Burası seninle ömür geçirdiğimiz,
beylerbeyindeki evimiz.
Sana bu satırları buradan yazıyorum.
Hatıralarımızla tek başıma ne yapacağımı bilemiyorum.
Yokluğuna alışamadığım, hayalin ile yaşadığım, ismini sayıkladığım.
Sana benzeyen! birini gördüğümde, daima ağlayacağım.
Kimse anlamıyor beni, aciz olduğumu düşünüyorlar,
Sana geleceğimi söylüyorum, engellemeye çalışıyorlar...
Kendimde değilmişim, gidemezmişim,
Göremezmişim, Öldüğünü kabul edecekmişim...
O ölmedi diyorum, Öldü diyorlar, dönmeyecekmişsin,
Ellerini tutamayacak, gözlerine bakamayacakmışım,
Sana sarılamayacak, dokunamayacakmışım
Oturup anlatıyorum onlara,
Beni bekliyor diyorum, Özlemiştir, merak etmiştir.
Onlar da ağlamaya başlıyor.
Yokluğunu yaşıyorum, bende yaşadığını biliyorum.
Biliyorum gitmedin, ölmedin.
Bizi ayıracaklarını sanıyorlar...
Ayıramazlar biliyorum.
Mevsim kış, üşüyor musun? hava soğuk.
Yağmur var, soğuk var İstanbul’da.
Ellerin buz tutmuştur şimdi.
Ellerini tutmalıyım, ısıtmam lâzım,
Üşüyorsun biliyorum, paltomo vermeliyim sana.
Gelmeliyim diyorum, biliyorum sende özledin beni.
Merak etme iyiyim ben.
Sadece yanına gelemediğim günler için affet beni .
Seni çok seviyorum...
Bu sevgi ve özlemle,
Senden sonra daha ne kadar yaşarım?
Ne ben senden, ne de sen benden ayrı yaşamayacağız.
Cennetin Firdevs bahçelerinde tekrar buluşacağız.
Bekle Zümrüt’üm bekle az kaldı, bende geliyorum.
Sarılıp koklaşacağız o günü özlemle çekiyorum.
Onun için tek tesellim; canım sultanım;
‘’İnnalillâhi ve inna ileyhi raciun.’’diye haykırıyorum.
Mekânın cennet komşun ayşe (r.a.) annemiz olsun.
(Abimin ağzından hacı annem Zümrüt hanıma ithafımdır)
Halil Müftüoğlu
Kayıt Tarihi : 6.1.2024 14:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!