A! Etika Şiiri - Yorumlar

1958'de İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda eğitim gördü. İstanbul Şehir Tiyatrosu'nda oyunculuk yaptı. 12 Eylül döneminde 1402 sayılı yasa ile işine son verildi. Ansiklopedi yazarlığı, gazetecilik, editörlük, danışmanlık yaptı. Halen İstanbul Şehir Tiyatroları'nda yönetmen. Şiirleri 1982'den başlayarak belli başlı edebiyat dergilerinde yayınlandı. Şiir Atı dergisinin ilk sayısını hazırladı. Cumhuriyet gazetesinde tiyatro eleştirileri yazıyor.

Orhan Alkaya Eserleri
ŞİİR:
Parçalanmış Divan (1990)
A! Etika (1991)
Yenilgiler Tarihi (1994)
Erken Sözler (1999)
Tuz Günleri (2001)

Yönettiği oyunlar
Savaş ve Kadın
Hadi Öldürsene Canikom
Sersem Kocanın Kurnaz Karısı
Sahibinin Sesi
Godot'yu Beklerken


Filmografisi
İyi Saatte Olsunlar - 2004
Sarı Tebessüm - 1992
On Kadın - 1987
Seni Seviyorum - 1983

OOOOOOOOOOOOO günün şiiri nelere sebep olmuş. tam bir şamata. aslında farklılık iyidir. mükemmel olmasa da kaleme sağlık.

Bu gibi yazıları şiir tabirine layık görmediğim için, yorumuma ve zamanıma yazık olmasın diye herhangi bir değerlendirme yapmıyorum! Yorumu seven ve zamanı bol olan arkadaşlar, bol bol yorulabilirler!

Herkese hayırlı pazarlar ve hayırlı çalışmalar.

Gülizar hanım..fıkranız yıktı beni:)))))))

yeniden ayağa kalkıp zıplamaya çalışıyorum:))))))))))))

herkeslere hayırlı pazarlar efendim..

gece 01.00 sularında Yaşar Bayar'ın şu şiirini görmüştüm günün şiiri olarak..

Hayrola sayın kurul üyeleri, yoksa o, gecenin şiiri miydi?



Erzurum Kristal Bir Sur Gibidir

Saat Kulesi’nde üşürken zaman
Çifte Minare’de yanar bir Yakût
Akasya dalında bir minik serçe
Doksanüç Harbi’nden kalmış gibidir
Pusuda dolanır beyaz bir duman
Saat Kulesi’ de üşürken zaman


Segâh enginlerde, kaybolur izler
Palandökenlerde mavi bir vedâ
Gölgeler uçuşur, şehrin üstünde
Gümüş tennûreler dalgın yanarken
Bir anda köpürür erir dehlizler
Segâh enginlerde, kaybolur izler


Niyâz burçlarında yaralı kuşlar
Aydınlık taşırlar Karanlıklara
Aynalı kemerdir gökte yıldızlar
Bir meltemdir sükût serince eser
Firûze çağrıyla senfoni başlar
Niyaz burçlarında yaralı kuşlar


Süvari dervişler bekler ufukta
Gözleri sükûtun mezar taşıdır
Belli, çok uzaktan, gelmişler yine
Türbe Kapısı’ndan yayılır duâ
Bakınca Kale’den her renk ak olur
Süvari dervişler, bekler ufukta


Erzurum kristal bir sur gibidir
Beyaz’ı meltemdir, kara’sı ayaz
Sırlı çinileri, sim kubbeleri
Sanki sonsuzluğun sırrını söyler
Beyazın böylesi bir nûr gibidir
Erzurum kristal bir sûr gibidir.


Yaşar Bayar

Ne Diyordu Şiir a! ö! Etika!
Etika! ne demek.
Atonal tanrıda varmış demek.
Bize düşer mi?
Bu şiiri seçtilerse
Vardır bir bildikleri demek....

Kalın sağlıcak, sevgi ve selamlarımla

sabah sabah CILBIR tarifi yazmak iyi bir fikir gibi gelmedi bana. o yüzden bir şiir getirdim, buyrun.

saygilar,

HALUK'UN AMENTÜSÜ

(Zamanının Diliyle)

Bir kudret-i küllîye var ulvî ve münezzeh,
Kudsî ve muallâ, ona vicdanla inandım

Ruyuzemin vatanım, nev'-i beşer milletim. İnsan
İnsan olur ancak bunu iz'anla, inandım.

Şeytan da biziz, cin de, ne şeytan ne melek var;
Dünya dönecek cennete insanla, inandım.

Fıtratta tekâmül ezelîdir; bu kemâle
Tevrat ile, İncil ile, Kur'an'la inandım.

Ebnâ-yı beşer birbirinin kardeşi.Hulyâ!
Olsun, ben o hulyâya da bin canla inandım.

İnsan eti yenmez; bu teselliye içimden
-Bir an için ecdâdımı nisyanla-inandım.

Kan şiddeti, şiddet kanı besler; bu muâdât
Kan ateşidir, sönmeyecek kanla, inandım.

Elbet şu mezar ömrünü bir haşr-i ziya-hîz
Ta'kîb edecektir, buna imanla inandım.

Aklın, o büyük sâhirin i'câzı önünde
Bâtıl geçecek yerlere husranla, inandım.

Zulmet sönecek, parlayacak hakk-ı dırahşan
Birdenbire bir tâbiş-i bürkânla, inandım.

Kollar ve boyunlar çözülüp bağlanacak hep
Yumruklar, o zencîr-i hurûşanla, inandım.

Bir gün yapacak fen şu siyah toprağı altın,
Her şey olacak kudret-i irfanla.inandım.


(Sade Türkçe ile)

Bir tanrısal güç var yüce ve arınmış
Kutsal ve yüksek, ona vicdanla inandım.

Yeryüzü vatanım, insan türü milletim.İnsan
İnsan olur ancak bunu anlarsa, inandım.

Şeytan da biziz, cin de, ne şeytan ne melek var;
Dünya dönecek cennete insanla, inandım.

Yaratılışta tekâmül hep vardır, bu olgunluğa
Tevrat ile, İncil ile, Kur'an'la inandım.

İnsan oğulları birbirinin kardeşi.Hayal!
Olsun, ben o hayale de bin canla inandım.

İnsan eti yenmez; bu avuntuya içimden
-Bir an için atalarımı unutarak- inandım.

Kan şiddeti, şiddet kanı besler; bu karşılıklı
Kan ateşidir, sönmeyecek kanla, inandım.

Elbet şu mezar ömrünü ışıklı bir diriliş
Takip edecektir, buna imanla inandım.

Aklın o büyük şaşırtıcı büyüsü önünde
Batıl geçecek yerlere çöküşle, inandım.

Zulüm sönecek, parlayacak hak ve doğruluk
Birdenbire yanardağ patlarcasına, inandım.

Kollar ve boyunlar çözülüp, bağlanacak hep
Yumruklar, o şangırtılı zincirle, inandım.

Bir gün yapacak fen şu siyah toprağı altın,
Her şey olacak bilgi gücüyle.inandım.


TEVFİK FİKRET

Şiir hakkında hiç birşey demiyorum,bir fıkra ile gönül insanlarına hayırlı pazarlar diliyorum.

Bir deli hastanesinde delilerin hepsi zıplıyormuş.Doktor gelmiş ve sormuş siz ne yapıyorsunuz?
Ordan biri biz tavada mısır patlağı oynuyoruz demiş.Bir deli yere yatıyormuş doktor sormuş sen niye yerde yatıyorsun? Deli , ben tavaya yapıştım demiş.

:)

Trafik işaretlerine bakmaktan kaza yapmaya çok yakın olan sarhoşa çevirdi şiir )))

bir de böyleleri var her zart zurttan kendine anlam çıkaran..pay çıkaran..
acaba bana mı dedilermici tipler..ne desem iyi olurmucular...
ya da ben ne desem nasıl olsa olur şiirin üstüne mıcırlar..

Orhan Alkayanın zekası var mı sizde bunu sorgulayın..Adam aşmış gidiyor da biz ona dur demeye çalışıyoruz efendi..sen yine anlamamışsın..

sizin hangi birinizle uğraşacağını şiir dünyası da şaşırdı sonunda..

Muzo ne güzel söylemiş bu şiir beni aşar diye..had bilmeli beyim had bilmeli..ki o şiiri biliyor..

Orhanı'da sizlere parçalattırmayız yani..o kadar da değil..

Siz kiiiim Orhan Alkaya kim?