A ŞAİRE AŞIK BESTİ Rusçadan Transkribe E ...

Celil Çınkır
207

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

A ŞAİRE AŞIK BESTİ Rusçadan Transkribe Edilmiştir

Şair Besti Koç Hanımefendiye İthaf Ediyorum
.................................................................................
AŞIK BESTİ HANIM

Besti; Kerbela-i Bayramali Kızı, tahminen 1830 yılında Kelbecer Bölgesinde Lev Kentinde yoksul bir ailenin bir ferdi olarak dünyaya gelmiştir. Besti savadsız olsa da akıl ve feraseti ile seçilmiştir. Aşık Elesker ve Ağdabanlı Kurbani gibi üstad aşıkların meclislerini dinlemiş, onlardan el edebiyatını derinden öğrenmiş ve şiir demeye başlamıştır.

Besti 17-18 yaşlarında iken bir çoban ile sevişmiş, lakin bu sevgi felaketle neticelenmiştir. Zamanesinin ağızlı ve hazırcevap civanlarından olan çoban beyler tarafından doğranmıştır.

Besti öz facialı muhabbetini sazla ifade etmek istemiş, kentlerinden çıkıp, el-el, oymak-oymak gezmeye, aşıklık etmeye başlamış, kalbine çevreleyen derdlerini saz ve sözle ifade ederek dolaşmış, esasen Daşkesen Rayonu’nun Kabaktepe Kentinde yaşamıştır.

Koştuğu mahnıları gözyaşları akıtarak okuduğundan gözleri tutulmuş ve el arasında Kör Besti olarak adı ile tanınmıştır.

Uzun müddet Basargeçer, Daşkesen, Gadabey ve Samuh rayonlarında aşıklık etmiş, şakirdleri olmuş ve bir çok aşıklar yetiştirmiştir.

Ömrünün sonlarına yakın yeniden doğduğu kente gitmiş ve tahminen 100 yaşlarında iken 1930 yılında vefat etmiştir.

KOŞMALARINDAN

KİMİ

A bey, ne gezirsen hallı-havalı
Süleyman mülkünü yiyesi kimi
Nedendi yahşının başın kesmeye
Hazırsan hançerin tiyesi kimi

Güvenmeyen devletine, varına
La’net olsun gayretine, arına
Hakdan zafer deysin burcu barına
Lut kalginen palaz iynesi kimi

Ağladım doyunca, gülmedim haşa
Bir ah çeksem, dağlar geler baş-başa
Betsi deyer, seni de düş ataşa
Yan Novruz şamının piltesi kimi

BİLGİYNEN

Yahşı tanı Elesker’i, Kurban’ı
Nece bele her aşığı bilgiynen
Kıymet koysun Karaylıya koşmaya
Nazmındaki yaraşığı bilgiynen

Bahtsız daşım gurbet ele atıldı
Ne derd desen benim için tapıldı
Ağlamaktan gözlerim de tutuldu
Getdi gözün nur ışığı bilgiynen

Heç bilmirsen neler yatır sinemde
Men çekeni, çelmez Aslı, Kerem de
Şirin can çürütdü möhneti gamda
Besti görüp Sen’an dağı bilgiynen

KURBAN

Acı rüzgar döydü ömür gapımı
Kara döndü ağ devranım, a Kurban
Dağlarımı duman aldı, çen aldı
Duman oldu, asimanım, a Kurban

Bu yazık canımı getirdi cana
Adaletsiz divan, zalım zamana
Ateşe pervane, oha nişana
Pilteye şam oldu canım, a Kurban

Ter şamama bu tarlardan kesildi
Ömür ağacı budaklardan kesildi
Tutak sesi bulaklardan kesildi
Hayıf oldu Han çobanı, a Kurban

DÜNYA

Meleyke boyludu, şirin lehçeli
Ezelden tamaşa olan bu dünya
Koca cadukerdi aldadar seni
Cavanlık donunda kalan bu dünya

Kananı eleyib talahsız, bahtsız
Eyibdi kaddini, gocalıb bahtsız
Çohlarını koyub eyvan-otağsız
Varlının derdine kalan bu dünya

Kamnan nay götürdüm, naladan kısmet
Görmedim bir lezzet, çekdim eziyet
Canda eşk ataşı, dilde muhabbet
Besti’ni odlara salan bu dünya

AY OLMAZ

Zulmü şebahetde beylerin tayı
Olmaz bu dünyada olmaz, ay olmaz
Ne yar yara yeter, bir murad alar
Bir kimse bay olmaz, ay olmaz

Her ne görse deyer; külli var menim
Alma menim, heyva menim, nar menim
Söndürdü çırağım biilgar menim
Çeşmim gibi bir çay olmaz, ay olmaz

Çoh ahtardık, tapammadık bir çare
Beyler günümüzü eyledi kara
Bunlar ki, var Besti daha dağlara
Ne yaz gelmez, ne yay olmaz, ay olmaz

DEYMEMİŞ

Var mı üreyim ezalım dövranda
Feleğin elinden zede deymemiş
Namerdin ucundan, nadan dilinde
Çatıb kulağına hede deymemiş

