Abdullah bin Mübarek, bir yere gidiyordu.
Yolda bir çocuk görmüş çobanlık ediyordu
Şuna gidip Allah’ı öğreteyim diyordu
Evlâdım, sen Allah’ı bilir misin? demişti.
Çocuk der ki: “Kul nasıl sâhibini bilmez ki? '
Görüp de inkâr eden iman ile ölmez ki
İki dünyada mutsuz ebediyen gülmez ki
İşte o büyük zat’a çocuk böyle demişti
-Allahü teâlâ'yı ne ile bildin? söyle
-Bu koyunlarla bir de çevremde ki her şeyle
-Evladım nasıl bildin? bana bir izah eyle
- Bu koyunlar çobansız kalsa kurt yer demişti
Anladım kainatı koruyan biri vardır
Her nereye bakarsan O’nun eseri vardır
Her şeyde bir denge var her şeyin yeri vardır
Bunları düzenleyen biri vardır demişti
-Allahü teâlâyı nasıl bilirsin? bir de
-Hiç bir şeye benzemez ne gökte ne de yerde
-Böyledir evet böyle, nerde öğrendin nerde?
-Yine bu koyunlardan öğrenmişim demişti
-Ben çobanım. Onların koruyucusu benim
Onlara benzemiyor, ne boyum ne de enim
Ne elim ne ayağım ne vucudum ne tenim
Bizi yoktan var eden, hiç benzer mi? Demişti
-İyi söyledin.yavrum ne bilirsin İlimden
-Ben bu sahrâda nasıl ders alırım alimden?
-Peki ne öğrenmişsin? Sanattan ya bilimden?
Çobana bildiğini bize anlat demişti
-Gönül ilmi, dil ilmi beden ilmini bildim
-Bunlar nelerdir söyle, bak ayağına geldim.
-Gönül ilmi şudur ki, sevgiyi ondan aldım
Bu kalple O'nu bildim O'nu sevdim demişti
Dil ilmi de şudur ki, dil verdi zikir için
O'nun ismini anıp nimete şükür içn
O'nu bol bol anarak ilahi fikir için
Ya hakkı söylemeli ya susmalı demişti
Beden ilmi şudur ki, bana beden vermiştir
Şükrünü ifa için ibadet önermiştir
Sayısız nimetleri ayağıma sermiştir
Halalinden çalışmak kazanmaktır demişti
Şair Mikdat Bal
Mikdat BalKayıt Tarihi : 12.1.2006 11:57:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Timur İlikan
TÜM YORUMLAR (2)