Sevda şarkılarının doyumsuz nağmeleri,
Benliğime uzaktan uzağa seslenirken,
Çınar ağacının kapladığı salonun köşesinde,
Yakamozda demli çayları yudumlarken,
Kanımın,en deli aktığı günleri göstermişti ibreler.
İçime dolan sevdadan milyonlarca buselik sevgiler.
Atiyi yaşarken zamanın mevcudunda,
Sen yanımdaydın, ama çok uzaktın.
Bir mutluluk yangını gibi duruyordun,
Avuçlarımın ateşinde, kalbimin derininde.
Salonu aydınlatan ışıklar fışkırıyordu gözlerinizden.
Dolaşmak için diyar diyar sevgiler tutsun ellerimizden,
O geceyi andıkça dirilirim olduğum yerden.
Gölgeler düşer içime yaşarır gözlerim birden.
Anlıyorum, şimdi her birimiz ayrı bir yerde,
Aynı güneşin aynı mehtabın yalnız insanlarıyız.
Ama inanıyorum ki bir gün mutlaka,
Ama mutlaka buluşacağız.!
Gözlerim kapalı, aklımla, yüreğimle,
Hep var olacak ve yaşayacaksın bu bedende
Yalnızlığı yalnız yaşamıştım o köşede.
O akşam az da olsa bulmuştum neşemde sizi.
Kocaman bir yaşamın gitmemesi için,
Geriye dönmek olsa bırakmazdım ellerinizi.
İçimde yaşattığım sen, bildiğim sendin.
Tüm şarkılarda söylenen hep sendin.
Sen bendin ama, sen nerden bilecektin? .
Hicranlı ömrümün sonunda açılan,
Tevhit ışıklarına ulaştığım perdesin.
Söyle, ne olur söyle, şimdi nerdesin?
15.02.2012
Yorumlardan:
*
Sevgili Kardeşim bu şiir mâzinin sen de ulaşmana geçit
vermediği,vuslatı engelleyen hâl ve etvarından kalbden
sevdiğin,açıklamaya cesaret edemediğin bir sevgilinin hasretinin
diziye döktürdüğü hissiyata benziyor. Bu bir libidonun masum
sevgisinin daha yetişkin zamanlarda hâl ve evzaı ile libidoyu bir aşk
seline münkalip leylanın fiziki muhteşemliğinin taşıdığı aşk-ı
mecazın kalplerdeki sevgiyi mahpesinde tutup,ilân-ı sevdaya fırsat
vermediği bir kader olarak yorumlamanın,günümüzde o meçhul
kişiye,bakma benim leyla dememe,muterif olamanın hissiyat-ı
insaniyenin,bütün maddi kalıpları parçalayıp,temiz bir mâzinin,böyle
olanlara,böyle olunmasını ihtar eden ak saçlı biz ihtiyar delikanlının
mâziden tavsiyeleri diyebilirmiyim? Acaba. Fiemanillah. Tarihçi, gazeteci araştırmacı yazar Metin Hasırcı.
