10*06*15
Yarına ertelendi mezuniyet. Bu gün birkaç öğrenci gelmiş. Akıllı tahtalar açılmıyor. Anahtarlarımız virüslü. Onlar da cep telefonlarını açıyorlar video izliyorlar. Ben Safahat’ı okumaya çabalıyorum. Safahat’ı bu denli tekrar tekrar okuduğumu anımsamıyorum hiçbir zaman.
Çanakkale Destanı’nın yazmayı sürdürmeye çabalıyorum ama başaramıyorum. Aşk şiiri damarım da kurudu O’nu görmeyeli. Denemeler yazmaya çalışıyorum ama eski şevkim yok. Hilye-i Hakani’yi çeviriyorum.
Kitaplarımı hazırlamam gerekecek. Ama vakit bulamıyorum. Artık kitap çıkarın Hocam diyor öğrencilerim. Bu istekleri zamanın geldiğine yorumluyorum. Öğrenciler okuldan kaçmak için duvarlardan, camlardan atlıyorlar.
Sanal dünyanın gerçek dünyayı tehdit ettiğini görüyorum. Edebiyat ve sanatın da sanal aleme kaydığını görüyorum. Sanatın sanal dünyaya kayması yakın bir gelecekte tamamlanacak. Ama yine de ben kitaplarımı basılı görme isteğinden kendimi alamıyorum.
Kitap okuma hızımı artırmak istiyor kültürel faaliyetlerimi sanal alemde karşılama alışkanlığı edinemiyorum bir türlü. Yine kitaba para ödüyorum. Yine evimdeki kitaplığı büyütmeye devam ediyorum.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta