A-Bir takımı - Maxity Maxito

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

A-Bir takımı - Maxity Maxito

“Listen on! Listen on! This is the truth of it! Fighting needs killing! And killing gets waring! And damn, death! …

İyi dinleyin! İyi dinleyin! Bu bir gerçekliktir! Kavgalar katiller yaratır ve katillerse savaşı ve bu da bizi ölüme daha da yaklaştırır! Birlikte, küfrederek, o günü hatırlayarak seyredelim! Diğerlerinin ölümünden ders alalım! Bartertown ders aldı! -by the dust of all! …- Şimdi kavgalar burada ediliyor… -it happens here and finishes here- Ve burada sonuçlanıyor! ...

İki kişi girer, bir kişi çıkar! ! ...” “Two men enter, one man leaves! Two men enter, one man leaves! .....” “And right now, i’ve got two men! ” -
gözleri korkuyla bürümüş iki adamımız var ve şimdi! - Bayanlar ve baylar, delikanlılar ve kızlar! … İşte ölüm saati!

Kemik kırıcı, yürüyen ölümün, kendisi! … You know him, you love him! Here’s Blaster! ! Diğer yanda, acımasız, yakışıklı ve deli! İsimsiz bir adam! ! ...
Kuralları çiğnemeyeceğinizden eminim. Çünkü hiçbir kural yok …” “Nerede olduğunuzu unutmayın. Burası Thunderdome. Ölüm gözetliyor..Ve ilk inleyeni ele geçirecek”

(Bir kafes gibi demir parmaklıklarla çevresi belirlenmiş ‘Thunderdome’ arenasında, sunucunun mikrofondan dedikleri. İlk cd sonlarından alıntı.)

- -

NULL.

’Kısa namlundan dev fişekleri dürtmüştü,
çifteli bu tüfek, duvara zımbalamak erek;
(zoraki, çamurla örtüşmesi gibi karın -
onu örtmesi gibi.) dize getiren, bugün
ya da yarın, geleceğin berhudar suçlluarını …

*

Arka alan-katarlar,
sis gibi uçuşuyorlar havada -
bir öbek tümüyle,
hayal gibi …

Bedeviler, develer,
sanki Sanskritçe metinler -
Buzul çağı,
Papirus kağıtları …

Çöle düştü birisi!
Yollardan gelen -
Yine düşecek
yollara! !

*

“Çın çın! çın çın,çın!
çı çı çın çın, çın çın!
Çın, çın,
çın! “

I.

Çölde güneş, yine de şafaktır:
güneşle güreş kumullar
sağlam bir çöl
damgası basar.

Ne var ki, çöl çiçeğinde
de güneş açar
ve bilinçlidir:
değil şuuru onun,
nefrete bir konu.

*

Görsel ve kolayca
dokunmatik, hafifçe,
resminde, kuru soğuğunda …
çöllerin; en çok da, Ankara’nın;
kara kışını anlatmıştın -
bir vakit, resminde …

: İstanbul’u en çok severim dersin;
yine de çölün öbeğindesin.
Ama güneş güneşe açtırır
ve çölün kara gökyüzüne
bu nevi şeyler katarsın:
Üstündeki gölge(liğe)
(gerçek uğurböceği, sen… )
ve kumlara vaha olursun …

II.a

Fire! ! Fi-re!

Yoktan yaratıldı bir şehir, bu çöl kabirdi..
bu insanlara ve sahnede gözüktü, ‘a-bir’:
Küle mahsus bir bitkidir, oraya yerleşik ‘a-bir’, çöle …
(zoraki, çöl ve külden yeniden doğrultulur.
Devam etmek; sil baştan harmanlanır!
Ey, Phoenix; bülbüldün, öldün: yeniden dirildin!)
Zakkumun, gül cinsinden bir kır çiçeği …
Kuraklığın gökyüzü sayılabilecek
kumullarında tepelerin yaşar,
uzansa gökyüzüne kaçabilecek -
ama kumsal altında, kökleriyle! ! !
- öyle nadide, hayat verir çöle
ve “benim çölüm.” der bulunduğu yere!

II.b

Have a nice day! !

’Aunty Entity’:
Savaşçı Teyze! savaşçı teyze!
ve ‘Ironbar’!

Nostaljik bir eser, saksafon titreştiriyor,
bu nükleer savaş çölünde,
oldukça komforlu bir dairesinde,
yüksek bir mevkinin:
(yaşam verilen bu şehrin içinde;
Amazon savaşçısının,
yaşam ürettiği bu çölde! ... )

Ve bu müzik eşliğinde
Ironbar, çılgın Max’e dadandı!
Tina karıştı lafa:
“Tebrikler!
böyle bir sınavdan sağ çıkan tek sensin! ”

*

”Çin, çin! çiin çinn! ’
de “çin çin çiin! “:

…...
Blaster’in hörgücünde sürgün yaşar, Master
ve Master’ın aklında yaşam sürer, beyinsiz Blaster.
Cüceyle dev tümlenmiş, tek bir hörgüçte.
Domuz pisliği içinden ışık verirler -
asılarak küreklerle-
birlikte, el ele; kum sulayan,
kum yükselten bu güneş kentine!

