Abdal Musa ve Uçarsu Efsanesi

Yusuf Tuna
16815

ŞİİR


122

TAKİPÇİ

Abdal Musa ve Uçarsu Efsanesi

Abdal Musa Elmalı taraflarında yaşamış bir ermiştir,
Akçaeniş Köyüne yerleşmiş orada hizmet vermiştir.

Horasan Ereni olup,tasavvuf ehline bağlanmayı kurtuluş bilmiştir,
Abdal Musa Hazretleri Akdağlardan Fethiye tarafına da gelmiştir.

Diğer köylerde olduğu gibi burada da insanlar onun dergahına katılmıştır,
Elmalı,Fethiye gibi yerlerde büyük itibar görmüş, el üstünde tutulmuştur.

Abdal Musa günlerce köyün birisinde konuk olmuş insanlar ona akmışlardır,
Köylüler “Hoca bir şey buyuracak mı? ” Diye ta gözlerinin içine bakmışlardır.

Yemediklerini yedirmişler, içmediklerini içirmişler onun duasını almışlardır,
Köylüler onun sohbetlerinden çok hoşlanmışlar ondan memnun kalmışlardır.

Abdal Musa da bu köylüleri çok sevmiş konukseverliklerine değinmiş,
Gözlerinin tokluğunu, almadan vermesini bilen insanları pek beğenmiş.

Kendisine gösterilen yakın ilgiden dolayı onlara bir iyilik etmek istemiş,
Köyden ayrılıp köyüne dönme zamanı yaklaştığında onlara şöyle demiş:

Ey güzel Allah’ın sevgili kulları, Allah gözünüze, gönlünüze göre versin,
Şimdi ben gidiyorum,söyleyin bakalım bir isteğiniz var mı tamama ersin.

Köylüler Abdal Musa’nın bu övgü dolu sözlerine çok sevinmişler,
Kendisine teşekkür etmişler,hep bir ağızdan ona şöyle demişler:

Sağ olasın Efendi hazretleri, sizin sayenizde bir eksiğimiz yoktur demişler,
Sağlığına duacıyız bizim gibi günahkar kullara sizin duanız çoktur demişler.

Abdal Musa oradaki susuz tarlalara bakıp şu susuz toprağı alın ele demiş,
“Eksiksiz köy mü olur? Mutlaka bir ihtiyacınız vardır, söyleyin hele! ”demiş.

Abdal Musa’nın bu anlayışlı konuşmasına karşılık toplanıp köylü namzetleri,
-Herşeyimiz var, var olmasına da, sulama suyumuz yok ya Efendi hazretleri.

Malımız, davarımız, ekinlerimiz, ağaçlarımız susuzluktan kırılıp kalıyor demişler,
Ekilen tarlalarımızda ekin bitmiyor,bitse bile ekinlerimiz evinsiz oluyor demişler.

Abdal Musa’nın yüzü bulutlanmış, İyi de demiş sizler suyu alırsınız,
Toprağı eker biçer bol suyla sularsınız sonra çok zengin olursunuz.

O zaman olacak işleri şimdi ben sizin yüzünüzden okuyorum demiş,
Cebiniz para bulunca Allah’a asi olursunuz bundan korkuyorum demiş.

Onlar biz böyle olmayız diyerek onun ardı sıra koşarak gitmişler,
Köylüler telaşlanmışlar, korkmuşlar, yeminler, kasemler etmişler.

Aman Efendi hazretleri! suyumuz bol olsun zenginlik geride kalsın demişler,
Zengin olursak gelenlere daha iyi bakarız yeter ki suyumuz olsun demişler.

Abdal Musa ağır ağır yerinden kalkmış dualar okuyarak yürümüş,
Asa elinde bir müddet yürüdükten sonra bir kayayı duman bürümüş.

Ya Allah! Diyerek elindeki asasını kılıç gibi kayanın böğrüne saplamış,
Köylülerin bakışları arasında kayadan su fışkırıp bütün etrafı kaplamış.

Bu suyun ilk çıktığı yer kendiliğinden genişlemiş, bir çay halini almış,
Köylüler Abdal Musa'ya çok teşekkür edip,bundan çok memnun olmuş.

Suyun çıkmasıyla birlikte bütün köyün çehresi değişip yeni şekil almış,
Bağlar, bahçeler yeşillenmiş, tarlaların verimi artmış her yer güzel olmuş.

Köylüler birkaç yıl içinde zengin olmuşlar,ünü Beşkaza'yı aşmış,
Aradan epey zaman geçmiş Abdal Musa’nın yolu köye düşmüş.

Köydeki gözle görülür değişikliği hemen fark etmiş olan göze batıyormuş,
Yeşillikler, meyve yüklü ağaçlar, bağlar köye ayrı bir güzellik katıyormuş.

Halk büyük bir koşuşturma içindeymiş kimse geleninfarkında bile değilmiş,
Bir kaç saat geçmiş, yorgunmuş, açlıkta başlamış,onu görenler dağılmış.

Köylünün birinden bir ekmek istemiş, “Allah rızası için ekmek verin” demiş,
Dinleyen bile olmamış, yüzüne bakan kalmamışüstelik bir de azar işitmiş:

Haydi yoluna git benimle tarlada çalıştın mı demişler,
Kendi ağzıyla istediği halde ona ekmek vermemişler.

Daha önce su için dua ettiğine çok pişman olup gitmiş,
Yine ellerini havaya açıp yüksek sesle şöyle dua etmiş:

Ey Allah’ım! Bu insanlar, senin verdiğin nimetin kadrini bilemediler,
Varlık sahibi oldular ama, zenginliğin gereğini yerine getirmediler.

Gururlandılar, kibirlendiler Tanrı misafirini aç koydular, var iken vermediler,
Onlara armağan olarak verdiğin güzel suyun getirdiği bereketi görmediler.

Muhanet kıl, onlara yarayacağı zaman hiç akmasın demiş,
Kış mevsimi geldiğinde de bulanık aksın” diyerek dua etmiş.

Gürül gürül akan su, o dakikada kesilivermiş köylüler işin farkına varmışlar,
Abdal Musa’nın ayağına kapanmak istemişler ama boşa uğraşıp durmuşlar.

Şimdi haziran ayı başında Akdağ’ın Gömbe Yaylasında bir su patlar,
Bu suya UÇARSU derler,bu su kayaların üzerinden sanki uçarak atlar.

Bu su adı geçen tüm köylerin kullandığı sulama suyudur oradan çıkar,
Abdal Musa’nın duası ile ekim ayı sonuna kadar Gömbe taraflarına akar.

Akdağdaki Geyikli Baba'nın geyikleri Abdal Musa'nın suyuna bakar,
bu su Ekimden itibaren de Akdağ’ın diğer yüzündeki Saklıkent'e akar.

Yusuf Tuna
Kayıt Tarihi : 9.11.2015 11:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Tuna