ÖNDEN GİDEN ATLILAR
Evet bu önden giden atlıları tanımak lazım. Bunlar halkın bağrından kopan bu insanlar sessiz sedasız bu ülkeden gidiyorlar. BU ülke derken bu içinde yaşadığımız bu dünyadan bahsediyoruz. İyi insanlar iyi atlara binip gittiler diyen Necip Fazıl’a hak vermemek elde değil.
Önden giden atlılar öncü nesildir, altın nesildir. Bu nesil 1400 yıl önce gelmişti, bir de şimdi geliyor. Belki bu iki nesil arasında birçok altın nesil gelip geçti. Her yüz yılda bir bu din yenilendi mücedditler eliyle. Bu mücedditlerin etrafında bir altın halka oluştu. Bu altın halka çevre çevre bir altın kuşak doğurdu ve işte her devrin altın nesli böyle meydana geldi.
Bu dinin müntesipleri hakkın düşüp kaldığı her yer ve zamanda onu tutup kaldırmasını bilmiş, bu uğurda gerekirse canını vermeyi yaradılış ve inanç borcu bilmiştir. İşte bu devrin altın nesli de İmam –Hatip Neslidir. İşte bu nesilden bir kahraman atlıyı daha bu dünyadan uğurladık. Her geçen gün birini daha uğurluyoruz bu iyi insanların. İyi insanlar iyi atlara binip aramızdan ayrılıyor, gerçek menzillerine gidiyorlar.
Onlar buralı değillerdi zaten. Onlar burada ebedi kalmaya gelmemişlerdi. Onlar ebediliği inançlarında bulmuşlardı. Onlar ölümsüzlüğü tatmışlardı daha bu dünyadayken. ‘Bize ne uzak ölüm, bize ne yakın ölüm/ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm.’diyorlardı. Onlar Hızır ve İlyas’la arkadaş olmuşlardı. Onlar ölüme doludizgin kanatlanarak uçmuşlardı.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta