KUŞAK ÇATIŞMASI
Babam benden memnun değildi, ben oğlumdan. O benim kusurlarımı sayar dururdu ben onun. Anne kızından şikayetçi, kız annesinden. Dünyanın kuruluşundan beri böyle sürüp gitti bu.
Babasına ilk isyan eden Kabil’di ve bir kız uğruna kardeşini katletti. Hem babasına karşı geldi, hem Allah’a. Putperest oldu. Peygamber oğlu olmasına rağmen Allah’a asi olmaktan kurtulamadı. Sırf güzellik uğruna kendisine yasaklanan aynı batın ikiz kardeşiyle evlendi, bu yüzden öz kardeşinin katili oldu. Bu olayda kendine göre haklı gerekçeleri vardı. Babasının cennette yasak meyveyi yemesi sonucu yeryüzüne düşmüştü insanlık. İlk itaatsizlik buydu ve burada da kadın faktörü büyük yer aldı. İblis kadın yoluyla nüfuz etti Adem’e.
İblis ezeli düşmandı. Ve ademoğullarının bütün anlaşmazlıklarında hep o yer alacaktı. Aslında büyük düşman insanın içindeki şeytandı. O nefisti ve insan onunla imtihan olacaktı. Gerek kişilik çatışmalarında, gereke kuşak çatışmalarında, gerek aile içi çatışmalarında hep o etlen olacaktı. Baş aktör oydu.
Aile içi çatışmalarda, toplumsal karışıklık ve kargaşalarda da hep o vardı. İç ve dış düşman. Mevlana buna dost görünen düşman adını takmıştı. Bu düşman içimizdeydi ve bize dost görünüyordu. Dış düşmanı işe göremiyorduk, ama tüm işlere o karışıyor, her olayda onun parmağı bulunuyordu. İşte kuşak çatışmasında da bu iki düşmanın parmağı vardı, üstelik bu iki düşman birbirinden bağımsız değildi. El ele vermişlerdi. Her şeyi beraber planlıyorlardı.
Ailelerde çatışma vardı. Her olay ve olgu bu çatışmaya kapı açıyordu. Oğul babaya düşmandı, kız anneye. Kardeş kardeşe düşmandı, komşu komşuya. Bir hiç yüzünden kavgalar çıkıyordu. Bu kavgalar ölümlere neden oluyor,ölümler kan davalarına yol açıyor, kan davaları yıllarca sürüyordu.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta