İlham kaynağı gözlerin
Umut kapısı sözlerin
Sevginin gardiyanı gözlerin
Hiç solmasın ışık baksın gözlerin
aşkı çıldırtır titreyen dudakların
Ateşinden lal olur, dudaklarım
Geçmişim sensin.
Geleceğim sensin.
Geçmişten geleceğe bugünüm sensin.
Ateşi verip, ciğerimi kül eden de sensin.
Gün olur cennetten hurisin.
Gün olur beni yakan zebanisin.
Artık karar ver gerçek misin, düş müsün?
Bildim. Aşk gönlüne düşüren zalim sevgilimsin.
Sitemim sana değil; aşk perisine.
Ey peri bu dert nicesine,
Her daim vurdun sinesine,
Yeter biraz da gülesine.
Aşkın hamurunda dert de var, dermanda var.
Aşkın mayasında zehirde var, panzehirde var,
Aşkın kıvamında ölmekte var, doğmakta var,
Aşkın güneşiyle gülmekte var, yanmakta…
10 Nisan 2011
(AYÇAMA)
Platonun rüyası,
Çocuk toplum malı olsun,
Devleti babası bilsin,
Mülkiyet tutkusu ölsün.
Öyle bir zaman,
Soyun devamını sağlayan anan.
Akraba değildi baban.
Bütün tanrılar dişiydi zaten.
Zaman oldu, bir buğday danesi
Tohum oldu, soyun babası.
Kış dönümünde doğan peygamber,
Yanlış anladı seni, Paul gibi azizler,
Evlilik günahtan arınma denizi. Dedi fermanlar,
Günah dediler cinselliğe, cehennemi yaşadı kutsal fahişeler.
Ey cinsellik
Bin yıla aşkın süre,
Senden yoksun kaldım.
Bunu ilk görüşte,
Siena’da anladım.
Toscana vadisinde,
Sevinçli yüzünü gördüm.
Nasıl bir insandın sen...
Doğruluk için savaşmaktan hiç yorulmamıştı bedenin
Başkalarının acılarını taa yüreğinde yaşasan da akmamıştı yaşların dışarı...
Ben ölümü bileli olmuşken yirmi yıl ki yirmi asıl
Yüküne yük katıp içine alıp nasılda taşıdın doğurdun beni...
Nasılda almıştın yüreğinden o sonsuz gücü
Umutum zamana yolcudur
İnancım düşler ülkesinde hancıdır
Cesaretim; direnme gücüne sancıdır
yaşantım, kokuşmaya engel değişimdir.
ölümden bile korkmadı yaşamaktan korktuğu kadar
Kutsala bile tapınmadı bir fikire, bir insana tapındığı kadar
Bugün bana geldi sabah yıldızı
Cilveleştik gözkırparak içimde bir sızı
Haber yollamış bana akşam yıldızı
Buluşucakmış benimle gece yarısı
Göl kenarında sevgiliden
Haber getirmiş enginlerden
Aydınlık düşüncelerimin gölgesi, mum ışığı gibi düşüyor geceye. Gölgesi düşüyor aydınlık düşüncelerin mum ışığı kıvamında.
Karanlıklar aydınlığın habercisi.
30 Mart 2011-Dağınık Düşünceler-Ayçama
Rüya diye bir şey yok, her şey gerçektir,
Venedik’te yağmur, PEMBE yağar.
Gondolcu yanımdaki PEMBE saçlı kız aşkımdır.
Venedik’te kar PEMBE yağar.
Aşkım bugün balkonlu odayı pembeye boyar,
Balımsın, sultanımsın, canımsın.
Ezeli ve edebi abu hayatımsın.
Gökkuşağına uzanan seyahatimsin.
Alemi kucaklayan hayalimsin.
30 Mart 2011 Bodrum Havalimanı - Ayçama
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!