A Şair Mehemmed Bey Âşık Rusçadan Transk ...

Celil Çınkır
207

ŞİİR


11

TAKİPÇİ

A Şair Mehemmed Bey Âşık Rusçadan Transkribe Edilmiştir

MEHEMMED BEY AŞIK

19. asır Azeri şairlerinin yaşı ve şöhretiyle en büyüğü Mehemmed Bey’(Âşık) dir. 1776 yılında Şuşa şehrinde dünyaya gelmiştir. Ailesi Behbud Bey Karabağ’da ünlü olan Sarıcalı- Cavanşir tayfasındandır. Onun Karabağ Hanlığı’nın arazisinde Verende ve Zengezur’da birçok arazileri vardı. Behdud Bey yaşlanınca topraklarını Mehemmed Bey ve ağabeyi arasında pay eder. Fakat Mehemmed Bey babasının verdiği toprakları ağabeyine bağışlar ve Zengilan kentine yerleşir. Burada çok sıkıntılı bir hayat yaşar. Kayınbiraderleri ile arasında toprak çekişmeleri olur ve sürekli mahkemelik olurlar. Bu davaların sonucu olarak Mehemmed Bey zamanın hükümranı olan Ruslar tarafından Ordubad’a sürgün edilir ve ölüm tarihi olan 1861 yılına kadar orada yaşar. Mehemmed Bey şiirlerinin bir kısmını gerçek adı ile bir kısmını da Âşık mahlası ile mühürlemiştir. Edebi türlerden özellikle gazel, koşma ve geraylılar türüne imzasını atmıştır. Bu türlerde yazdığı şiirlerden bazıları aşağıdadır.

GAZEL

Aldım galemi name yazam, yâre gönülden
Ya rab, ola bir mehremi apâre gönülden

Ol gönçe dehen dilbere yetkec dil uzadıb
Bülbül kimi her dem gele göftâre gönülden

Tez-tez goyub ol servi-gedin payine başın
Tabus gılıb tez ile yalvare gönülden

Evvel alıb nitgi-Mesiha’den icazet
Ahır ede her erzimi serdâre gönülden

Hünbaarlığın dideyi-giryânını bir-bir
Tagrir ede ol gözleri hunhâre gönülden

Pervane sifet düşdügümü vadiyi-hicre
Her lehze deye ateşi-rühsâre gönülden

Naçarlığımı arz ede ol şahi-cahar
Rehm eyleyiben, belke, ede çâre gönülden

Keyfiyyeti-ehvâlı ve hem gisseyi-hicri
Arz eyleye, bilgi vere dildâre gönülden

Aşık, gemi-hicrânı yazıb eyledim irsal
Ol zülfiu siyâhe bu üzü gare gönülden

GAZEL

Nece kim ol senemin gamzeyi-hunhâresi var
Dili-zârımda menim ganlı ciyerpâresi var

Dili-eşkimi menim salma nazardan, ey göz
Dut giranmaya onun sabâyi seyyâresi var

Yar halına bahan gözde garadan galmaz
Deme aşık ona kim, gözlerin garesi var

Dami-tehsire salır her yeten azadeleri
Gaşü göz, zülfün eceb gemzeyi-mekkâresi var

Sanma bikâre meni şahi-hünermendanem
Yığılıb başıma dehrin ne ki avâresi var

Rengi-zerdim yoh eceb eşk ile gülgüne dönüb
Cigerimde acı müjgân ohunun yaresi var

Küfri-zilltün seveli kâmil olub iymanım
Gerçi bu remzlerin şeride keffâresi var

Bağlanmış silsileyi-kakile könlüm möhkem
Men kimi yüz min onun Aşıkı-biçâresi var

GAZEL

O gara tellerine oğru deyim, ya rehzen
Ya könlüm memleketin garet edib bâde veren

O münevver yüzini gördü meger ay ile gün
Düşdüler dağa-daşa, oldular avare gezen

O gözü gaşın olub getlim üçün amâde
Biri şemşir çekib, biri yaye düzen

O hettü hali-siyâhın mehi-rühsâri
Leşkeri-Hindü, Hebeş, Türke tapıb el deyesen

O gedü gamele bah, gör ne giyamet eyler
Reşgden bağe gaçıb, guşe tutub servi-çemen

O henalı eline, nola, mübarek deyeler
O ki şirin diline şehdü şekerdir deyilen

Ağzına gönçe deyen keslerin ağzın yummasan
Görse bir gez onu yüz yerden açar gönçe dehen

Şikeni-zulfde dil nalesi keçdi hedden
O gare günden onu gurtarın, Allahı seven

Dürfeşanlıg bu geder eyledik, Aşık, besdir
Hem bu dehrde bir derde yetib gedr bilen

GOŞMALAR

SEVMİŞEM

Tezeden bir işe düşmüşem gene
Ala gözlü bır şuh gelin sevmişem
Mina gerdenini, ter sinesini
Rena geddin, gulac golun sevmişem

Gedri-giymet bilen bir asilzade
Namü nişanım demenem yâda
Serâser endamı ohşar şumşada
Nazik ayağların, elin sevmişem

Beyenmirem onun mecmui-kârın
Şövginde var idim bir bele yârın
Hoş edâsın, hoş reftârü göftârın
Danışanda şirin dilin sevmişem

Görmemişem bele zülfu dehen tek
Yüz min esiri var, elbette, men tek
Gülüstâne düşmüş zâğü zeğen tek
Ay gabagda siyâh telin sevmişem

Müşkin kakilinin sergeştesiyem
Növki-mujgânının dil hestesiyem
Aşıkam, zülffünün pabestesiyem
Üzün, saçın, ince belin sevmişem

