile Yaratan Allah ilim içine sırlar katmıştır,
Cenâb-ı Hakk onu,insanlara rahmet olsun diye gizlemiş,perde ardında tutmuştur.

Tâ ki kendi zatlarında bulunan sırların sırrını öğrenip dünyada bitmesinler diye,
Karanlıkla birlikte bunun hikmet-i Sırrını bilmesinler ve helâke gitmesinler diye.

Yusuf Tuna
Kayıt Tarihi : 29.11.2015 20:13:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Tuna