Demirem meleyem, ne de ki göyçek
Sözümde yalan yoh, gerçeyem gerçek
Ötmeyib böyrümden bir erkek milçek
Astanama soltan, gede deymemiş

Besti’yem odlara galandı canım
Bu te’neye nece dözüm dayanım
Gelmedi ağ günüm, teze dövranım
Düşman ağzın yummaz pede deymemiş

DÜŞMÜŞEM

Mecnun’suz çöllerin Leylasiyem men
İtgin yarın sorağına düşmüşem
Yahşı, aşık ile gezir çemende
Tekerinin gırağına düşmüşem

Şirin’in beyninde eşgin eseri
Ferhad gayalara vurur tuseri
Kirpik katlamıram o günden beri
Yata bilmem, gam dağına düşmüşem

Aslı’nı yandırıbközleyen felek
Namerdlik makamın gözleyen felek
Besti’ni ölünce izleyen felek
Öldür, kurtar, ayağına düşmüşem

KARAYLILAR

LALE

Yarın kanlı köyneyi tek
Kızarır yol üste lale
Han çobanı getir dile
Bir şirin can iste lale

Derdim dönüb hekayete
Canım dözer bu zillete
Yar mezarın ziyarete
Gelib deste deste lale

Hara getsen gelerem men
Ahu kimi melerem men
Betsi deyer; ölerem men
Bu dağlardan getse lale

DOLU DÜŞSÜN

Muhannete can deyenin
Dili düşsün dili düşsün
Vadesiz köy zemisine
Dolu düşsün, dolu düşsün

Dil dedim ağladı cahan
Bir sırrım kalmadı punhan
Yurdun olsun yerle yeksan
Üsten elin yolu düşsün

Düşmanla kim peyman bağlar
Sinemden getmeyib dağlar
Bu Besti’ni goyub ağlar
Zalım beyin golu düşsün

ÇOBANDAĞI

Senden akır ab-ı Kövser
Suyun baldı, Çobandağı
Bezenmisen gelin kimi
Ne calallı, Çobandağı

Kekliklerin gonur daşa
Gaggıldaşa-gaggıldaşa
Her gören eyler tamaşa
Bir hayaldı, Çobandağı

Her türlü çiçek sinende
Tapılmaz gayriçemende
Bahar faslı Besti sende
Konak kaldı, Çobandağı

DAĞLAR

Besti’nin ah nalasından
Oyan dağlar, oyan dağlar
Kan damır dağ lalasından
Sen de kana boyan dağlar

Keklikleri gaggıldaşır
Ayağı kan eyler daşı
Sel-sel olub gözüm yaşı
Hünerin var dayan dağlar

Beyler bizi getdi cana
İgitleri saldı kana
Ayrım eli zulmethana
Bec necedi o yan dağlar

DAĞLAR

Dağ üstünden çekdin dağı
De, neydi günahım dağlar
Sen mene kesildin yağı
Tutsun seni ahım dağlar

Kara gelibdir dövranım
El vurma töküler kanım
Hanı benim Hançoban’ım
Oydu kıblegahım dağlar

Niye bele yazdı felek
Ayrılığa dözmür ürek
Besti kimi sen de kal tek
Olmasın penahın dağlar

İNANMIR

Bir gamlı bülbülem
Güller inanmır
Mecnun’suz Leyliyem
Çöller inanmır

Göz yaşım sel olur
Göller inanmır
Bir garib yolcuyam
Yollar inanmır

Deyirem hesretem
Kollar inanmır
Sözüm dastan olub
Teller inanmır

Aşık Besti menem
Eller inanmır
Sinnim dohsan olub
İller inanmır

MUHAMMES

SALMA GEYLÜ KALA MENİ

Sana kurban olum ata
Verme bir ağ yala meni
Kulak as ahı naleme
Verme bir ağ yala meni
Salma geylu kala meni

Gün çıhanda günnen durram
Tandır salam hana gurram
Üçte getsem igit yorram
Bibi, çekme ala meni
Salma geylu kala meni

Adımı koydular Besti
Kardaş keleyimi kesdi
Öldürmekdi meni kasti
Atam bilmir bala meni
Salma geylu kala meni

Kurbanam kohum-kardaşa
Rahm et gözden akan yaşa
Puç ömrü vurmadım başa
Ana, verme çala meni
Salma geylu kala meni

Yaşı geçib olub elli
Ağ tuku başından belli
Ağu sözlü, seher dilli
Dile tutma, hala, meni
Salma geylu kala meni

Oğlan de bir, nedir adın
Bilmedim eşginin dadın
Allah’ım versin muradın
Salma geylu kala meni
Atam verir çala meni

Besdi deyer; yandım, yandım
Allah adı olsun andım
Zeher şerbetinden kaldım
Atam saymır bele meni
Salıb geylü gala meni

3 Şubat 2012 Küçükyalı - İstanbul

Rusçadan transkribe eden: Celil ÇINKIR

Celil Çınkır
Kayıt Tarihi : 4.2.2012 15:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Celil Çınkır