Bazısı ve biz
Bazısı, düşünür, bazısı cahil
Kimisi vahşidir, kimisi ehil.
Her yerde bulursun bunlardan dolu
Şehirde sokakta dopdolu sahil...
Araştır bulursun mutlaka var,
Şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Devamını Oku
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
Gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
Yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
O mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
sevgili refika doğana katılıyorum
üzerine laf söylemek yanlış olur
farklı bir düzen ve uslüple yazılmış gerçekleri içerisine motif gibi bezenmiş daha güzel tarafı yer yer kafiye düzeni yer yer serbet yazılmış ama anlam bütünlüğü içinde söylemek istedikleriyle amacına ulaşmış
netice itibarıyle yorumlardaki değerlendirmeler az bile yürekten kutlyorum yeni tarzını
BAL TARZI OLMUŞ...
cok degerli mikdat bal hocam yine degisik bir tarzla yazilmis bir eserini daha okudum o kadar mukemmelsinki eline yuregine saglik abim altinin degerini sarraf bilir selam ve saygilarimla ozan yasari www.radyoozan.com
İlk Olarak
***********
Mikdat BAL,
Mengeneye bağlayıp sıksan her bir hücresinden mükemmel hece dizeleri fışkıracak bir şair. Atsan Yusuflayın en karanlık kuyunun en dibine, âvâzı hece hece gökleri yanıp tutuşturacak bir şair. İsmailleyin çalsan bıçağı, kanı, millet-memleket ve mukaddesat yazar heceleyin. Varın ne yaparsanız yapın, ister gül atın, ister yad-yaban bakın, has şairin has şiire sevdasının bitmek bilmez türküsü vardır iliklerinde, nefes alışında... Gurbet kuşlarının ahenkli kanat çırpınışları ve memelekete olan hasretiyle yunmuş, yıkanmış duygular vardır, arı-duru-güzelim Türkçesi'nde. Hasret vardır... Sonra haksızlığa baş kaldırışı, zararlıyı men edişi, öğütçü yanı vardır.
Dar alanda, bir kelime kuyumcusu olarak, kelimelerle mükemmel resim çizen, kelimelerin sihirli dokunuşlarıyla has şiiri mısra mısra dokuyan bir usta...
Usta böyledir işte, üstadım Necip Fazıl Kısakürek Hocamın söylediği gibi, 'yürek şiiriyle, yürek gümbürtüsüyle şekli, kalıbı unutturur, yok eder'. Şiirin gücüyle siz, kapılıp gidersiniz şiirin içindeki yollara...
Ozanlık geleneğimizde hani ozan şiirini söyler söyler de araya konuyla ilgili bir fıkra, bir kıssadan hisse koyar ya, biz de BULUŞMA adını verdiğimiz bu yeni nazım türünde, HECE'nin hemen devamında şairi serbest olmaya, dlediğini söylemeye davet ettik. Bazen, 'şah beyit', 'şiirin özü, hece mısralarında veya serbestte de olabilir. Olmalı da. Bazen, tek bir kelime ile okyanuslar ötesine geçirirsiniz okuyanı, dinleyeni. Şiirin gücü madem ki, kelimeden, harften ve mısradan geliyor. Ve madem ki bu vezinler, ölçüler bizim; bu bizim olanları bir araya getirmek neden olmasın?
Günümüzde tekke yok,şıh-şeyh yok, post, urba yok; ama yürek var. Ama insan var.Yunus var, Mevlâna var. Günümüz tasavvuf şiiri niye yeni bir hamleyle canlanmasın ki? 'Yaradılanı severim/Yaradan'dan ötürü' anlayışından daha önemli bir felsefe mi var ki?
Biz GÜLCE koyduk adını, gül, kimilerine göre bir çiçektir. Ama bizce gül, Sevgililer Sevgilisinin simgesidir. Adını adımıza uyak yapmak, adıyla adımıza şekil vermek, adıyla yanıp tutuşmak...İşte asıl maksat...
Kalıp, şekil, vezin bunlar esas maksat için birer vasıta...
Şiir, milli ve manevi değerleri, bizim olan değerleri nefeslemeli, onlardan aldığı hızla koşusuna devam etmeli.
Mikdat BAL, gerektiğinde kovana çomak sokmasını da bilen bir şair. Bu şiirinde 'Fener Fener' derken nasıl da içten sesleniyor. Gurbetçilerimizin aldatılışını, kandırılışını dile getiriyor. Ve ekliyor tabi 'keser döner/sap döner' dercesine, ayıların saldırışıyla bal'ın yok oluşunu düşünüyorum.. Gurbet ellerde yaşayan insanlarımızı sömüren, aldatanları ve onların dümenleri geliyor aklıma. Şiirin gücü bu, alıyor, koparıyor işte. (Gurbete düşenler kaldı arada / Bizi düşüneler yak Ankara’da )diyerek seslenişini kilometreleri bir tek mısrada aşarak duyuruyor. Gurbetçiyi sömürülecek para musluğu olarak görmeyin, biz de insanız diyor. Memleket hasretiyle yanan insanlarız. Arada bir olsun, hatır sormak yok mudur?
(Gurbetçi muhtaçtır biraz ilgiye
Siz bize hasretken biz de ülkeye )
Evet sözün özü burası. Aynanın arkasındaki sır bu.
Ve ikinci sır:
(Unuttum yarenliği, dostluğu
....................Kahretmişim yarenliğe
.......................Yanlızlık zor üşüyorum ) dizelerinde. Şu mısralardaki güzelliğe ve dokuya bakın hele. Yârenliği unutan bir insanın üşümesini yaşatmıyor mu size? Offffff ki of !!!
Has şiir bu...
Şiir denince, okunuşu su gibi, çağlayanlar gibi, mesajı bomba gibi, iç muskisi ve âhengi gül yapraklarının uyumu gibi olmalı. İşte gerçek şiir bu...
Mikdat Bal;
Bal'ın tadında enfes bir şiir-bir nazire ikram ederek, şahane bir ziyafet çekti bu gece bizlere.
Hay binler yaşayasın usta...
GÜLCE'ye hoş geldin, safalar getirdin.
Gül alıp, gül tartmaya hep birlikte, yürek yüreğe inşallah...
Kutluyorum üstadım...
Üstad cok güzel gercekten bu bulusma akimi artik bir vakadir kim ne derse desin....Gülce renkleniyor isil isil. Seda iste bütün dogaligi ve ictenligiyle bizim..Serbest yazilan kisimlar hecenin tasmasidir.. Med vakti deniz gibi
Var ol üstad tasir kaliplari islansin kiyilar cok ihtiyacimiz var gönül dolusu selam ve sevgilerimle
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta