MEHEMMED BEY AŞIK
19. asır Azeri şairlerinin yaşı ve şöhretiyle en büyüğü Mehemmed Bey’(Âşık) dir. 1776 yılında Şuşa şehrinde dünyaya gelmiştir. Ailesi Behbud Bey Karabağ’da ünlü olan Sarıcalı- Cavanşir tayfasındandır. Onun Karabağ Hanlığı’nın arazisinde Verende ve Zengezur’da birçok arazileri vardı. Behdud Bey yaşlanınca topraklarını Mehemmed Bey ve ağabeyi arasında pay eder. Fakat Mehemmed Bey babasının verdiği toprakları ağabeyine bağışlar ve Zengilan kentine yerleşir. Burada çok sıkıntılı bir hayat yaşar. Kayınbiraderleri ile arasında toprak çekişmeleri olur ve sürekli mahkemelik olurlar. Bu davaların sonucu olarak Mehemmed Bey zamanın hükümranı olan Ruslar tarafından Ordubad’a sürgün edilir ve ölüm tarihi olan 1861 yılına kadar orada yaşar. Mehemmed Bey şiirlerinin bir kısmını gerçek adı ile bir kısmını da Âşık mahlası ile mühürlemiştir. Edebi türlerden özellikle gazel, koşma ve geraylılar türüne imzasını atmıştır. Bu türlerde yazdığı şiirlerden bazıları aşağıdadır.
GAZEL
Aldım galemi name yazam, yâre gönülden
Ya rab, ola bir mehremi apâre gönülden
Ol gönçe dehen dilbere yetkec dil uzadıb
Bülbül kimi her dem gele göftâre gönülden
Tez-tez goyub ol servi-gedin payine başın
Tabus gılıb tez ile yalvare gönülden
Evvel alıb nitgi-Mesiha’den icazet
Ahır ede her erzimi serdâre gönülden
Hünbaarlığın dideyi-giryânını bir-bir
Tagrir ede ol gözleri hunhâre gönülden
Pervane sifet düşdügümü vadiyi-hicre
Her lehze deye ateşi-rühsâre gönülden
Naçarlığımı arz ede ol şahi-cahar
Rehm eyleyiben, belke, ede çâre gönülden
Keyfiyyeti-ehvâlı ve hem gisseyi-hicri
Arz eyleye, bilgi vere dildâre gönülden
Aşık, gemi-hicrânı yazıb eyledim irsal
Ol zülfiu siyâhe bu üzü gare gönülden
GAZEL
Nece kim ol senemin gamzeyi-hunhâresi var
Dili-zârımda menim ganlı ciyerpâresi var
Dili-eşkimi menim salma nazardan, ey göz
Dut giranmaya onun sabâyi seyyâresi var
Yar halına bahan gözde garadan galmaz
Deme aşık ona kim, gözlerin garesi var
Dami-tehsire salır her yeten azadeleri
Gaşü göz, zülfün eceb gemzeyi-mekkâresi var
Sanma bikâre meni şahi-hünermendanem
Yığılıb başıma dehrin ne ki avâresi var
Rengi-zerdim yoh eceb eşk ile gülgüne dönüb
Cigerimde acı müjgân ohunun yaresi var
Küfri-zilltün seveli kâmil olub iymanım
Gerçi bu remzlerin şeride keffâresi var
Bağlanmış silsileyi-kakile könlüm möhkem
Men kimi yüz min onun Aşıkı-biçâresi var
GAZEL
O gara tellerine oğru deyim, ya rehzen
Ya könlüm memleketin garet edib bâde veren
O münevver yüzini gördü meger ay ile gün
Düşdüler dağa-daşa, oldular avare gezen
O gözü gaşın olub getlim üçün amâde
Biri şemşir çekib, biri yaye düzen
O hettü hali-siyâhın mehi-rühsâri
Leşkeri-Hindü, Hebeş, Türke tapıb el deyesen
O gedü gamele bah, gör ne giyamet eyler
Reşgden bağe gaçıb, guşe tutub servi-çemen
O henalı eline, nola, mübarek deyeler
O ki şirin diline şehdü şekerdir deyilen
Ağzına gönçe deyen keslerin ağzın yummasan
Görse bir gez onu yüz yerden açar gönçe dehen
Şikeni-zulfde dil nalesi keçdi hedden
O gare günden onu gurtarın, Allahı seven
Dürfeşanlıg bu geder eyledik, Aşık, besdir
Hem bu dehrde bir derde yetib gedr bilen
GOŞMALAR
SEVMİŞEM
Tezeden bir işe düşmüşem gene
Ala gözlü bır şuh gelin sevmişem
Mina gerdenini, ter sinesini
Rena geddin, gulac golun sevmişem
Gedri-giymet bilen bir asilzade
Namü nişanım demenem yâda
Serâser endamı ohşar şumşada
Nazik ayağların, elin sevmişem
Beyenmirem onun mecmui-kârın
Şövginde var idim bir bele yârın
Hoş edâsın, hoş reftârü göftârın
Danışanda şirin dilin sevmişem
Görmemişem bele zülfu dehen tek
Yüz min esiri var, elbette, men tek
Gülüstâne düşmüş zâğü zeğen tek
Ay gabagda siyâh telin sevmişem
Müşkin kakilinin sergeştesiyem
Növki-mujgânının dil hestesiyem
Aşıkam, zülffünün pabestesiyem
Üzün, saçın, ince belin sevmişem
OLUBDUR
Senden ayrı işim menim ey dilber
Gece-gündüz ahu fegân olubdur
Tağafül rehminden zülmü sitemi
Bizim baremihde ehsân olubdur
Lahza-lahza halın sorduğun gönlüm
Günde min nesihet verdiyin gönlüm
Daim şâdü hürrem gördüyün gonlüm
İndi derd elinden virân olubdur
Ne istersen, zalım, men binevâdan?
Bir gün el çekmezsen cövrü cefâdan
Sanma indi, bil ki, galü-belâdan
Gözlerim hüsnüne heyrân olubdur
Haçan almamışdın aklımı serden
Ohudum mehdi-hüsnüne ezberden
O günden ki saldın gözden nezerden
Menim halım çoh-çoh yaman olubdur
Heç yâda salmırsan men dilfikârı
Seni ne bimürvet yaradıb târı
Dehanın şövgünden Aşıkı-zârı
Öldüren bu daği-pünhan olubdur
GEZİR
Bilirsen mi gönlüm, yâr, senden ayrı
Nece miskin-miskin, natevân gezir
Düşüb sahralara şeydâlar kimi
Sübhü şâm bilmez, her zaman gezir
Bir dilberi-elâ, çeşmi mestâne
Güssesinden gönül oldu virâne
Bilmirem ki, neynemişem canâne
Her görende menden bele yan gezir
Bu dili-divâne, ey şuhi-âli
Canü dilden sevib ol hettü hâli
Kakili nişkine aşık olali
Başın üçün, daim sergerdân gezir
Firgelinden gara bağrım olub su
Alıbdır gerarım o zülfu geysu
Men ölmüşem leli-lebinden ayru
Deyirler ki, cisminde bes cân gezir
Gene Aşık unudubdur her kârı
Sevibdir bir şuhi, çeşmi-hunhârı
Ol yanağı mâhı, lâle rühsârı
Nece gıyır, zülfi perişân gezir
OLMUŞ
Ey bivefâ, gedir bilmez dilberim
Şikâyetim senden bir kitâb olmuş
Yaza bilmez onu hameyi-güdret
Çünki hedden keçmiş, bihesâb olmuş
Saraldım hesreti-âli-rûyinden
Tapmadım bir remz hâli-ruyinden
Derdime ol şirin göftgûyinden
Ne bir sual olmuş, ne cavab olmuş
Müjgân ohun canda o siper kimi
Derin ezizimdir simü zer kimi
Dil dafine daim efiler kimi
Türreyi-terrârın piçü tâb olmuş
Gızıl gül hesretdir o al rûyuna
Servi-sehi gat olubdur bûyuna
Her günde üz düşer haki-kûyuna
Kemterin gulamın afitâb olmuş
Esiri-zülf olmuş divâne gönlüm,
Olubdur Aşigden bigâne gönlüm
Dağılmış dünyada virâne gönlüm
Bir gün şâd olmadı, ol harâb olmuş
SENSEN
Seni tarı menden olma mükedder
İncitme, bu diti-virânı sen, sen
Neylerem dünyânı, azizim, sensiz
Bilirem derdimin dermânı sensen
Gözeldir cemâlin, hüsnündür cemil
Ölmedim hicrinde, galmışam hecil
Başınçün, ey gül, dolansa yüz il
Gönlümün mülkünün sultânı sensen
Vamigin Ezra’ye var idi meyli
Onunçün ahardı gözünden seyli
Yusif’in Züleyha, Mecnun’un Leyli
Menim de canımın canânı sensen
Her ne ki erz etdim, ona yetmedim
Şad eyleyib bizi, gelib getmedin
Könlüm alıb, bir yol gebul etmedin
Bu geder ki, çekdim imanı, sensen
O gizli bahışın alıbdır cânı
Cadu gemzelerin vermez imânı
Tarı hifz eylesin növki-müjgânı
Aşıkın gatili-pünhânı sensen
GERAYLILAR
GADASIN ALDIĞIM
Aşıkınam senin ahı
Ezel gadasın aldığın
Cana vurub mehebbetin
Çengel, gadasın aldığım
Can çıhır, gönül neylesin
Derdini kime soylesin?
İster sadakat eylesin
Tez gel, gadasın aldığım
Salma gönlün ıztıraba
Zülfün içre piçü taba
Sataşma hane heraba
Dincel, gadasın aldığım
Seyregibden iba gılla
Kûyinde görmüşem, öllem
Reşkdan sayeni billem
En gel, gadasın aldığım
Gulum deyib, ey şahzâde
Salmadın Aşıkı yâda
Olurmu sen tek dünyâda
Gözel, gadasın aldığım? !
ELİNDEN
Gan ağlar can guşu daim
Rehmsiz seyyâd elinden
Öldürmez, eylemez âzad
Ha çeker feryâd, elinden
Sultani-eşgidir zâlım
Yaman yere yetib hâlım
Dil şehri ile heyâlım
Olubdu berbâd elinden
Zülmünden ol sitemkârın
Nâlesinden dili-zârın
Bir neçe gün ruzigârın
Olmadım dilşâd elinden
Növki-mujgânları saf-saf
Aşk ehlini gılmış hedef
Atsa yayınmaz her taraf
Çıhmışlar ustâd elinden
Gözlerini Aşıkı-zâr
Sevenden beridir bîmâr
Meni, tari, öldür, gurtar
Ol iki cellâd elinden
Rusça’dan Transkribe Eden: Celil ÇINKIR
7 Ocak 2012 Küçükyalı - İstanbul
Celil ÇınkırKayıt Tarihi : 7.1.2012 09:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)