Derken, bir gün, gölge düştü mutluluğa;
Master, bağırdı yerin altından:
Bu şehrin adıydı “Bartertown”!
ki Master onun yönetmeni
ama, -domuz evinin yampiri midillisi,
domuz pisliğinde
bir yaşam süreci onun kendisi! - ***
Fıtık etti Tina’yı, bu yampiri atık!

: “Kim yönetiyor? ”
“Bartertown’u kim yönetiyor?
“Kim olduğunu biliyorsun!
“Söyle! ”
”Üstat-Yıkıcı! Üstat-Yıkıcı! “
Master-Blaster! ”
“Yüksek sesle söyle!

Birden ses, tüm hoparlörlerde yankılandı
kentin içinde:
‘Efendi’, bu kurnaz midilli …
Son kez uydu, Tina;
geleceği için kentin, Master’a.

… “Üstat-Yıkıcı ne? ”
“Üstat Bartertown’u yönetiyor”
“Louder! ! “

“Bartertown”u
karanlıktan ışıtan-ikinci -
Bu şehrin cini, üstat- belki
de son kez galip geliyor:
… …
“Ambargoyu kaldır! ”
: Kentin geleceği için, Master’a;
Son kez uydu, Tina …

*

Blaster’la sürtüşen çılgın Max
gönderdi rüzgarı, “Entity”i savuran,
Bağırıp çağırmaya başladı “Aunty”:

Thunderdome! !
“Gök gürültüsü tepesi! ...
İki kişi girer, bir kişi çıkar!
Yasalar gereği! ...
You know the law:
Two men enter, one leaves! ! ... ”

“Bu yıkıcı, Blaster;
yirmi adam girer, tek o çıkar! ”:
Giren cüce söze, Master;
emin, peşini bırakmayacağından
bu işin, Blaster’ın.


Ve böylece,
‘yıkıcı’, cücesinin beyni emrindeki;
ve tabi, ona yön veren, şu aygır’a -
şu an çarpışan var ya, midillisinin aklı himayesindeki:
“Çılgın”, seri hamleyle atıldı, “Blaster”la kapışan
(Çöldeki arena ve adalet zırvaları.)
- “Thunderdome” mahkemesinin göbeğine …

“Thunderdme, Live! ! ”:
Herkes koştu canlı yayına!
koca kafesin tepesine;
tünediler, yırtık pırtık,
..kuşlar gibi.

Ve uçuşmaya başladı biri insan,
bir diğeri dev;
İki savaşçı, asansör lastiği gibi düzenekler yardımı ile! ...
.. sündürdüler birbirlerini..
havada..
ve zaman
zaman da yerde;
… Süren savaşta, düdüğünü çaldı;
Max, the Mad! ..
ve toprak yüzeye yapıcı düştü,
yıkıcı Blaster …

~~~ Sand of the ground,
were big cluster!

Peçesini açtı “Yıkıcı”nın, “Çılgın”
Ve irkildi -
Babası gibiydi, karşısındaki;
Luke Skywalker’ın,
Jedi’nin Dönüşü’ndeki:
Bir bebekti,
“Max”in karşısındaki!

(“Two men in, one man leaves! -
İki kişi girer, tek kişi çıkar! !
- Two men in one man leaves! ! ! ...” )

“Aa! ! ! What’s this? What i s t his! ! !
Yasayı bilmediğimi mi sanıyorsunuz! ! !
Onu yazan ben değil miyim?
Bu adam yasayı çiğnedi! !
(Broken the law! … broken the law!)
Right or wrong, we had a deal!
And the law says:
“… A deal, face the Wheel! “:

Tekerlek döndü şans tahtası üzerinde. -
Gereğince -zarlar- büyük çarkı çalıştırdı.
- deve üstünde birini sürdüler çöle, çöle!
çarkta kaybeden çılgın,
sevgisini kazandı bayan-büyücü’nün.
Bebek-dev-”Blaster”i yendin, “Mel”;
ama kanunları geçemedin!
(Siyah gökyüzünün ve bir güneş’in, sarf;
ikisi de bunların fakat, Entity’ye bir zarf)
Berabere kaldınız, ne var ki, yine de;
çünkü bayan-büyücü, bak Tina burada:
Bu, çöle geçit durmakta olan vaha -
bahçelerin çiçeği, bir kumul gülü
- A-bir; Thunderdome’un başında:
: bir hak tanındı, Mel, sana;
”Al da, kaç! ” dercesine;
sürülen sen, çöle, bir deve sırtında:
Hem şehrini korudu Tina;
(şarkılarını,
hem de…) -
o, yakaladığı vakit
seni!
- şanslısın,
bu başından beri belli!

Çöle sen sürüldüğünde,
hayat hakkına dürt

*

“Evet, …
iyi bir ikiliyiz …
başı boş gezgin …
good bye, soldier! ”:

“Çılgın”
yakalamış ve serbest bırakmıştı,
”Çılgın”
şaşkındı …

Aunty Entitiy de, aslında;
yaşam sürecinin kendisi ***
olduğunu, plaj’ına göstermişti
(Bu kumullara.
Bu kapkara gökyüzüne. -
Üzerinde yaşadığı,
barındığı, kır gülünün.)
Saatler bu saat;
şu an, bu ortaya çıktı:
Aslında hep vardı;
Bir adım gerilediğinde Blaster,
A-bir ile berbere kaldı Master,
and again, alone, Max-
the mad worker.

III.

Max! Nerfeye gidiyorsun şimdi?
nereye! !
O da gittikten sonra,
Aunty;
yine Max,
kayboldu:
’Yüzüne çelenk
olsun gülümseme,
çölün karanlığının.’

Max düşündü:
“Devam etmek gerek,
yola …”

-

açıklamalar:

1a Takımı - Maxity Maxito
THUNDERDOME -DÜĞÜM TEPESİ (KÖRDÜĞÜMDE DÜZEN TEPSİSİ)

Üretilen kelimeler:

Maxity: Max ile Aunty Entity’nin ortaklığını anlatıyor ve filmin sonundaki, Tina Turner’ın sözleriyle bağdaşıyor:

Maxito: Max’in koşturduğu alanları anlatan ve Thunderdome’u da simgeleyen bir sözcük. “Mad Max” ve “Aunty Entity” karakterlerinin birleşiminden oluşturdum. Fakat bu çölü anlatacak bir kelime olacağı için bir yer ismi olan “Mexico City” ile anlamlandırdım ve böyle bir isim çıktı.

Yani “Maxito”, “Maxity”nin yaşadığı çöl ortamı.

***

Sevgili Abir’e ikinci göndermem :) ve Mad Max filminin üçüncü ve son bölümüyle ilgili bir gönderme. Abir,
çölün kahramanısın bu şiirde ve har zaman :)

Çift tırnaklar içindekiler, filmden alıntılar. Tek tırnak dizeleri bana ait ediliyor görünenler.

Kapanan çift tırnaklardan sonra gelen tırnak işaretleri, sözün bir başkası tarafından söylendiğini simgeliyor.

şiirin ‘ filmdeki yerlilerle olan bölümleri’ne ve Tina Turner’in Mad Max’i yakalayışının ardından, filmin esas bitişini dile getiren sonlanış kısmına da yer vermedim. Devam şiirlerinde yer vermeyi düşündüm.

I. bölüm ile başlayan şiir Abir’e gönderme. Ancak daha sonra uzadı gitti. ve daha sonra, Abir’i Aunty Entity’nin karakterine büründürdüm.

***

Aunty Entity= Tina Turner=Bartertown’un esas kurucusu= A-bir

Max=Mad Max=Mel=Çılgın=Blaster’ı yenen adam

Blaster= Bebek suratlı beyinsiz katledici dev.Master’i sırtında taşıyor.

Master: Üstat, Blaster’in sırtında ordan oraya koşuşturan ve aslında Bartertown’u domuz pisliklerinden elde ettiği enerji ile yöneten cüce şahıs, midilli

Bartertown: Çöl kentinin adı.

Thunderdome: Bu kentin ve tüm çölün tek kentinin adalet sağlayıcı arenası, Gökgürültüsü Tepesi

Sand of the ground, were big cluster: “Toprağın kumu, büyük bir buluttu.” anlamında

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 28.9.2004 03:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Abir Zaki
    Abir Zaki

    Gozlerime inanamiyorummmm..bunu ben bir tesaduf eseri okudummm simdi, uzun zamandir seni okumadim, ve ozellikle bir siirini ararken bi de baktim, A-Bir takimli bir siir.......yaw kafatasindaki 'organ' ne bicim bir beyin var.. ..??
    bukadr imge zenginligi olmaz ki...yoruyon beni artik...siirlerini okurken yorulmaya basladim...:-)))))
    beyninden opuldun , sevgiyle daima....

    Cevap Yaz
  • Akın Akça
    Akın Akça

    ali:)))))))))))

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Akın Akça