Bu hâle nasıl düştüm, ben mi yazdım kaderi?
Herkes seninle Rabbim, geride bir ben kaldım!
Cebrail selam vermez cini geç insana da
İsrafil’i kaldırmak için saatini kur!
Kelimeler sırrını söylemezse sana da
Heceye işkence et, harfleri zincire vur!
Herkes engel olmanın derdine düşmüşken… Kim
çivisi çıkmış köhne dünyaya oldu hekim?
Sen Türkçe sevdalısı, sen hoşgörüye mahkûm
Sakarya Destanı’nı git Nil ve Tuna’ya sor!
Gittiniz ve alarak selamı Sakarya’dan,
Nil’den, Tuna’dan selam verdin ta Nijerya’dan,
Mesksika’dan, Gine’den, Tayvan’dan, Liberya’dan,
Selam Orta Asya’dan deyip, gel yaramı sar!
Affet yiğidim, affet anlatamadık sizi.
Uzak diyarda kime sordunuz yolu, izi?
Bilmem gözünüzden yaş aktı mı dizi dizi?
Siz ağlamayın sakın varsa kusur bizde var!
Cennetvari düşlerin engeli çoktur ama;
Derdi Allah rızası olanda dert arama!
Çünkü; derdi dermandır tutulsa da vereme!
Kalk ayağa Sakarya, kalk da bugünleri gör!
Dünyevî işlerinden fırsat bulamayanlar,
Gidip sizlere selam verip alamayanlar,
Hasretle kucaklaşıp da sarılamayanlar,
Ağlar neşeden dostum, utanırım uzak dur!
2012
Kayıt Tarihi : 2.6.2012 00:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)