Akşamlar dertli dertli inerdi, derken
Gözüm arkada dönerdim Aksaray sokaklarından.
Kabataş'ta bir vapur dururdu,
Işıkları yanar, dururdu,
Üsküdar, bir uzak gelirdi bilsen...
Kadınlar görürdüm yollarda,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
O zamanlar, o yaşlarda sadece karşı kıyıdaki fakir Üsküdar değil, her yer sanki hem çok yakın ve hem de çok uzaktı ...
Bu çok eski ve belli etkilenmelerini saklamayan ve bugünün çok daha olgun, usta kaleminize hazırlık safhasındaki çalışmanız gene çok güzel ...
Kutluyorum sayın Ünal Beşkese..., içtenlikle
hayata ve aşka dair ne varsa sizin zengin kelime haznenizde bir nehir olup akıyor şiirlerle .sonrada gönüllerimizi fethediyor.kutluyorum değerli şairim değerli usta.sonsuz hürmetlermle
Efendim, ben bir okur değilde şair olarak şunu diyebilirim.. 45 yıl öncesinden çok daha güzel yazıyor kaleminiz aşkı...Dokundurucu ve doyurucu.. O günün şiirinde fırtına fazla... Teşekkürler, saygılar
Deyin ki:Ahh..Gençlik!.Sevda yüklü,özlem yüklü,genç yüreğin tısılamadan taşıdığı gençlik aşkı..Çok güzeldi ama.Kutluyorum.Tam puan ve de saygılar benden......................halilşakir
Çok romantik ve hüzün dolu bir şiir kaleminize sağlık Mesut Özbek
Ve bazen bir sağnak boşanırdı beynimde;
Kıskanırdım açıkçası kızım,suç mu?
Uyurdum,uyumazdım,geceler biterdi,
Gözümde hep sen tüterdin,gözlerin tüterdi.
Kabataş'ta bir vapur dururdu,
Işıkları yanar,dururdu,
Aksaray yolları bensiz kalırdı,
Ellerim! ...Ellerim sensiz kalırdı...
ŞİİR OKUDUM YİNE
ŞİİR OKUDUM DEMEK O KADAR KOLAY DEĞİL ONCA KURU GÜRÜLTÜNÜN İÇİNDE: ))
Sizin şiirlerinizde ben yaşıyorum hikayeyi Ünal bey...
Bu şiirinizi okurkende genç bir delikanlının Aksaraydan geri geri giden ayakları ile içinde hüzün gözlerinde saklamaya çalıştığı yaşlarla Kabataş'a vardığını..Yürüdüğü yol boyunca çevresinde olup bitenlerden kopukluğunu tek düşüncesini,sevdiğinin yanında olma isteğini imkansızlığın yüreğindeki yarattığı fırtınayı, Üsküdar'a geçmek yerine Aksaray'a dönmek isteğini arzusunu çelişkilerle dolu yüreğini yüzünü mimiklerini gördüm..
.Birebir yaşatıyor dizeleriniz bende...Ustalık sanırım bu:))
Aşkın şairi diyeceğim ben bundan sonra size..
Yüreğinize kaleminize sağlık..
Sevgimle saygımla..
Sevgi ve özlem...İkisi birlikte olusa ne güzel şiirler dökülüyor gönüllerden...
Okudukça duygulanmamak imkânsız...Tebrikler efendim...
Bu şiir ile ilgili 48 tane yorum bulunmakta