SİYONİZM, FİLİSTİN VE MÜSLÜMANLAR
Yahudi lanetli kavim kendilerini Allah’ın sevgilisi ilan ettiğinden beri her türlü gayr-i meşru, gayr-i ahlaki hareketi kendine meşru saydı. Üstün insan kavramını icat etti, seçkin kavim saplantısına kapıldı, aşağıların aşağısına düştü.
Kendilerine en çok peygamber gönderilmesini bir ayrıcalık saydı. Aslında bu onun sapkınlığının sonucuydu. Allah merhamet edip hak yola davet ediyordu. Ama o ne yapıyordu, peygamberleri katlediyor, hidayet çağrılarını şiddetle reddediyordu.
Her türlü azgınlığı yapmakta tereddüt etmiyordu bu kavim. Hile, sahtekarlık, aldatma onlardaydı. Kitaplarını tahrif ettiler. İşlerine geldiği gibi yeniden yazdılar. Gittikleri yeri karıştırdılar. Devlet kurdular ama devletleri daimi olmadı. Sürgün yaşadılar. Kendilerini Firavun zulmünden kurtaran Musa’ya etmediklerini bırakmadılar. Sözlerinde durmadılar. Puta tapmaya, önderlerini ve din adamlarını ilahlaştırmaya devam ettiler.
Arz-ı Mevud’u va’d eden Musa’ya isyan ettiler. Yıllarca zulüm gördüler ama ıslah olmadılar. Fırsat buldukça zulüm ettiler. Güçlüye itaat ettiler, zayıfa boyun eğdiler. Ellerine fırsat geçince onu kötüye kullanmaktan kaçınmadılar. Amaçlarına ulaşmak için her türlü yasak fiili meşru saydılar.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.
