Gelişin gün doğuşu, gülüşün sabah senin,
Gönlün sevgi mâbedi,sohbetin segâh senin.
Öyle bir şarkısın ki, her halin başka makam,
Nağme dolu kahkahan, sultaniyegâh senin...
Kirpikler arasından süzülür gibi çıkan,
Gönüllere bir ateş ırmağı gibi akan,
Sevmek gibi geliyordu her şey,
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
Devamını Oku
sevmek gibi gidiyordu kadın
adının anlattığı,canın teni yakmasıydı,
bir bulut evet ama aslolan
bulutun suyu yağmasaydı...
Günün şairine selam olsun.Tuğlu hocam harika bir dörtlük devamı olursa severek okuruz.Sultanı yegah deyince bir hayli eski günlere sürükledi beni.
Nur iÇinde yatsın Attila İLHAN şiiriydi ve yine yattığı yer nur olsun müzik adamı Ergüder YOLDAŞ hocamın bestelediği SULTANI YEGAH şarkısı düştü aklıma.
SULTAN-I YEGÂH
şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen âhın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda
bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda
eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda
ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
bir başkasının yaşantısıdır dönüp arkamıza baksak
çünkü yaşadıklarımız başkasının yargısına tutsak
su yasak rüzgâr yasak açık kapılar yasak
belki bu karanlıkta yasakları yasaklasak
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
Attila İLHAN
Dinlemeyi arzu edenler için..
http://www.olmeyensarkilar.com/Nur-Yoldas-Sultani-Yegah/638
Büyüleyen efsunu, yeşil hâresi midir
Fikrime şeytan sokan gözlerin günah senin...
şarkı tadında bir gönül çagrısı yüreğinize sağlık.
hoş, sade, akıcı, gözede, gönlede hitap ediyor belli bir kesime değil herkese hitabeden bir şiir keyifle okudum tebrikler.
Sanayi-i nefise’nin bütün alt türlerinin bir birleri ile ilişkisi olmakla birlikte temeli söz icra etmeye ya da sözden kurulu monolog diyalog vs. gibi unsurlara dayalı şarkı, türkü, tiyatro, opera, orataryo vs. bütün sanatlar şiirle içiçedir etle tırnak gibidir.
Şiir özellikle türkü ve şarkılara güfte hüviyeti taşıyan eserlerle kaynaklık eder.Diğer branşların da, özellikle bir estetik unsuru olarak içinde yer alarak büyük işlev görür.
Bu gün güne gelen şiir bazı yorumcu arkadaşlarımızın takdir ettiği üzre bir güfte özelliklerini andırmakla beraber kafiyeli uyaklı alitersayonlarla güçlendirilmiş, kesb-i şiir olarak nitelendirilebilecek bir şiir diye düşünüyorum.
Ömrünün baharını atlatmış şiirin yazanı şair ağabeyimize sağlıklı uzun ömrüler diliyorum.
Selam ve saygılarımla
Yüreğinize sağlık Ünal bey şiiriniz güzel ayrıca günün şiirine secilmiş olmasını gönülden kutlarım....bende anlamış değilim bazılarının hıncı nedir günün şiirine???
Geri Gelen Mektup
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse;
Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse;
Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan,
Yalnız o yeşil gözlerinin nuru görünse...
Ey sen ki kül ettin beni onmaz yakışınla,
Ey sen ki gönüller tutuşur her bakışınla!
Hançer gibi keskin ve çiçekler gibi ince
Çehren bana uğrunda ölüm hazzı verince
Gönlümdeki azgın devi rüzgarlara attım;
Gözlerle günah işlemenin zevkini tattım.
Gözler ki birer parçasıdır sende İlahın,
Gözler ki senin en katı zulmün ve silahın,
Vur şanlı silahınla gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de vururken de güzelsin!
Bir başka füsun fışkırıyor sanki yüzünden,
Bir yüz ki yapılmış dişi kaplanla hüzünden...
Hasret sana ey yirmi yılın taze baharı,
Vaslınla da dinmez yine bağrıdaki ağrı.
Dinmez! Gönülün, tapmanın, aşkın sesidir bu!
Dinmez! Ebedi özleyişin bestesidir bu!
Hasret çekerek uğruna ölmek de kolaydı,
Görmek seni ukbadan eğer mümkün olaydı.
Dünyayı boğup mahşere döndürse denizler,
Tek bendeki volkanları söndürse denizler!
Hala yaşıyor gizlenerek ruhuma 'Kaabil'
İmkanı bulunsaydı bütün ömre mukabil
Sırretmeye elden seni bir perde olurdum.
Toprak gibi her çiğnediğin yerde olurdum.
Mehtaplı yüzün Tanrı'yı kıskandırıyordur.
En hisli şiirden de örülmez bu güzellik.
Yaklaşması güç, senden uzaklaşması zordur;
Kalbin işidir, gözle görülmez bu güzellik...
Hüseyin Nihal Atsız
Güya ; imge yaratıyorum zannederek , anlamsız sözcükleri yanyana yazıp buna da şiir diyenler karşılarına oldukça eli yüzü düzgün , mânâlı HECE ŞİİR çıkınca ne yapacağını bilemiyorlar...
Bu şiir ; bazı hataları olsa bile , yok dedirten cisten herkesin kolayca kabul edebileceği İYİ BİR ŞİİR...
Şâirini kutluyorum...
Birkaç gündür , saçma düzyazı/şiir seçimini erteliyerek gerçek şiirlere GÜN AÇAN seçki elemanlarını KUTLUYORUM...
Şiir namına aslolan sözün sağlamını bulmaktır.Ve hepimiz insanız.Her dem sağlam sözler dökülmeyebilir kalemimizden.’’Yazılmış bir şiir çürüktür at çöpe’’ diyen bakış açısının kendisi çürüktür.Olsa olsa, ‘’Söz sağlam olmamış bu söz zayıftır.’’ denilebilir.
Sözün sağlamı dediğimiz şiir, çoğumuzun kafasında saf şiir,öz şiir algısı ile örtüşen; şairin kendi sinesinden sadır olan ilhamından, bilgi ve irfanından ve yazıya dökme becerisinden başka yardımcı unsurlara ihtiyaç duymayan şiirdir diye düşünüyorum.Bu şiir en kalıcı ve en uzun ömürlü olanıdır.
Şiir dediğimiz şey şairin kendi ruhundan üfleyerek canlandırdığı sözcüklerdir.Şairin kendi lisanı canlı hareketli bir organizmadır.Öyle olmasa okuyanların kalbinde heyecan hissi uyandırabilir mi değil mi efendim.İşte bu nedenledir ki, nasıl insanoğlunun sağlamı sağlıklısı, zayıfı var ise şiir namına söylenen sözlerin de aynı şekilde sağlamı, zayıfı vardır.Çünkü şiir şarin ruhundan canından üflediği canlı organizmadır.
Zayıf söz şiir değildir demek te doğru değil.Zayıf bünye nasıl ki takviyelerle kuvvetlendirilir.Zayıf söz de aynı şekilde takviye edilip kuvvetlendirilir.Şiirde bunun yolunu yazılan zayıf şiirleri türküleştirmek, şarkılaştırmaktan geçer.Zayıf diye kesbedilen sözler musiki ve enstrüman desteği ile kuvvetlendirilir.Şiir ile musiki arasındaki ilişkiyi iyi irdeleyip açmak lazımdır.Tabii çok kuvvetli sözlerden müteşekkil öz saf şiirlerde şarkı türkü yapılıyor.O zaman ballı kaymak oluyor onu ayrıca belitmek lazım.
Bu gün ilave bir şeyler daha söyeleyesim var çenem açıldı. Sıkıcı ve uzun yazmamak adına günün şiirine tekrar gelmeyi dileyip burada kesiyorum.
Selam ile
Yaşlılarla İlgili Söylenmiş Sözler
Yaşlılar ve yaşlılıkla ilgili olarak pek çok şey söylenmiştir Burada, uzun tecrübeler sonucu söylenen bu güzel sözlerden bir demet sunmak istiyoruz:
Yaşlanma, her insanın hem çok istediği, hem de hiç istemediği bir dönemdir Her insan, yaşlılığa doğru koşar
Yaşlılık da sevgi gibidir, saklanmaz (Thomas Dekker)
Yaşlılık, kimilerinde bilgelik, kimilerinde ise ölümü gözleme dönemidir
Yaşlılık, geçmişin muhasebesinin yapıldığı, tecrübe ve birikimlerin yeni kuşaklara aktarıldığı, anılarla yaşanılan bereketli bir dönemdir
Gençler bilebilse, yaşlılar yapabilse
Gençler ümitleriyle, ihtiyarlar hayal ve hatıralarıyla yaşarlar
Yüzü ışığa/gerçeğe yönelmiş olan insan her zaman gençtir ve yaşar İnsanın yaşı, ruhunun gençliğine yahut ihtiyarlığına bağlıdır
Hayatı dünya ve âhiret olarak görürsek, ihtiyarlık hayatın sonu değildir Yaşadığımız her an, kendi hakkını ister
Rüyaların yerini pişmanlık doldurduğu zaman yaşlılık başlar
Yaşlılar, bize kanlarından kan veren, canlarından can katanlardır
Yaşlılık manen yükselme çağıdır
Gerçekten gerek anlam,gerekse şiir melodisi olarak hoş....Kutluyorum günün şairini.....
Bu şiir ile ilgili 88 tane yorum bulunmakta