Beni dertten derde salan, ateşlere atan güzel;
Söyle, hiç mi korkmuyorsun aşkı yaratan Mevla'dan?
Yâr var iken reva mıdır ağyâra rehgüzarlığın?
Böyle zulmün farkı var mı? Düşün ki zulm-i âlâdan.
Aşkı bize ne de masum öğrettiler, a sevdiğim.
Bir kez düştük, çıkamayız; bu kuytudan, bu beladan!
Kuşatırsın tüm ruhumu hem de olduğundan büyük;
Kuşatırsın gece gündüz… Vazgeç gönlü istiladan.
Söz verirsin, bekle dersin, hangi bir zamana kadar?
Verdiğin sözden dönmüşken Allah’a kal-u beladan.
Aşkın ile düştüm dile, divaneye çıktı adım;
Ayıplar beni görenler ulemadan, cüheladan…
Güvenme sen gençliğine, gün gelir tarumar olur;
Niceleri geldi geçti dünya denen heyyuladan...
Senin de adın yükselir yanık bir ses eşliğinde...
Akşam vakti âşıkane yükselen hüzzam selâdan!
Tahtın hazır, kurul derler, dünyada ettiğin kadar.
Tahtın ıssız, tahtın soğuk, tahtın taş bir musalladan!..
Kaan YILDIZ
(07.07.2020-00:30)
Kayıt Tarihi : 7.7.2020 00:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!