İFRATLA TEFRİT ARASINDA KUR’AN’LA İLİŞKİMİZ
Kur’an’la ilişkimizde hep iki uç arasında dolaşıyoruz. Bu iki uç ya ifrat oluyor ya tefrit. Müslüman olarak Kur’an’la doğru bir iletişim kurmakta başarılı olamıyoruz. İslam alemi Kuran’a yabancı. Yıllarca ülkemizde okunması yasaktı bu kitabın. Gizli ve kaçak bir şekilde öğrenilebildi.
Annem bir hoca kızı olmasına rağmen koca evine gelene dek öğrenememişti kutsal kitabımızı okumayı. O da bir hoca olan kayınpederi öğretebildi ona. Ama hiçbir zaman anlamını merak etmedi. Hoş merak etseydi ne fark ederdi. Buna ne imkan ve ne zamanı vardı. Babam müezzin olmasına rağmen anlamından bihaberdi. Dedem anlamını vermekten korkardı. Aslında bilgisi vardı. Bu yüzden o da anlamından uzak kaldı.
Biz çocukken yalnızca vaazlarda birkaç ayetin anlamından haberdar olurduk. Gündüz kurslarında yüzlerce öğrenci arasında yaz tatillerinde okumasını öğrenebildik yalnız. O da her yıl elif bayı bitirir Kur’an’a geçmeden – biz böyle ifade ederdik- tatil biterdi, biz yine Kur’an okumasını öğrenemeden kursa veda ederdik.
Bir yıl boyunca onu unutulmaya terk eder yılsonu tekrar Elif-Ba’larımızı koltuğumuz altına alarak Kur’an Kursu’nun yolunu tutardık. Birkaç sure ezberler, namaz kılmasını öğrenir, bol bol oyun oynardık.
Yıllar böyle geçti. İlkokulu bitirdiğim sene Kur’an okumayı öğrenebilmiştim. Ama anlamına bir türlü sıra gelmemişti. Ne okuduğumuzu bilmezdik, merak da etmezdik. Bu duruma alışmıştık. Dini eğitim alan bir okula gitmiştik. Orada da öğrendiğimiz Arapça ve diğer dersler bize Kur’an’ı anlamakta yardımcı olmadı.
Artık birbirimize iki yabancıyız.
Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
Her şeyi evet, her şeyi unutmalıyız.
Her kederin tesellisi bulunur, üzülme.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta