** Buzlanma Vakti..! ** Şiiri - Yorumlar

Mahmut Mücahit Özdemir
156

ŞİİR


113

TAKİPÇİ

O..
kör bir kurşundu sanki
gelipte zamansızca
kanatan yüreğimi..


oysa..

Tamamını Oku
  • Salim Erben
    Salim Erben 26.11.2016 - 15:18

    GÖNÜL SESİNİ BÜYÜK BİR USTALIKLA MISRALARA YÜKLEYEN,
    SEVGİSİYLE ŞİİRİNİ BESLEYEN DEĞERLİ ŞAİR
    SEVGİ VE SAYGILARIMLA KUTLUYORUM..........
    ,

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren 26.11.2016 - 13:29

    Bazı sözler vardır, kurşundan beter. Bir abla nasihatı vereyim mi?

    Sev seni seveni yerle bir olsa da,

    Sevme seni sevmeyeni Mısır' a emir olsa da...


    Değer mi o sıcacık yüreği buzlandırmaya..Yazık değil mi?...

    Kutluyorum bu hüzün yumağı şiiri ve Mahmut kardeşimi. Gurbete selam ve sevgiler...

    Cevap Yaz
  • Ali Şahin
    Ali Şahin 26.11.2016 - 02:25

    o yürek aslında sımsıcak bir abi bir baba gibi yüreğin var olsun çok anlamlı güzel bir şiir okudum kaleminden değerli Mahmut hocam sonsuz saygılarrımla kutlarım selamlar.

    Cevap Yaz
  • Nurten Işılak
    Nurten Işılak 24.11.2016 - 22:47

    Ayaza kesse de güzel bir şiir, anlamdı...Yüreğinize sağlık.

    Cevap Yaz
  • Canan Akpınar
    Canan Akpınar 24.11.2016 - 10:54

    Okudum dondum ... yeniden okudum ve her dizesinde aynı ayazı hissettim...
    Şu sıralar kelimeler biriktiriyordum yeni bir şiir için... soğuk ve karanlıktı harfler... Kuytularda kalmış olduğundan belki...

    hep diyorum sevda üşürse eğer ışıkları sönüyor yüreğin... zamansız dönüyor mevsimler... fırtınada savruluyor içimizin fay hatları kırılıyor..

    derinlerde yankılanan ses, derinlerde ki çalkalanma, su üstüne çıkamayan umutlar ve hayal kırıklıklarının batışı... her defasında yeniden kabuk tutmayan yaraların kanaması içsel kanama...
    Mevsim bahar olsa ne olur yüreğe kar yağmışsa eğer... buz tutan yüreğin duvarlarında ben buradayım diyen sevdanın ismi kanıyorsa eğer...
    Biriktirdiğim kelimelerle benim şiirim bu şiir..
    ve bu şiir bana onlarca hüzünlü şiir yazdırabilir...

    şimdi biraz daha kalacağım şiirin dizi dibinde... ve dinleyeceğim parçalanan sevdaların acıklı sesini...
    Müsaadenizle dost..

    Sonsuz sevgi saygımla...

    Cevap Yaz
  • Hatice Hantal
    Hatice Hantal 24.11.2016 - 10:29

    Tam da sonbahar havası...Depresyonluk.

    Döne döne okuduk,yürekten kutluyoruz.
    10 puan+ selamlar.

    Cevap Yaz
  • Mahmut Polat
    Mahmut Polat 20.11.2016 - 22:43

    Ayrılıkların en acı vereni, aşk ilişkisi içinde bir araya gelmiş olanları ayırandır. Birçok insan ayrılık yaşantılarından ve bununla bağlantılı acılardan kaçınmaya çalışır. Bu yüzden ayrılığı yok saymaya çabalar ama kimisi de korku ve endişe içinde ne yapacağını bilemez hale gelir. Ayrılık anı yaşanan krizin tepe noktasıdır. Bu yüzden aşk ilişkisi içinde kazanılan kimliğin ayrılık yoluyla kaybedilmesi, benliğin de yitimi gibidir.

    Ayrılık yalnızca sevgilinin kaybedilmesi değil, kurulmuş ortak gelecek hayallerinin ve birlikteliğin de yitirilişidir. Ayrılığın gerçekleştiği gün, herkes için bir dönüm noktasıdır. Ve ömür boyu anımsanır. Her birey ayrılığı birbirinden farklı olarak algılasa ve ona farklı anlamlar yüklese de, ortak olan ötekinin gitmesine ruhsal olarak izin vermek ve yeni yaşam koşullarına uyum sağlamak zorunluluğudur.

    Gideni bırakabilmek, bu süreçte en zaruri ruhsal efordur ve aslında terk edeni de terk edileni de etkiler. Ayrılıkta, dolayısıyla yas sürecinde depresif bir reaksiyon yaşanır. Öfkeden keder ve hayal kırıklığına, endişeden içsel bir boşluk ve yalnızlığa kadar birçok duygu birbiri içine geçer.

    Ayrılığın kabullenilmesi, sevgilisiz bir hayata alışmak, ruhsal ve fiziksel olarak yaşantılanan zorlu bir süreçtir. Yas tutmak, başa gelenle, geçmişte kalanla vedalaşabilmek ve değişime hazır olabilmektir. Yas tutmadan yüzünü ileriye dönemez insan. Hayatın içindeki yeni yerimizi yas tutmadan bulabilmemiz olanaksızdır. Çünkü hâlâ çekip giden sevgilinin suretidir hayallerimizi süsleyen. Yas bastırılabilir ama bu yok olduğu anlamına gelmez. Bastırılan duygular bir gün başka bir biçimde mutlaka gün yüzüne çıkar ve bilinci yeniden ele geçirir.

    Çekip giden, duygusal olarak sevgiliden kopabilmeyi büyük ölçüde başarmıştır. Acı, keder ve öfke terkedilene kalmıştır. Terkeden ise kendi içinde bir suçluluk duygusuyla boğuşur. Bu varoluşsal suçluluk duygusu, geçmişteki hatıralarıyla kopardığı bağından, sâdık kalamayışındandır....
    Ayrılıkta her iki taraf hem suçlu hem de kurbandır bir bakıma. İster terk eden ister terk edilen olsun, yaşantıladığı yaralanmalar nedeniyle karşı tarafı suçlayarak hayal kırıklıklarıyla başa çıkmaya çalışır. Ayrılık, varoluşsal sınır durumlardan biridir ve hayatın dibine kadar hissedilmesi için bir olanak sunar. Yinede kaçırılmış bir fırsat olarak kişisel hikâyemizdeki yerini alır bir ömür boyu...

    Cevap Yaz
  • Mahmut Polat
    Mahmut Polat 20.11.2016 - 21:42

    Ah be Gurbetçi Abim...
    Duygularım depreşti, gözlerim buğulandı okurken. Yürek buz tuttuğu zaman, dünyanın nasıl sağırlaştığını bilirim. Gövdene işleyen soğuk bir rüzgardır artık mevsim... Gövdende açılmış derin yarıktan kan sızar, acı sızar... İntizarını ne duyan vardır ne anlayan. Çekilirsin kabuğuna çaresiz, geçer zaman. Zaman geçtikçe biraz daha ölür insan, biraz daha eksilir bir yanı her uyanışında uykudan...
    Ellerin ve yüzün yabancılaşır, bir el daha yıkanır ellerinin yanında her sabah ve her akşam. Koca bir hayaldir artık hayat...
    //Kayıp bir düş....//

    Saygı ve selam ile...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta