Geçmeseydim keşke oradan,o akşam üstü,
Tanımamıştı,görmemişti o,sanki küstü…
Vitrinde göz kamaştıran biblo idi,süstü,
Yıllar geçse de inan,dikilir elbet büstü…
Ne işin vardı ki orada,o akşam üstü,
Demedin mi, eyvah,şimdi o da bana küstü…
Bilemeyiz ki hangimiz kimi,neden süstü,
En şanslısı o,seni götüren otobüstü…
Alacakaranlık,zindan oldu akşam üstü,
Düşüp bayılacaktım kıskançlıktan yüz üstü…
Neye yarar ki olsa da laptopum diz üstü,
Sevgim,aşkım yar,ben düştükten sonra sırt üstü...
Ön koltuklardır,şoför mahalli,teker üstü,
Beklerken gelmesini tedirgin,diken üstü...
Demek ki buymuş,altı kaval,şişhane üstü,
Yazılan satırlar,aşklar gibi ayak üstü...
Yalanına,yalanlarına sağlık,aşk üstü,
Kalanına,kalanlarına bahşiştir üstü…
Küssen de bana,küsemem ki,sanma ki küstü,
Altın senindir,yeter ki kalsın bana üstü!
ŞAİRcik, Ahmet Necat UCUR
27.11.2006 Bozüyük
Kayıt Tarihi : 28.8.2015 07:13:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
% 100 yaşanmış bir olayın akabinde o kabinin yanında kalbin heyecanlarının ortaya çıkarttığı duyguların çok az bir kısmının ifadesidir...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!