ey gönül, sen deccalı bırak, yüzünü iyilere dön
bırak denizin dibindeki yosunları kendi haline
sen ovaları seyret, kırları, yüce dağları
bil ki, evveli yok, ahiri yok senden sonranın
insan dediğin kendi hayatının temir yalupu değil midir ki zaten
börtü’nün, böceğin, kuş’un
ve hatta karıncanın bile duyacağı bir çığlıkla sen sev, a gönül
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.