DAR GEÇİT
(roman)
Oradaydı. Saçını yeni bir şekle sokmuş. Atkuyruğu şeklinde. Küçük bir kız olmuştu. Ben sahnedeydim ve şiir okuyordum. O beni dinliyor ama belli etmiyordu. Yan oturmuş beni etkilemek istemiyor havasına bürünmüştü. Ben onu seviyordum o bunu biliyordu. Sevilmek hoşuna gidiyor, ama bu sevgiyi kendine itiraf etmiyordu.
O bende baba sevgisi tatmak istiyordu. Ben de bunu ona vermeye hazırdım. Ama gönlümü onun bütün varlığı kaplamıştı. Onun varlığı bütün sevgi damarlarımı kaplıyor, yalnız kalınca onu düşünmekten kendimi alamıyordum bir türlü. O bu geçkin yaşımda bir gençlik aşısıydı bana. Dehanın çocukları on yılda bir doğum acısı çeker diyordu ya bir düşünür, benim doğum sancılarım bu aşklardan alıyordu varlığını.
Onu seviyordum ve aramızdaki yaş farkına rağmen benim olmasını istiyordum. Onu düşünmek bana büyük bir haz veriyordu. Onu görmek, onu hayal etmek benim en büyük yaşama sevincim olmuştu. Adı ışıktan harflerle yazılıyordu ruhumda. Silueti ruh dünyamda aşkla kazılmıştı.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.