Arnavut kaldırımlı sokaklarda geçerdi çocukluğumuz,
Evcilik oynar, topaç döndürür, çember çevirirdik.
Gülen yüzlerimiz vardı güneş yanığı, daha fazla ne demektir, bilmezdik.
Huzur ve şükür bahçelerinde, kâğıttan topumuz, bezden bebeğimiz,
Ve sevdâ nedir, bilmeden sevdiğimiz sevgililerimiz.
Az mı takıldı yıldız uçurtmalarımız çam dallarına
Yıldızı sen, hâlâ kuyruğunda asılı, sallanır, titrer yüreğimiz...
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Gönülden kutlarım kaleminize sağlık
Mesut Özbek
Zaman, törpülese de insanların tertemiz umutlarını,
ve sevgilerini, vefâlı yüreklere yol gösterir o sevilen gözler... Kaybolan değerler ve güzellikler, vefâlı bir
yüreğin unutulmayan hâtıralarında hiç kaybolmadan,
gün be gün yaşanır. Yeter ki, o güzel anılar hiç bitmesin.
Tekrar tekrar okunmaya doyulamayan bir şiir ki,
unutulmayanlar listelerinde baş köşede olmaya
lâyık... Yürekten kutlar, saygı ve sevgilerimle
anılarınızdaki o güzel günlerin hiç bitmemesini
dilerim....Tam puan
Şimdi özlemi içimizde kırık bir akşam güneşi gibi kalan ömrümüzden geçen o zamanları umutla beslemeli yeniden her sevgi çelişiyorken kendisiyle yinede doğmakla olur yeniden beyazlara..
Hocam sonsuz saygılar şiirleriniz çok özel ve çok güzel yürekten kutluyorum :)
'Huzur ve şükür bahçelerinde, kâğıttan topumuz, bezden bebeğimiz,
Ve sevdâ nedir, bilmeden sevdiğimiz sevgililerimiz.
Az mı takıldı yıldız uçurtmalarımız çam dallarına
Yıldızı sen, hâlâ kuyruğunda asılı, sallanır, titrer yüreğimiz...'
O titreyen uçurtmalar ömür boyu çam dallarında titreyip duracak,
anılar unutulmadığı müddetçe....
Okunmaya doyulmayan, sanıyorum ki, her geçen gün daha da kıymetlenen bir şiir bu... İnsanı alıp götürüyor...
Gönülden kutlarım efendim. Saygılarımla...
Tam puan.
Ne çabuk geçti ! Oysa daha dün gibi.Bizde çocuktuk, her şeyden bi haber.
Tek derdim,seyahatten bir türlü dönemeyen babamdı ! Dağlara çıkmak yormuyor, ağaca tırmanmak korkutmuyor, insanlar ürkütmüyordu, büyüyene kadar.
Birden tılsımı bozuldu çok şeyin.Babam seyehate değil ötelere gitmiş, dönüşü olmayan..
Büyümek iyi olmamış efendim.Hani mümkün olsa bir seçim sunsalar, kardeşlerinmi, çocukluğun mu ? Onları alın, görünmezde bırakın. Annemle, babamla doya doya yaşayıp, sonra büyüyeyim ki, çocukluğum ve büyüme devrem sancısız geçsin.Ozamandan yok olsa idi, bu kadar zararı dokunmadan!!!..
ŞİMDİ YOK OLDU, ÇOK ŞÜKÜR lakin geç oldu..
Daha fazlasızdı, şimdi ise çarklar çok hızlı dönüyor.
Söylenecek sözler çok, zamansa azaldı efendim.
Tam puanımı kabul buyrun lütfen.Saygılarımla.
Ve köpek balıkları mı yutuyor bilmem, suyun üzerindeki yakamozları...
Ne çabuk öğrendik 'daha fazlası' demeyi, hem bedelini hiç sormadan.
...................
güzel bir nostaljiydi okuduğum...
her mısrası ayrı bir duygu seli yaşattrıyor insana.... bir şiir bu kadar mı güzel olur? olur muş:)) yüreğiniz dert görmesin.... saygılar gönülden..
Ben dayanamayıp, bu çok güzel şiire tekrar geldim.
'Bir deniz feneriydi yol gösteren, karanlığıma ışıktı gözleriniz...
İstersen gel, günü yaşayalım şimdi,
Bırak, öpsün çıplak ayaklarını çapkın dalgacıklar,
Bırak, kumsal da sarhoş olsun koklayıp teninin o kadın kokusunu.