OLUBDUR

Senden ayrı işim menim ey dilber
Gece-gündüz ahu fegân olubdur
Tağafül rehminden zülmü sitemi
Bizim baremihde ehsân olubdur

Lahza-lahza halın sorduğun gönlüm
Günde min nesihet verdiyin gönlüm
Daim şâdü hürrem gördüyün gonlüm
İndi derd elinden virân olubdur

Ne istersen, zalım, men binevâdan?
Bir gün el çekmezsen cövrü cefâdan
Sanma indi, bil ki, galü-belâdan
Gözlerim hüsnüne heyrân olubdur

Haçan almamışdın aklımı serden
Ohudum mehdi-hüsnüne ezberden
O günden ki saldın gözden nezerden
Menim halım çoh-çoh yaman olubdur

Heç yâda salmırsan men dilfikârı
Seni ne bimürvet yaradıb târı
Dehanın şövgünden Aşıkı-zârı
Öldüren bu daği-pünhan olubdur

GEZİR

Bilirsen mi gönlüm, yâr, senden ayrı
Nece miskin-miskin, natevân gezir
Düşüb sahralara şeydâlar kimi
Sübhü şâm bilmez, her zaman gezir

Bir dilberi-elâ, çeşmi mestâne
Güssesinden gönül oldu virâne
Bilmirem ki, neynemişem canâne
Her görende menden bele yan gezir

Bu dili-divâne, ey şuhi-âli
Canü dilden sevib ol hettü hâli
Kakili nişkine aşık olali
Başın üçün, daim sergerdân gezir

Firgelinden gara bağrım olub su
Alıbdır gerarım o zülfu geysu
Men ölmüşem leli-lebinden ayru
Deyirler ki, cisminde bes cân gezir

Gene Aşık unudubdur her kârı
Sevibdir bir şuhi, çeşmi-hunhârı
Ol yanağı mâhı, lâle rühsârı
Nece gıyır, zülfi perişân gezir

OLMUŞ

Ey bivefâ, gedir bilmez dilberim
Şikâyetim senden bir kitâb olmuş
Yaza bilmez onu hameyi-güdret
Çünki hedden keçmiş, bihesâb olmuş

Saraldım hesreti-âli-rûyinden
Tapmadım bir remz hâli-ruyinden
Derdime ol şirin göftgûyinden
Ne bir sual olmuş, ne cavab olmuş

Müjgân ohun canda o siper kimi
Derin ezizimdir simü zer kimi
Dil dafine daim efiler kimi
Türreyi-terrârın piçü tâb olmuş

Gızıl gül hesretdir o al rûyuna
Servi-sehi gat olubdur bûyuna
Her günde üz düşer haki-kûyuna
Kemterin gulamın afitâb olmuş

Esiri-zülf olmuş divâne gönlüm,
Olubdur Aşigden bigâne gönlüm
Dağılmış dünyada virâne gönlüm
Bir gün şâd olmadı, ol harâb olmuş

SENSEN

Seni tarı menden olma mükedder
İncitme, bu diti-virânı sen, sen
Neylerem dünyânı, azizim, sensiz
Bilirem derdimin dermânı sensen

Gözeldir cemâlin, hüsnündür cemil
Ölmedim hicrinde, galmışam hecil
Başınçün, ey gül, dolansa yüz il
Gönlümün mülkünün sultânı sensen

Vamigin Ezra’ye var idi meyli
Onunçün ahardı gözünden seyli
Yusif’in Züleyha, Mecnun’un Leyli
Menim de canımın canânı sensen

Her ne ki erz etdim, ona yetmedim
Şad eyleyib bizi, gelib getmedin
Könlüm alıb, bir yol gebul etmedin
Bu geder ki, çekdim imanı, sensen

O gizli bahışın alıbdır cânı
Cadu gemzelerin vermez imânı
Tarı hifz eylesin növki-müjgânı
Aşıkın gatili-pünhânı sensen

GERAYLILAR

GADASIN ALDIĞIM

Aşıkınam senin ahı
Ezel gadasın aldığın
Cana vurub mehebbetin
Çengel, gadasın aldığım

Can çıhır, gönül neylesin
Derdini kime soylesin?
İster sadakat eylesin
Tez gel, gadasın aldığım

Salma gönlün ıztıraba
Zülfün içre piçü taba
Sataşma hane heraba
Dincel, gadasın aldığım

Seyregibden iba gılla
Kûyinde görmüşem, öllem
Reşkdan sayeni billem
En gel, gadasın aldığım

Gulum deyib, ey şahzâde
Salmadın Aşıkı yâda
Olurmu sen tek dünyâda
Gözel, gadasın aldığım? !

ELİNDEN

Gan ağlar can guşu daim
Rehmsiz seyyâd elinden
Öldürmez, eylemez âzad
Ha çeker feryâd, elinden

Sultani-eşgidir zâlım
Yaman yere yetib hâlım
Dil şehri ile heyâlım
Olubdu berbâd elinden

Zülmünden ol sitemkârın
Nâlesinden dili-zârın
Bir neçe gün ruzigârın
Olmadım dilşâd elinden

Növki-mujgânları saf-saf
Aşk ehlini gılmış hedef
Atsa yayınmaz her taraf
Çıhmışlar ustâd elinden

Gözlerini Aşıkı-zâr
Sevenden beridir bîmâr
Meni, tari, öldür, gurtar
Ol iki cellâd elinden

Rusça’dan Transkribe Eden: Celil ÇINKIR

7 Ocak 2012 Küçükyalı - İstanbul

Celil Çınkır
Kayıt Tarihi : 7.1.2012 09:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Osman Öcal
    Osman Öcal

    azerbaycan şairleri aruz şiirinde çok başarılılar.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Celil Çınkır