(İslâm ilim adamı – 00)
A’MEŞ (Süleyman Bin Mihrân) RA
D.H. 61/680 - Ö.H. 148/765
Tabiin Devri velilerinden
Onun adı; Süleyman babası Mihrân’dır,
Hicri atmış birde de Kûfe’de doğmuştur.
O sene Hz. Hüseyin şehit edilmiştir,
Aslen Demâven ilinden denir A’meş’im.
Sahabelerden hadis ilmini öğrenmiş,
Kıraat ve fıkıh ilmine de yönelmiş,
Künyesine de “Ebû Muhammed” denilmiş,
Beni Esed’in de kölesidir A’meş’im.
Yüz bin hadisi ravisiyle ezberlemiş,
Hadis ilminde “Sika” diyerek sevilmiş,
O ki; ilmi ve ahlakı yüksek biriymiş,
“Allâmet-ül-İslâm” lakaplıdır A’meş’im.
Kurumuştu göz pınarları ağlamaktan,
“A’meş” denilmiş görmedeki zaafından,
“Mushaf” adı da alır doğru olduğundan,
Kur’ân-ı çok güzel okuyandır A’meş’im.
Sorulan soruya cevap vermede usta,
Sultanlar, zenginler onunla aynı safta,
Her kul ona yardım etmek için yarışta,
Çok da güzel öğütler verendir A’meş’im.
Misafirine en güzel sofralar dizer,
Kendisi zeytinyağında kuru ekmek yer,
Helal-haram konusuna çok dikkat eder,
Abdestsiz asla duramaz denir A’meş’im.
“Ölüm ne zaman gelecek belli değildir,
Ben, abdestsiz ölmekten korkarım” demiştir.
Suyu bulamaz ise teyemmüm etmiştir,
Kıraat imamlarındandır A’meş’im.
Yetmiş sene cemaat ile namaza durdu,
Kûfe’de fıkıh ilminde en yüksek oydu,
Kıraat’ta “On dördün biri” deniyordu,
Tevatür derecesinde değildir A’meş’im.
Kûfe’de olan son sahabeyle konuştu,
Son sahabe Abdullah bin Ebi Evfa’ydı,
Ondan hadis-i Şerif rivayeti yaptı,
Büyük hadis alimi sayılır A’meş’im.
İmam-ı Azam ile hadis sohbetinde,
“Bizler raviyiz, o yorumda en üstte,
Üstat tabip, biz eczacıyız” diye övmekte,
İmam-ı Azam’a övgü dizer A’meş’im.
İmam-ı Azam der ki: “ A’meş güzel insan,
Gözü olmaza, mükafat verir yaratan,
Hiçbir ihsanını da esirgemez ondan,”
Yaratan aşkıyla ağlayandır A’meş’im.
A’meş der ki: “Allah verdi mükafat bana,
Sıkıntı verenleri görmek yasak bana,
Ahmak kimsenin siması görünmez bana”
Fesat ve de şer insandan kaçar A’meş’im.
Fesat millete şer lider musallat olur,
Nefsi terbiye etmeze, şer hayat olur,
Zalimlerin indinde taze bayat olur,
Doğruyu görecek göz gerekir yiğidim.
Allah gözü görmeze, gönül gözü vermiş,
Kıyamda olanlara cennet sözü vermiş,
El-ayak tutmaza da beyin gücü vermiş,
O, vermişse de güzel vermiştir yiğidim.
A’meş: Çok ağlayan, göz yaşı döken.
Sika : Emin, güvenilir.
Allâmet-ül-İslâm: İlmi yüksek olan.
Mushaf : Doğruluk üzere olan.
On dördün biri: Kıraat ilminde on meşhur imam vardır. Sonra gelen dört imamdan biriside A’meş’tir. Sonraki dört imam tevatür derecesine ulaşamamıştır.
Şair: Abdullah Yaşar Erdoğan
Abdullah Yaşar ErdoğanKayıt Tarihi : 3.12.2006 16:13:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiirle gönlü ve ufku büyük Allah'ın veli kulunu tanıtmak istedim. Bu gün de 'Özürlüler haftası' olduğu için sizlere sunmayı bir görev bildim. Ben vücudunda fiziki bir noksan olana özürlü demem. O, A'meş hazretleri gibi ulvi bir dereceye haiz olabilir.. Asıl özürlü olan gönlünde sevgi barındırmayan, gönlüne kin tohumu eken özürlüdür. Biz bir kul olarak, yaratılmış bir canlının fiziki görüntüsü ile küçümseme cesaretini kimden alıyoruz? Küçümsediğimize uğramama garantisini kim verebilir... Allah! Gönlü özürlü olanlardan eylemesin. NOT: Şiirlerim içinde olan 'İbn-i Mektum Hazretleri ve A'meş Hazretleri' nin çıktığı doruk noktası ibretlik değil midir? Saygılar

Takdire değer şiirinizi tebrik ederim.saygı ve SELAMLARIMLA...
TÜM YORUMLAR (16)