****************************************************
Sözünü ettiğin nefis şiirin mısraları Selahattin Pınarın tamburundan değil, Fuat Edip Baksinin kaleminden çağlamıştır. Fuat Edip gibi zarif bir şairin bu şiiri kim tarafından bestelenirse bestelensin, elbette şiirdeki duygular da, eğer varsa hikâyesi de şairine aittir. Selahattin Pınar gibi üstad bir bestekârı rahmet ve saygıyla anarken, Fuat Edip beyin hakkının teslimini de siz değerli şairden bekliyoruz. Sizin paylaştığınız bu eserinizi yarın biri bestelerse, sözlerdeki duygular ona mı ait olacak Halil kardeş? Her neyse. Özlemle gözlerinden öperim. Kendine iyi bak... Selam ve duayla... Şair Sadettin Kaplan (Sadi)
********************************************
Muhterem dostlarım.Sizlerle paylaştığım BAKIN NELER HİSSETTİM adlı şiirimin başlığında giriş olarak yaptığım izahta Bir bahar Akşamı adlı bu nefis eserin Selahattin Pınara ait olduğunu belirtmiştim. Doğrusu için beni tenvir eden muhterem şair ağabeyim Sadettin Kaplan beye teşekkür ederim. Bu şiirin Merhum Selahattin Pınar bey sadece bestecisidir. Şiirin Fuat Edip Baksıya ait olduğunu tashih eder vaki bu hatam münasebeti ile sizlerden özür dilerim.Selam sevgi ve saygılarımla kalınız sağlıcakla.. halil müftüoğlu
* **************************************************************
Sevgili Halil Bey kardeşim;
Sayın Kaplanın dediği gibi Bir bahar
akşamı..güftesi Fuat Edip Baksiye aiitir. Ancak Merhum
Pınarın,babası ile bir münakaşadan sonra geceyi geçirmek üzere
gittiği bir akrabasının evinde sabah olduğunda baba evinden gelen bir
haberde,kendisinin evden ayrılışının akabinde babası geçirdiği bir
kalp kriziyle vefat eder. Pınar, Cenazeden sonra Mustafa Nafiz Irmaka
gidip,vaziyeti anlatır ve seni nerde bulup ağlayayım mısraıyla bir
güfte yazan Mustafa Nafiz Beyin bu güftesini besteleyen kişi ise oğul
Selahaddin Pınardır. Merhum Pınar defaatle şahidi olmuşumdur,hangi
ses sanatçısına tanburu ile refakat ettiğinde ki bu okuyuculara pederi
için bestelediği rakik eseri sahnede okutturur,göz yaşları içinde
kendisi de refakat ederdi hem tanburu ile hem de pesten bir sesle..
Bir bahar akşamında da yine Selahaddin Pınar ilk tiyatro bayan
artistimiz denen hanımı gördüğünde aşık olur ve bu aşkını dile
getirmek üzere Sayın Baksiye güfteyi sipariş eder. Kendisi besteler.
Böylece bu evlilikle uyuşturucu müpelası gelin hanım zaman içinde
Pınarı da bu batağa çeker ve o korkunç tutku,aileyi felakete
sürükler. Şunu hatırlatmak isterimki,beste güfteyi aşmıştır. Sayın
Kaplan bir şâirin hakkı yenmesin diye sizi uyarmış amma kabul etmek
gerekir ki,o tanburun nağmelerinden vücud bulan besteler musiki
alemimizin,dinleyeni alıp bir iklime taşıyan vesilelerdir.
Fiemanillah. Tarihçi. gazeteci araştırmacı yazar Metin Hasırcı
*
İşte asalet, işte şair, işte hakka riayet...
Teşekkür ederim sevgili kardeşim. Ben sizi dostça ve herkesin düşebileceği ufak bir hatadan ötürü bilgilendirmiştim. Keşke bizden hiç söz etmeseydiniz. Önemli olan hatanın bir şekilde farkedilmiş olmasıydı. Ama maksat hasıl olmuştur.
Bu arada seni kızdırmak için söylemiştim. Vezni serbest olmakla birlikte şiirin de güzeldi. Kalemine ve ilhamına sağlık. Teşekür ediyor gözlerinden öpüyorum. Sevgi ve özlemle...
Sadettin Kaplan (Sadi)
*************************************************************
İnsan için geçmişi anımsamanın Yüce Yaradan tarafından bir sebebe neden olduğu açıkça bellidir. Hoş ve gereksiz anılarımızı bizlere unuttururken, sevgi dolu, mutluluk dolu anlarımızı yeniden yaşamamıza izin vererek adeta insanoğlunu ödüllendirmiştir. Şiirler bu güzel duyguları derinlemesine yaşatan köklü duygular ve duyguların kalıcılığını belgeleyen vazgeçilmezlerimiz olarak kalacaklar, dilediğimizde okuyarak eski günlere yeniden döneceğiz. Sanıyorum amaç ilahi bir mutluluğun devamıdır. Güzel şiirinizi okuyorken aklıma Yahya Kemalin çok anlamlı dizeleri ve duygusal derinliği işlediği şiirleri takıldı. Çok hoş ve çok güzel dizelerinizin başarılı bir çalışmanın eseri olduğu açıkça anlaşılıyor. Severek okudum. Kutluyorum ve başarılar diliyorum. Nice güzel şiirlerde buluşmak dileğitle..
