Bundan tam on altı yıl önce, 24 Ocak günü Gazeteci Yazar Uğur Mumcu`nun evinin önünde arabasına
konulan bomba ile,
insanlıktan yoksun yaratıklar tarafından hunharca katledildi.
’Uğur Mumcu yıllar önce canı pahasına, ülke için,
demokrasi için, insan hakları için,
kısaca ulusun aydınlık geleceği için ısrarla yazdı yazdı, yazdı...
O geleceği görmüştü kanlı ve kirli olayların bağlantısını çözmüştü
Gazeteci Yazar Uğur Mumcu
Birinci ödevin Türk bağımsızlığını,
Türk Cumhuriyetini sonsuza kadar korumak ve savunmaktır
Yüklendiği sorumlulukta
,Atatürkçü, Laik, anti emperyalist, tam bağımsız Türkiye`den yanaydı.
Değerli ve devrimci insanın yaşamı pahasına ortaya koyduğu
görüş düşünce ve uyarıların ne denli haklı olduğu
bu günlerin Türkiye`sinde yaşanan olumsuzluklarla
bir kez daha kanıtlanmıştır.
Tarikatlar ve mafya 70`li yıllarda siyasetin kullandığı araçlardı
aradan geçen süre içinde tarikatlar ve mafya palazlandı
ve siyaseti kullanır hale geldi.
Yıllardır Türkiye gündemini tarikat ve mafya merkezli olaylar beliriyor.
Ülkenin kaderini yönlendirmeye çalışıyorlar
Mumcu
siyaset
tarikat
mafya
arasında oluşturulan üçgenin
Türkiye`nin çok önemli ve hatta belirleyici sorunlardan birisi olduğuna inandı
Bu konuda yazdı ve bu konuda mücadele verdi
ve hepimizin dikkatini çekmeye çalıştı.
Bugün geldiğimiz durum bu öngörünün ne denli haklı olduğunu
bir kez daha hepimize gösteriyor.
Yaşanan bu günler dillendirdikleri olumsuzlukların
ne denli doğru tespitler olduğunu açıkça göstermektedir.
Güzel bir dünya düşüncesinin yürekli savunucusu olabilmenin,
bunun ağır sorumluluğu altında ezilmeden onurunu taşıyabilmenin
her insana nasip olmaz,
Bu güzel ve cesur insan tüm bunları başarabilmiş
olabildikleri için insanımızın aydınlık yüreklerinde ölümsüzleşmiştir.
Bazı insanlar vardır; toplumun esenliği ve mutluluğu için
kendi canlarını tehlikeye atmaktan çekinmezler
karanlık illegal güçlerin boy hedefi olacaklarını bile bile savaşırlar
kendileri bireysel istekleri için değil toplumun istekleri
mutluluğuve esenliği ön plandadır
bu aydın cesur ve yiğit insanlar alçak gönüllülüğü ve sadeliği bir erdem bilirler.
İnsanlık tarihi bu yurtseverlere hiçbir sansür koymadan halkın yüreğinde
hep baş köşede yer açmıştır.
kesinlikle ölmezler ve uğruna savaştığı halkın belleğinde ve yüreğinde yaşarlar.
Arkalarında yaşayan ideallerini,onurlarını ve örnek yaşamlarını bırakırlar
Bu özellikleriyle kendilerinden sonra gelenlere esin kaynağı olurlar.
Ülkemizin ’Demokratik Laik Sosyal Hukuk Devleti’ niteliği ve
kimliğinin ’geriçiliğe’ dolandığı, etnik bölücülük söylemlerinin
yükseldiği,ulusal değerlerin ötelendiği bu günün Atatürk Türkiye`sinde bu
yiğit insanın yokluğunu eksikliğini çok ama çok daha ağır hissetmekteyiz...
’VURULDUK EY HALKIM, UNUTMA BİZİ’
A S L A U N U T U M A Z S I N I Z A S L A...
BİN OLDUM
bir idim, bin oldum
damla idim, sel oldum
MUM idim GÜNEŞ oldum
meyveyken tohum oldum
saçıldım dört bir yana
ALİ’ler,
MUMCU’lar,
DENİZ’ler,
SIVAS’ta yakılan
savunmasız
yiğitler
ve....
onlar gibi niceler
kalleş bomba kurşunla
yok olmaz olamazlar
bölse de her yerini
küçücük parçalara
vurdukça çoğalırlar
yaktıkça yayılırlar
silemezler onları
kuklalar, yobazlar
SATILMIŞLAR...
........
Necva KıyakKayıt Tarihi : 25.1.2009 09:42:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Necva Kıyak](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/01/25/a-s-l-a-unutulmasiniz-a-s-l-a.jpg)
Bir ülke ki kaç kavimden yadigar
Zerresinde kaç yiğidin kanı var
Yediveren güller kaç koca çınar
O deryaya sen de dal da gel oğul
Bir uluski zaman durmuş önünde
Nice iblis mağlup olmuş dününde
Diz çökersen namussuzun önünde
Köle olma boğul öl de gel oğul
Oku hele Orhun Abide'sini
Dadaloğlu Mevlana'nın sesini
Dağıt yüreğinden korku sisini
Dağlardan türküler yol da gel oğul
Güneş oğul güzel oğul ay oğul
Bilgelere köle olda say oğul
Namussuza ana avrat gay oğul
Sevgiyi zincirden sal da gel oğul
Bazen zulüm keser yolun önünü
Çevirirler akan nehrin yönünü
Gör geleni gideni bu gününü
Teslim olma ama salda gel oğul
Harami dayatırsa 'Diz çök eğil! '
Bilesin eğilmek yiğitlik değil
Öyle eli koynunda kalmak değil
Kul olmaksa durma öl de gel oğul
Davul senin kaval senin saz senin
Hacı Bektaş Yunus Emre öz senin
Gecede akrebi gören göz senin
Bedreddince bilge ol da gel oğul
Ahmet Yesevi velilerin piri
Kaşık yapıp satardı öyle biri
Hak kazandı galü beladan beri
İlmin elinden el al da gel oğul
Dürüstlüğün ders vermeli dünyaya
Ana avrat düz gidesin riyaya
Köz olasın Aslı Şirin Leyla'ya
Dört yapraklı yonca bul da gel oğul
Yuvanın yurdunun önünde eğil
Aç kalsan utanma yoksulluk değil
Menzile kanla varılmaz bunu bil
Habil sen ol, kardeş katili Kabil
SULH SÖYLER SON SÖZÜ BİL DE GEL OĞUL
Alıç gibi dökülesin veririken
Başak olup eğilesin severken
Yoksulluktan yağım yağım erisen
DİK DURASIN YAŞIN SİL DE GEL OĞUL
Sevgi ile düşmanların kul olur
Çiçeklenir kara çalı gül olur
Sevgi ile yüce dağlar yol olur
SON SÖZÜM AŞK SEV SEVİL DE GEL OĞUL
MAHMUT NAZİK 10. 08. 2009 MERSİN
Ant+10 puan
küçücük parçalara
vurdukça çoğalırlar
yaktıkça yayılırlar
silemezler onları
kuklalar, yobazlar
SATILMIŞLAR...
cehalet kurbanları..
saptırılmışlar...
TÜM YORUMLAR (11)