Bak, gün batışı aksetmiş yüzüne, şimdi saçların kıpkızıl,
Varsın kızarsın yanakların, tuttukça ellerini tutuşan yüreğinin ateşiyle
Varsın, bir yandan hüzün de girsin dalgın bakışlarıma,
Aldırma, sen,eflâtun akşamın eflâtun sevgilisi ol, dol avuçlarıma...'
Bir ömür nasıl geçiyor hiç anlamadan...O en güzel günlerin kıymetini çok geç anlıyor insan... Ve o karanlığı deniz feneri gibi aydınlatan gözlerin ışığında, kaldığı yerden yola devam diyor, sanki... Hiç bir şey eskisi gibi güzel olmasa da, o şevk, o heyecan pek kalmasa da, yine de bugünü en güzel şekilde yaşayabilme isteği ne güzel, göklerde tüm yıldızların ışıltısı bitmeden... Umutlar tükenmeden, kaybolan güzellikleri yeniden bulabilme çabası ne güzel...
Bu muhteşem şiiri okuyunca, boş yere giden zamanı acı acı düşünüyor insan. Elde kalan zamanı en iyi şekilde yaşamak ve o kaybetmeye yüz tutmuş büyüyü yeniden bulabilmek için elinden geleni yapmak istiyor.
Bu şiir, öyle hemen okunup, yorum yazılacak bir şiir değil efendim. her satırının içine girip, yaşamak, düşünmek, duymak, duyumsamak lazım. Öylesine güzel ki...
Tüm kalbimle kutluyor, bir an önce, bu şiirlerin kitaplaşarak, yüreklerde yer etmesini diliyorum. Sevgi ve saygılarımla efendim. Hâlenur Kor
Bu son güzel saatlerimiz, bak, eflâtun akşamlar da kararacak birazdan,
Birileri kuzgûni siyaha boyamakta gökteki tüm yıldızları
Ve köpek balıkları mı yutuyor bilmem, suyun üzerindeki yakamozları...
Ne çabuk öğrendik 'daha fazlası' demeyi, hem bedelini hiç sormadan.
Güneşte kusan asfalttır şimdi parlayan o arnavut kaldırımı yollarda
Ve uçurtmaları yok artık çocukların,
Umutlarıdır takılıp kalan,kuru dallarda...
Harikasınız Sevgili Şair,çok çok güzeldi,yürek sesiniz hiç dinmesin..İnsan şiirinizi okurken geçmişiyle yüzleşiyor ve sonra geçmiş ve geleceğin muhakemesini yapıyor bir anda..Tebriklerimle,sevgi ve saygılarımı bırakıyorum sayfanıza..
Bu güzel şiirinize ancak Can Dündarın bir şiiriyle yanıt vermek
istiyorum. Sn. hocam.Siz ve güzel kaleminizi kutluyorum.
SARI LİRA
'Yaşamak değil beni bu telaş öldürecek'
Dediği gibi şairin;
Bu telaşla,
Bırakın paris yolunda ılık rüzgârlara taratmayı saçlarımızı,
Sevdiğimizle doyasıya bir sohbet bile edemedik biz.
Gözümüz saatte söyleştik hep,
Koşuşur gibi seviştik, yarışır gibi çalıştık.
Hep yetişilecek bir yerler vardı,
Yapılacak işler, aranacak adamlar.
Bir sonraki günün telaşı, bir öncekinin terine bulaştı,
Başkalarının hayatı bizimkini aştı.
Kör karanlıkta çalar saat sesi yerine,
Kuşluk vakti kızarmış ekmek kokusu
Veya yavuklu busesiyle uyanma düşlerini
Hababam erteledik.
Yirmili yaşlardayken otuzlara kurduk saatin alarmını,
Otuzlardan sonra kırklara,
Belki sonra ellilere...
Lakin öyle yanlış kurgulanmış ki hayat;
Kuşlukta uyanma fırsatını sunduğunda size,
Artık uyku girmez oluyor gözlerinize.
Doyasıya söyleşmek, telaşsız sevişmek için
Bol zamana kavuştuğunuzda
Söyleşecek, sevişecek kimseler kalmıyor yanınızda.
Özenle yarına sakladığınız bir
'Sarı Lira' gibi ömrünüz.
Vakti gelip sandıktan çıkardığınızda,
Bir de bakıyorsunuz ki; tedavülden kalkmış.
Can DÜNDAR
Bu şiir ile ilgili 145 tane yorum bulunmakta