Şair Talat Semiz
**************************************************************************
Cordinotörs: Duydum, sona yaklaştığımı söyledi şarkılar, İlahi arzuların sihirli zamanında yitmiş sevgiler, İter de sapkınlık şuurundaki çaresiz korkaklık Cehennem azabı burnumuzun ucundaki Ne varsa dünyevi tutkudan yana Katar katar olmuşlar Hepsi benim hanımdan çıktılar, Gider, gider, gider! ... Ruhumun vahyinde cehalet mührü, Şehveti yenmişim zor anlarımda, Topladım pılı-pırtıyı yolcuyum, biliyorum, Yeni toylar gelirken günah bahçesine, Nice sabilerden sorulmasa da hesabı, Tutup kolundan salıverdik ya orta yere, Sabiler Cennet yolundayken Taşlaşmış yürekler Cehennemi özler, Katar katar olmuşlar unuttuklarımız, Bilmiyorum nereye koşusu rahvanca canın, Gidiyorlar işte, Gidiyorlar birer birer... 'Dur! ' dedim, dururamadım zamanı, Bir yıldırım yarası çınarın gövdesindeki yarık, Amel defterimizde neler yazıyor neler, Seninki benden, Benimki senden kabarık... Su misalı savaklar çevrilmiş dolu insan, Kim nereye, nasıl, nedir bu avaz Yalanlar savrulur, gizlenmez ki duygular, Haksızlık sığmaz, gökkubbe genişler, Hıçkırıktır geride kalan....... Ve mahşere uzanır yollar. Nafi ÇELİK Benden de birkaç dize, diyor, selam, sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Nafi ÇELİK
Halil MüftüoğluKayıt Tarihi : 1.3.2012 14:18:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İlahi arzuların sihirli zamanında yitmiş sevgiler,
İter de sapkınlık şuurundaki çaresiz korkaklık
Cehennem azabı burnumuzun ucundaki
Ne varsa dünyevi tutkudan yana
Katar katar olmuşlar
Hepsi benim hanımdan çıktılar,
Gider, gider, gider!...
Ruhumun vahyinde cehalet mührü,
Şehveti yenmişim zor anlarımda,
Topladım pılı-pırtıyı yolcuyum, biliyorum,
Yeni toylar gelirken günah bahçesine,
Nice sabilerden sorulmasa da hesabı,
Tutup kolundan salıverdik ya orta yere,
Sabiler Cennet yolundayken
Taşlaşmış yürekler Cehennemi özler,
Katar katar olmuşlar unuttuklarımız,
Bilmiyorum nereye koşusu rahvanca canın,
Gidiyorlar işte,
Gidiyorlar birer birer...
'Dur!' dedim, dururamadım zamanı,
Bir yıldırım yarası çınarın gövdesindeki yarık,
Amel defterimizde neler yazıyor neler,
Seninki benden,
Benimki senden kabarık...
Su misalı savaklar çevrilmiş dolu insan,
Kim nereye, nasıl, nedir bu avaz
Yalanlar savrulur, gizlenmez ki duygular,
Haksızlık sığmaz, gökkubbe genişler,
Hıçkırıktır geride kalan...
.... Ve mahşere uzanır yollar.
Nafi ÇELİK
Benden de birkaç dize, diyor, selam, sevgi ve saygılarımı yolluyorum.
Nafi ÇELİK
TÜM YORUMLAR (62)